Kristin Chenoweth’in Evlat Edinilme Hikâyesi Ailenin Önemini Kanıtlıyor
Ailemizle olan özel bağımız hayatımızdaki en önemli bağlardan biridir ve bunu oyuncu, şarkıcı, New York Times’ın en çok satan yazarı Kristin Chenoweth’ten daha iyi kimse bilemez. Küçük yaşta evlat edinilen Kristin’in, kendisini evlat edinen anne babasıyla çok güçlü, güzel bir bağı var. Onun hikâyesi, ne kadar farklı olursa olsun, ailenin çok önemli olduğunu bize gösteriyor.
Olumlu Bak ekibi olarak, her ailenin benzersiz olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden, sizi sevdiğiniz insanlarla olan özel ilişkilerinizi kutlamaya teşvik etmek amacıyla bu yürek ısıtan hikâyeyi paylaşıyoruz.
Küçük yaşta evlat edinildi.
Kristin Chenoweth, Oklahoma’da dünyaya geldi, ancak öz annesi, kızının daha iyi bir hayata sahip olması için onu doğurduktan sonra evlatlık verdi. Bilindiği kadarıyla oldukça üzgündü. Neyse ki daha 5 günlükken Kristin’i, sevgi dolu ebeveyni Junie ve Jerry Kristin Chenoweth evlat edindi.
Annesi ve babası, bu konu hakkında hep dürüst oldu.
Evlat edinilmiş olması hayatı boyunca hiçbir zaman sır olmadı. Ayrıca, annesi ve babası, Kristin ile bu konuyu her zaman dürüst bir şekilde konuştu. Eskiden ona, ’’Seni karnında taşıyan kadın seninle istediği gibi ilgilenemiyordu, ama seni çok seviyordu.’’ diyorlardı. Öyle ki doğum gününden 5 gün sonra olan evlat edinilme gününü, yani ’’Gotcha Günü’’nü her zaman kutladılar.
Kristin ve ailesi, evlat edinmeyle bir araya geldikleri için çok mutlular.
Kristin, evlat edinilmesinin, başına gelen en güzel şeylerden biri olduğunu söylüyor. Hatta, anneliğe hazır olmadığının farkına varan bir öz anneye sahip olduğu için de şükrediyor. ’’Beni kayıtsız şartsız seven ve destekleyen bir anneye ve babaya sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumun farkındayım. Biyolojik ebeveynim olmamaları, yine de benim ebeveynim oldukları gerçeğini değiştirmiyor.’’ diye belirtiyor.
Kristin’in ebeveyni de onun gibi bir çocukları olduğu için çok mutlu. Eskiden babası, sürekli ’’Resmen piyangoyu kazandık.’’ derdi ve Kristin de ’’Hayır, asıl ben kazandım!’’ diye cevap verirdi.
Annesi, Kristin’e her zaman şunu söylerdi: ’’Öz annen seni dünyaya getirdi, ama biz sana bir hayat verme şansını elde ettik.’’ Kristin, hayat hikâyesinin onu, insanların kendilerini sahipsiz hissettiklerini veya acı çektiklerini görebilen daha anlayışlı bir insan hâline getirdiğini düşünüyor.
Evlat edinmeyle oluşan ailelerin güzelliğinin farkında.
Kristin, evlat edinmeyle oluşan ailelerin seçime bağlı oldukları için güzel olduğunu düşünüyor. Öz annesi bile başaramazken onu sevmeyi ve yetiştirmeyi seçen ebeveyne sahip olduğu için kendini şanslı sayıyor. ’’Her zaman evlat edinmenin baştan sona bir lütuf olduğunu söylerim ve buna gerçekten inanıyorum. Evlat edinilen çocuklar terk edilmediler, seçildiler.’’ diye belirtiyor.
Kristin, evlat edinilmesinin bugünkü kişiliğini şekillendirdiğini biliyor ve evlat edinmenin güzelliğini dünyayla paylaşmak istiyor. Geçmişine dair derinlemesine düşünürken kendine sorduğu soru ise şu: ’’Bugün sevgimle ne yapacağım?’’
Kristin’in evsiz ve yalnız bir köpeği sahiplenen küçük bir kızı anlattığı çocuk kitabının adı da tam olarak bu. Kitap, kısmen kendi evlat edinilme hikâyesine dayanıyor. Kitabındaki sevgi mesajının insanları teşvik edeceğini umarak ’’Kalbinizdeki fazladan sevgi ve yuvanız, yapayalnız bir insanın gelmesini bekliyor.’’ diyor.
Ailenizde ne için şükrediyorsunuz? Çocuklarınızın size hayata dair ne öğrettiğini düşünüyorsunuz?