Olumlu Bak
Olumlu Bak

“Alacakaranlık” Serisinde Hepimizin Gözünden Kaçan 12 Beklenmedik Şey

Ergenlik zamanlarımızda, Alacakaranlık serisinde gördüğümüz vampirlerin ve kurt adamların dünyası bize son derece büyüleyici geliyordu. Genç Bella ile yakışıklı Edward’ın aşk hikâyesi ise kalbimizin küt küt atmasına neden oluyordu. Bu hikâyenin büyüsüne öylesine kapılmıştık ki çok ilginç bazı şeyleri gözden kaçırdık. Şimdi ise daha önce hangi ayrıntıları ve olay örgüsündeki hususları fark etmediğimizi anladık.

Jacob’ın uzun saçları doğal değildi.

Taylor Lautner’ın karakterinin ilk filmde ve ikinci filmin bir kısmında gördüğümüz muhteşem saçları aslında bir peruktu. Erkek oyuncu, bu saçından hoşlanmadı. Gerçek hayatta böyle bir saç modelini tercih etmeyeceğini söyledi. Öyle ki Lautner, aynaya baktığında kendisini zar zor tanıdığını belirtti.

Bella, arkadaşlarıyla kafeteryadayken Edward, diğer kızların düşüncelerine tepki gösteriyor.

Edward ilk kez kafeteryada Bella ile karşılaştığında, izleyiciler, onun zihin okuyabildiğini bilmiyor. Bu yüzden, onun diğer insanlara verdiği tuhaf tepkiyi herkes fark etmedi. Edward, Bella’nın yeni arkadaşlarıyla beraber oturduğu masanın yanından geçerken gülümsüyor; çünkü kızların zihinlerini okuyor ve onun hakkında konuştuklarını fark ediyor.

Üstelik, masaya oturduğunda Edward’ın kafasının karışmış hâlde olduğunu herkes görmedi. Birçok izleyici bunun, Bella’nın ona bakması üzerine verdiği bir tepki olduğunu düşünmüş olabilir.

Daha sonra Cullen, Bella hariç herkesin zihnini okuyabildiğini söylediğinde, kafeteryadaki tuhaf tepkisi anlaşılır bir hâl alıyor. O sahnede Edward’ın kafası karışıyor; çünkü bu gizemli kızın neler düşündüğünü anlayamıyor.

Bella, psikolojik olarak olgunlaşmıyor.

Bella, ilk başlarda kararlı ve kendine yeten biri gibi görünüyor. Kendi yolunu (vampir olmak üzere) kendisi seçiyor ve hayalinin peşinden gidiyor. Aslına bakıldığında ise Bella, kendi hayatını ona zarar verebilecek bir canavar olan Edward’a teslim eden güçsüz bir kız.

Bella bağımsız olmaktan hoşlanmıyor. Tüm seri boyunca onunla Edward ve Jacob ilgileniyor. Hatta, Bella’nın Edward’ı, küçükken onunla birlikte yaşamayan babasının yerine koyduğunu düşünenler de var. Cullen, Bella her tehlikede olduğunda onu kurtarıyor. Ona karşı, bir çocukmuşçasına temkinli davranıyor.

Üstelik Edward ve Jacob, birçok durumda onu kucaklarında taşıyorlar. Bu sahneler, Bella’nın içinde hâlâ küçük bir kız çocuğu olduğunu kanıtlıyor.

Vampirlerin cildinde hiçbir iz veya hasar olmaması gerekirken, James’in bir dövmesi var.

Bu filmlerde, vampirlerin vücudundaki herhangi bir yara izinin, lekenin veya başka her türlü hasarın anında iyileştiğini görüyoruz. Birçok sahne de bunu kanıtlıyor. Örneğin, karmaşık bir doğumun ardından vampire dönüştüğünde Bella’nın cildindeki tüm morluklar ve yaralar gözümüzün önünde yok oluyor.

Ancak burada şöyle bir sorun karşımıza çıkıyor: James’in dövmesi var. Tabii ki bir vampir dövme yaptırırsa cildi anında iyileşir ve hiçbir iz kalmaz.

Mesele şu ki James’i canlandıran oyuncunun gerçek bir dövmesi vardı ve nedense yapımcılar, bu dövmeyi gizlememeye karar verdiler.

Victoria, ilk başta kızıl saçlı değildi.

Birçok kişi Victoria’yı kızıl saçlı olarak hatırlıyor. Ancak o, ilk filmde sarı saçlıydı. Saç rengi, serinin Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay filminde değişti.

Kızıl saç her zaman kötülüğün ve hilekârlığın bir sembolü olarak görülmüştür. Victoria da ikinci ve üçüncü filmlerde tam olarak böyle bir kadın; çünkü erkek arkadaşı James ölüyor ve o da intikam peşine düşüyor.

Bella’nın, Edward’ı anlamaya çalışırken araştırdığı yaratıklar, efsanelerde gerçekten yer alıyor.

Bella, Edward’ın sıra dışı olduğunu fark ettiğinde, bilgi edinmek için kitaplardan ve internetten araştırma yapmaya başlıyor. Daha sonra, vampirlerle bağlantılı olan Apotamkin adlı bir şeye denk geliyor.

Bu yaratıklar, Kızılderili mitolojisinde anlatılıyor. Apotamkinler; uzun, sivri dişlere ve kızıl saçlara sahip devasa deniz canlıları. İnsanlar, çocukların kaçıp gitmesini önlemek için onları bu canlılarla korkuturlardı.

Bella, üniversite eğitimi alabileceğinden sadece bir kez bahsediyor.

Bella, serinin ileriki filmlerinde liseyi bitiriyor. Ancak hayatını nasıl geçireceği ve geçimini nasıl sağlayacağına dair hiç düşünmüyor.

Üniversiteden yalnızca bir kez, Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma filminde, annesiyle konuşurken bahsediyor. Bunu yapmasının tek nedeni ise onunla buluşmamak için bir bahaneye ihtiyaç duyması. Ne de olsa, bir vampire dönüşmeye karar veriyor.

Görünen o ki Edward’a olan ebedi aşkına dair romantik hayaller dışında hiçbir şeyle ilgilenmiyor. Ancak bu mantıklı bir karar değil; çünkü hayatta ne olacağı belli olmaz.

Vampirler bu sırrı açıkladıkları zaman cezalandırılsa da Edward, Volturi hakkında açıkça konuşuyor.

İkinci filmde Edward, Bella’ya yasalarını çiğnedikleri için vampirleri cezalandıran güçlü Volturi zümresinden bahsediyor. Bu yasalardan biri, sıradan insanlara herhangi bir şey anlatmalarını yasaklıyor. Ancak Edward bunu, bir ders esnasında diğer çocuklarla çevriliyken yapıyor.

Cullen’lar, annesini görmesi için Bella’ya uçak bileti veriyor.

İkinci filmde Cullen’lar, Bella’ya küçük bir hediye veriyor. Ancak biz, kutunun içinde ne olduğunu bile bilmiyoruz; çünkü Bella elini kesiyor ve Jasper ona saldırıyor.

Üçüncü filmde ise Edward, anne babasının uçak bileti verdiğini ve annesini son bir kez görebileceğini Bella’ya hatırlatıyor.

Bella ve Edward’ın satranç oynadığı sahnelerde gizli bir mesaj var.

Serinin Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 filminde, yeni evli Bella ve Edward balayındayken sık sık satranç oynuyorlar. Filmin uyarlandığı kitabın kapağındaki satranç taşlarıyla aynı renkte olan kırmızı taşlar kullanıyorlar.

Renesmee adına her şey, o daha bebekken kararlaştırılıyor

Jacob Black, Renesmee doğduğunda ona damgasını vuruyor.

Hiç kimse, Renesmee’nin büyümesini ve bu kararı kendi başına vermesini düşünmüyor bile. Aksine, kaderi onun için seçiliyor.

Tüm Cullen’lar aynı armayı takıyor.

Cullen ailesinin her üyesi, üzerinde kendi armaları olan bir şey takıyor. Edward, Emmet ve Jasper deri bir bileklik takıyorlar. Esme gümüş bir bileklik takıyor. Rosalie ve Alice kolye takıyor. Carlisle ise gümüş bir yüzük takıyor. Son filmde, Bella da kocası gibi deri bir bileklik takıyor.

Bu aksesuarlar kitaplarda anlatılmıyor ama filmlerde yer alıyor. Bu, onların yalnızca bir vampir klanı değil, aynı zamanda üyeleri birbirine sadık bir aile olduklarını gösteriyor. Bu nedenle, aile armaları fiziksel olarak üzerlerinde bulunuyor.

Aslan, gücü ve vahşiliği simgeliyor. Alttaki yonca, sonsuzluğu simgeliyor. El ise sadakat ve doğruluğu temsil ediyor, yani Cullen’ların birbirine karşı dürüst olduğunu gösteriyor.

Büyüyüp de filmleri tekrardan izlediğinizde, Alacakaranlık serisindeki başka hangi heyecan verici ayrıntıları fark ettiniz?

Bu Yazıyı Paylaşın