Hepimizin Aklında Bulundurması Gereken 11 Toplumsal Davranış Kuralı
Günlük görgü kuralları sadece salatayı yerken doğru çatalı seçmekten ibaret değil. Bu kurallar, aynı zamanda kişinin kendisine ve çevresindekilere gösterdiği saygı anlamına da gelir. Bazen önemsiz gibi duran hareketler, bir insanın görgülü olduğunu gösterebilir veya tam aksine, onları, başkalarına kolayca hakaret edebilen biri olarak nitelendirmemizi sağlayabilir.
Başka insanları engellememesi için çantanızı asın.
Masaya oturduğunuzda, çantanızı yanınızdaki boş sandalyeye, dizinize veya arkanıza yerleştirin. Çantanızı yere bırakmak veya sandalyenin arkasına asmak, başka insanları engelleyebileceği için uygun bir davranış değil.
Kalabalık bir yerde ilerlerken çantanızı sol elinizde tutun ve sol omzunuzda taşıyın ya da omzunuzdan çıkararak önünüzde tutun. Çantanızı takarken veya çıkarırken yanlışlıkla birine çarpmamak için çevrenizdekilere dikkat edin.
Garsonların masanıza gelmelerini bekleyin.
Bir restoranda yemek yerken garsona bağırmayın veya el sallamayın. Sipariş vereceğinizde veya hesap isteneceğinde, görgü kurallarına hâkim biri sabır gösterecek ve birinin masalarıyla ilgilenmesini isteyecektir. Örneğin, elinizi hafifçe kaldırmak veya garsona ismiyle seslenmek bunun için yeterli olacaktır.
Markette alışveriş yaparken sepetinizi reyonun köşesinde bekletin.
Marketlerdeki yoğunluk, özellikle hafta sonları ve resmi tatillerde çok fazla olabilir. Bu yüzden, araba kullanırken olduğu gibi, burada da uyulması gereken önemli bir kural var: Sağa geçmek. Sepetinizi sağ tarafa yakın tutun ve reyonların orta kısmını diğerleri için boş bırakın. Eğer reyon çok darsa sepetinizi reyonun girişinde bırakın ve ihtiyaçlarınızı almak için reyonun içine girin.
İçecekleriniz için altlık kullanın.
Başkasının evindeyken, içeceklerinizi mobilyaların üzerine koymadan önce altına bir bardak altlığı veya peçete koyun. Yakınınızda peçete veya altlık yoksa ev sahibinden isteyin. Belki de yalnızca vermeyi unutmuşlardır ve bu durumda, sormanızdan çok memnun olacaklardır.
Bir aramayı cevaplamak için kenara geçin.
Genellikle, bize gelen aramaları markette sıra beklerken, bankadayken veya otobüsteyken olmak üzere toplu alanlarda cevaplamamız gerekir. Öncelikle, konuşmanız çevrenizdeki herkes tarafından duyulacağından, aramanızı o dakika cevaplamanızın önemli olup olmadığını dikkatlice değerlendirmelisiniz. Eğer gerçekten cevap vermeniz gerekiyorsa fazla insan olmayan bir köşeye geçmeye çalışın.
Bir yerden kalktığınızda sandalyeyi masaya yaklaştırın.
Görgü kurallarının basit bir maddesi olmasının yanı sıra, (restoranda da olsanız toplantıda da) bunu yapmak, aynı zamanda çevrenizdekiler için düşünceli olan bir davranıştır. Başka insanların hareket alanlarını kısıtlamamak ve düşmelerini engellemek için ayağa kalktıktan sonra sandalyenizi masaya yaklaştırmayı unutmayın.
Alkışlarken ellerinizi göğüs hizasında tutun.
Tiyatroda bir oyunu izlerken ellerini çok havada tutarak alkışlayanlar yüzünden görüşünüzün kapanması pek hoş bir durum değildir.
Bu durumlardan kaçınmak için belirli görgü kuralları ve bir alkışlama tekniği var:
- Hafifçe büktüğünüz baskın olmayan elinizi, avuç içiniz 45 derecelik bir açıyla içe dönük olacak şekilde göğüs seviyenizde tutun.
- Baskın olan elinizle, 4 parmağınızı kullanarak alkışlayın. Bu hareket, oldukça yüksek bir ses çıkmasını sağladığından oyuncular sizi bu şekilde de duyabiliyor olacaklardır.
Limonu bardağınıza sıkarken diğer elinizi onu kapatacak şekilde tutun.
Çayınıza hafif bir ekşilik vermesi için birkaç damla limon sıkma isteğinin cezbediciliğine dayanmak biraz zordur. Ancak bazen, bunu yaparken çevremizdekileri düşünmeyiz. Görgü kuralları diyor ki: Limonu, bir elinizle bardağınıza sıkarken diğer elinizle kapatın ki suyu yanlışlıkla masada oturan bir arkadaşınızın gözüne gelmesin.
Sıktığınız eli sıkı tutun.
El sıkarken, elinizi gevşek şekilde uzatmamaya çalışın çünkü bu, karşı tarafa güçsüzlük ve öz güvensizlik hissi verir. Elinizi sıkı tutun ama çok fazla sıkmayın. Eğer karşı taraf size elini gevşekçe uzatırsa hafifçe sıkın. Tabii ki karşınızdakinin gözlerine bakmayı unutmayın.
Bardaklarda ruj izi bırakmayın.
Peçetelerdeki ruj izleri kabul görebilirken, bardaklarda olanlar kesinlikle güzel durmaz. Bu gibi izler bırakmak görgüsüzce görüldüğü için bunlardan kaçınabilmeniz için birkaç tavsiyemiz var:
- İçmeden önce, fark ettirmeden ve hızlıca bardağınızı yalayın. (yağ ve su birbirine karışmaz.)
- Yutkunmadan önce, dudaklarınızdaki rujun fazlasını bir peçete yardımıyla alın.
- Rujunuzun altına baz veya dudak kalemi uygulayın ve rujunuzu sürdükten sonra dudaklarınızı peçeteyle silin.
Biriyle konuşurken güneş gözlüğünüzü çıkarın.
Güneş gözlüğü kullanımıyla ilgili birçok insanın unuttuğu bir kural var: Başka birisiyle konuşurken güneş gözlüğünüzü çıkarmamak kabalık olarak görülür. Ne de olsa duygularımızın çoğunu gözlerimizle ifade ederiz. Gözlüklerimizi çıkarmadığımızda ise konuştuğumuz kişiye gerçek hislerimizi göstermek istemiyormuş gibi görülürüz.
Daha önce hangi görgü kuralları hatasını yaptınız veya buna tanık oldunuz?