Blake Lively ve Ryan Reynolds’un Hikâyesi, Doğru İnsanla Olan Bir İlişkinin Ömür Boyu Sürebileceğini Gösteriyor
Ryan Reynolds ve Blake Lively, romantik bir ilişkiye dönüşen yakın arkadaşlığın somut bir örneği. Bu ikili, ilişkilerinin başından bu yana hiç ayrılmadı. Bu süreç ise, uzun ömürlü bir sevgi ve 5 kişilik mutlu bir aileyle sonuçlandı.
Olumlu Bak ekibi olarak kadere ve ilk başta ne kadar zor olursa olsun, ruh eşlerinin eninde sonunda bir araya geldiklerine inanıyoruz.
Bir çift olarak hayatları, romantik bir dizi bölümü misali başladı.
Reynolds ve Lively, başrol oyuncular olarak ilk kez birlikte yer aldıkları Yeşil Fener adlı filmin setinde tanıştılar. Ancak, o zaman ikisinin de bir ilişkisi vardı. Reynolds, Scarlett Johansson ile evliydi, Lively ise Penn Badgley ile çıkıyordu. Bu, tanışmalarını biraz elverişsiz hâle getirdi. Fakat gel gör ki, evrenin onlar için farklı planları olduğunun farkında değillerdi.
İlişkilerinin anahtarı, ilk başta arkadaş olmalarıydı.
Blake’in Badgley ile olan ilişkisi 2010’a kadar sürse de Reynolds ve Johansson’ın boşanması ondan bir yıl sonra kesinlik kazandı. İkili, o zamanlarda güzel bir arkadaşlığa sahipti. Hatta farklı eşlerle iki çift olarak buluşmalara bile gittiler! ’’O zamanki eşlerimizin açısından oldukça garip bir buluşmaydı, çünkü bir araya geldiğimizde havai fişek gibi parıldıyorduk.’’ diye anlatan Reynolds, sözlerine şöyle devam etti: ’’İlk başta tuhaf geldi, çünkü uzun zamandır arkadaştık. Bence bir ilişkiye sahip olmanın en iyi yolu arkadaş olarak başlamak.’’
Evren, bu ikiliyi 2011 yılında bir araya getirmeye karar verdi. Çıkmaya başladılar ve ilk romantik buluşmaları bir suşi restoranında oldu. Bütün bu küçük anların, 2012 yılında gizli bir düğüne yol açacağını henüz bilmiyorlardı. Evleneceklerini kimse tahmin etmemişti. Ancak bu, çiftin birbirine olan aşkını ve samimiyetini hem ailelerine ve arkadaşlarına hem de nihayetinde halka ilan edebilmesi için mükemmel bir andı.
En iyi arkadaşlar ve sevgililer tek bir ailede birleşti.
Lively, Reynolds’u en iyi arkadaşı olarak nitelendiriyor ve bu, çiftlerin birbirine hem eş hem de arkadaş olmasının bir ilişkinin ömür boyu sürmesini sağladığını gösteriyor. İkisinin de yoğun programına rağmen, Reynolds’un karısıyla çok fazla vakit geçirmesi, ayrıca ikisinin birbirine sevgi ve ilgi göstermeye doyamaması da bunun bir kanıtı. Reynolds, Twitter paylaşımlarından birinde ’’Keşke biraz ’yalnız vakit’ geçirsem.’’ diye şaka bile yaptı.
Lively, bir röportajda kocasına verdiği değerden bahsetti ve ’’Hayatım boyunca en iyi arkadaşım olacağını biliyordum.’’ diye belirtti. ’’Benim için en önemli olan da buydu. Onunla olan arkadaşlığıma benzer bir şeye daha önce hiç sahip olmamıştım. Onu sevdiğim kadar ondan hoşlanıyordum da...’’ diye ekledi. İlişkilerinin ardında yatan koşulsuz bir sevgi vardı.
Aile hayatlarını mümkün olduğunca gizli tutmaya çalışıyorlar.
Reynolds’un itiraf ettiği üzere, ilk çocuklarının dünyaya gelmesiyle sevinçlerine hâkim olamadılar. ’’Parmak güreşi her zaman adil olmuyor. Şaşırtıcı olansa, benim ellerimin aslında çok küçük olması.’’ diyerek yeni doğan bebeklerine dair ufak bir kesit paylaştı. Bu, onların yeni aile serüveninin başlangıcıydı.
Lively ise, ’’Ben 5 kardeşin en küçüğüyüm, o yüzden hiç benden küçük birini büyütmedim. Ama herkesin bebeğini alıp kucağında taşıyan kişi hep ben olmuşumdur. O yüzden, bir bakıma hep bir anneydim.’’ diye belirtti. Lively’nin, ilk bebekleri için gururlu ve heyecanlı göründüğüne şüphe yok.
Tanınmış kişiler olarak, çocuklarının hayatlarını gizli tutmaya karar verdiler. Bununla beraber, Reynolds’a Hollywood Şöhretler Kaldırımı’nda kendi yıldızı verildiğinde, Lively ile beraber çiftin çocukları da özel ve nadir görülen bir katılım gerçekleştirdi ve oradaki kalabalık adeta hayranlık içerisinde kaldı. Bu, çift için özel bir etkinlik ve bir dönüm noktasıydı ve bunu ailecek kutladılar.
Sıradan doğum günü dilekleri bile şakalara dönüşüyor.
Çift, sosyal medyada yaptıkları şakalarla mutluluklarını yaymaya devam etti. Reynolds, karısının ekim ayındaki doğum gününde birlikte oldukları bir fotoğrafı paylaştı, ama eşinin yüzü kesilmişti ve yalnızca kendi yüzü görünüyordu. Açıklamasında ise ’’Harika eşimin doğum günü kutlu olsun.’’ yazıyordu. Çift, birlikte güzel serüvenlerine devam ederken, birbirlerine laf atmayı ve şakalaşmayı da ihmal etmiyor.
Yoğun çalışma saatlerinin onları ayırmasına izin vermiyorlar.
Herhangi bir çekim yapmak zorunda olduklarında, görünüşe göre birbirlerinden ayrılmayı reddediyorlar. Yani daha çok sırayla yapıyorlar gibi.
Reynolds, ’’Mümkün olduğunca yanlarında olmaya çalışıyorum. Birbirimizden ayrılmıyoruz. Ben film çekiyorum, sonra eşim film çekiyor ve her yere hep birlikte seyahat ediyoruz. Bence en güzel yanı bu. Birbirimizden ayrı çok fazla zaman geçirmiyoruz.’’ şeklinde açıklıyor. Bu şekilde, ikisi de çocuklarıyla eşit miktarda vakit geçirebiliyor ve aralarındaki bağı güçlendirebiliyor.
Gerçek aşkla her şey mümkün. Reynolds aynı zamanda, karısıyla olan uzun süreli evliliğinin sırrını paylaşarak, ’’Birlikte büyüyoruz. Birbirimizden öğreniyoruz. Yani evet, bu açıdan bir dosta sahip olduğum için çok şanslıyım.’’ diyor. Bir insanda hem ruh eşinizi hem de dostunuzu bulabileceğiniz bu tür bir sevgi, kalıcı ve mutlu bir ilişkinin en iyi formülü.
Sizin aşk hikâyeniz nedir? Hayat arkadaşınız sizinle benzer bir mizah anlayışına sahip mi? Yorumlarda bize anlatın.