“Çöplükte Yaşıyordum.” Aşk, Mark Ruffalo’nun Hayatını Nasıl Tamamen Değiştirdi
Bütün destansı aşk hikâyeleri, bizi gerçek olamayacak kadar güzel olduklarına inandıracak benzer özellikler taşır. Mesela, hikâyenin kahramanları, en zorlu zamanlarda bile birbirlerinin yanında durur. İşte, Mark Ruffalo’nun hayatı da bir film senaryosundan alınmış gibi. 54 yaşındaki oyuncu, bizim tahmin edebileceğimizden çok daha fazla zorlukla karşılaşmış olsa da eşi Sunny, her zaman, en kötü günlerini bile onu aydınlatan gün ışığı oldu.
Bir Hollywood yıldızı ne zaman kendi hayatını anlatıp, güçsüz yanlarını gösterse Olumlu Bak’ta ona hayran olmaktan kendimizi alamıyoruz. Bu yüzden sizinle Mark Ruffalo ve eşi Christina Sunrise Goigney’nin üstesinden geldikleri gerçek zorlukları paylaşmak istedik.
Sunrise [Türkçede gün doğumu demek], Mark’ı her zaman destekledi; o en kötü durumdayken ve kendisine inanmazken bile.
Biz Ruffalo’yu süper kahraman Hulk olarak biliyoruz ama oyuncu, kendi hayatında asıl kahramanın kim olduğundan bahsederken oldukça mütevazı davranıyor. Ruffalo ve Coigney, 1998’de sokakta tesadüfen tanıştılar. Mark, zor zamanlardan geçiyor ve oyuncu olmak için uğraşıyordu.
Ruffalo bunları, ’’Bir çöplükte yaşıyordum ve bir ehliyetim veya kredi kartım bile yoktu. O sırada berbat durumda olduğumu düşündü, ama bana inandı ve beni desteklemeye devam etti. Eğer o olmasaydı buralara gelebilir miydim, emin değilim." şeklinde hatırlıyor.
Ruffalo, anında bir elektrik hissetmiş ve aradığı kişinin o olduğunu anlamış. ’’Onu gördüm ve dedim ki o kızla evleneceğim!’’ diye düşündüğünü belirtiyor. Ama Coigney, işleri Ruffalo için kolaylaştırmamış ve ilk evlilik teklifini reddetmiş.
Çift, 2000 yılından beri evli ve 3 çocukları var. İlk oğulları Keen’i 2001’de, iki kızlarının ilki olan Bella’yı 2005’te, ikincisi Odette’i ise 2007’de kucaklarına aldılar.
O, Ruffalo’nun oyunculuk kariyerini kurtardı.
Mark, Sunrise’la tanıştığında otuzlarının başında ve hayatının en kötü dönemlerinden birindeydi. ’’Hiçbirine seçilmeden yaklaşık 800 kadar denemeye katıldım. Chateau Marmont’da barmenlik yapıyordum ve bazen Johnny Depp’i, Nic Cage’i takılırken görürdüm, başarılılardı. Ben ise zar zor hayatımı sürdürebiliyordum.’’ itirafında bulundu. Yine de ne Johnny Depp’in ne de Nic Cage’in sahip olduğu bir şeye sahipti: Sunny’nin sarsılmaz desteğine!
’’Bana inandı. O, ’Senin çok iyi bir oyuncu olduğunu biliyorum’ diyordu ve ben de ’Henüz nasıl bir oyunculuğum olduğunu görmedin...’ diyordum.’’ şeklinde konuştu. Şanslıyız ki Mark denemeye devam etti ve Akademi Ödülleri’ne 3 defa aday gösterildi. Kendisine şans diliyor ve gerçekten hakkettiği ödülü en kısa zamanda kazanmasını umuyoruz.
Mark, Coigney ilk çocuklarına hamileyken ondan bir sır sakladı.
2001’de bir gün, eşi ilk çocuklarına hamileyken, Mark bir sabah, beyin tümörünün olduğu bir rüya gördüğü için kendisini iyi hissetmeyerek uyandı. Ne yazık ki bu doğru çıktı: Tümör sol kulağının arkasındaydı. Durumu daha kötü hâle getirecek şey ise %30 oranında, yüzünün sol tarafının işlevini kaybetme olasılığı olmasıydı.
Mark, eşinin ve doğmamış çocuğunun sağlığını kendi sağlığının önüne koydu ve bunu ona söylememeye karar verdi. Keen doğduktan sonra da tümörü aldırdı.
Ameliyat ilk etapta başarılı değildi. Yüzünün sol tarafı felç geçirdi, ve sol kulağı işitmemeye başladı. Bu sert bir darbeydi, ama oyuncu bir süre sakin kalmayı tercih etti. Lakin en nihayetinde, iyileşme sürecini tamamladıktan sonra tüm dünyaya gücünü kanıtladı.
Hayat, ona bir gol daha attı.
Ama hayatın, onu bekleyen başka bir sıkıntısı daha vardı. Beyin tümörü tanısı konulduktan yalnızca 7 yıl sonra, erkek kardeşini kaybetti. 2008’de, 39 yaşındaki saç tasarımcısı Scott Ruffalo, Beverly Hills’teki evinde hayata gözlerini yumdu. Bunun üzerine Mark, Los Angeles’ta yeterince yaşadığına karar verdi ve Ruffalolar, New York’ta bir çiftliğe taşındı.
Çift, 20 yıldan uzun bir süreden sonra bile hâlâ sağlam adımlarla ilerliyor.
Mark uzun bir yol kat etmiş olabilir, ama biz en büyük başarısının 20 yılı aşkın süredir yanında duran kadın olduğuna inanıyoruz. Bazılarınız, bunca yıldan sonra çift bu dengeyi nasıl sağlıyor diye merak edebilir. Ruffalo’nun deyişiyle, “Sunny ile arkadaşlık-evlilik-aşk ilişkimiz de bunca yıldır aynı şekilde değişiyor ve gelişiyor. Açıkçası zorlukları ve eksiklikleri olmasaydı, mutluluklar, öğrenimler veya gelişimler olmazdı.”
Siz aşkın her şeyin üstesinden gelebileceğine inanıyor musunuz? Sizin ve eşinizin üstesinden gelmek zorunda kaldığınız en zor şey neydi? Bizimle aşk hayatınızın bir parçasını paylaşırsanız çok seviniriz!