İlişkiler

Evlilik zor iş, ama doğru insanı bulduğunuzda, hayatınızı onunla paylaşmak başınıza gelen en iyi şey olabilir. Nicole Kidman, kocasıyla geç tanışmış olsa da evliliklerinin 15. yılında hâlâ harika bir ekipler. Onların hikâyesi, bize gerçek sevgi ve bağlılıkla evliliğin bir ömür sürebileceğini gösteriyor.

Psikoloji araştırmacıları tarafından yakın bir zamanda yürütülen çalışmalara göre, internette ilişkimizle alakalı (fotoğraflar, ilişki durumu gibi) şeyler paylaşmak, psikologların “diyadik teşhir” olarak adlandırdıkları bir duruma işaret ediyor. Diyadik teşhir, o sırada duygusal bir ilişki yaşadıklarını haber veren insanların ifadeleri ya da davranışlarıdır. Araştırmaların bulguları, bunun arkasındaki belirli nedenleri ortaya koyuyor.

Bütün destansı aşk hikâyeleri, bizi gerçek olamayacak kadar güzel olduklarına inandıracak benzer özellikler taşır. Mesela, hikâyenin kahramanları, en zorlu zamanlarda bile birbirlerinin yanında durur. İşte, Mark Ruffalo’nun hayatı da bir film senaryosundan alınmış gibi. 54 yaşındaki oyuncu, bizim tahmin edebileceğimizden çok daha fazla zorlukla karşılaşmış olsa da eşi Sunny, her zaman, en kötü günlerini bile onu aydınlatan gün ışığı oldu.

Çoğu insan için âşık olmak ve aşkına karşılık bulmak en pozitif duygulardan biridir. Bu duygu, hayatımıza çok fazla neşe katabilir, çünkü o özel kişiyle harika zamanlar geçireceğimiz anlamına gelir. Ancak kimi zaman, olaylar beklediğimiz gibi ilerlemez ve ilişkimiz biter. Bu durumda, benzer bir aşk hikâyesini bir daha asla yaşayamayacağımızı düşünebiliriz.

Twitter, Mart 2006’da yaratıldı. O zamandan beri, sayamayacağımız kadar çok kişi, bu sosyal ağı, evlilik maceraları hakkında yorum yapmak için kullandı. Bu paylaşımların mizahi değeri bir yana, bu kişiler, sıklıkla 280 karaktere ya da daha azına sığdırarak hayal kırıklıklarını ortaya koyuyor ve evliliğin yüz kızartıcı yanlarını açıkça gösteriyor.

Çiftler arasındaki mizah anlayışı ilişkilere renk katar. Hatta duşta bile olsa, bir evlilik teklifi romantik ve eğlenceli olabilir. Bu küçük anlar hayatımızı unutulmaz ve keyifli kılar.

Eğlence sektöründe yer alan 2 ünlünün çift olması kadar sıradan bir durum olamaz. Bunu biliyoruz, çünkü paparazziler ve magazin dergileri, bu çiftlere deli oluyor. Ancak alışılmış olanların ötesinde, bir romantik komedideki kadar duygusal ve içten aşk hikâyeleri olan ünlüler de var. Öyle ki bu hikâyeler, ilk görüşte aşkın gerçek olduğuna inanmanızı bile sağlayabilir.

Bütün aşk hikâyeleri peri masalları gibi başlamaz. Hatta bazılarının bilhassa karmaşık bir başlangıcı olabilir. Julia Roberts ve Danny Moder’in küçük bir skandalla başlayan evliliği için de durum böyle diyebiliriz. Ancak gerçek aşk, her türlü engeli aşabilir. Bu çift de uzun yıllardır etle tırnak gibi birbirlerinden ayrılamadıklarını göstermeye devam ediyor.

Bazı ünlüler yıllarca evlenmekten kaçınırken, diğerleri için defalarca nikâh masasına oturmak hiç de problem değildir. Bu kararlılıkları son derece imrendiricidir, çünkü başkalarının dedikodularına ve kınayıcı bakışlarına tahammül etmeye her insan hazır olamaz. Aynı zamanda, bir evliliğin mutlu olacağını da kimse garanti edemez. O hâlde neden ikinci veya üçüncü kez aşkı bulmaya çalışmayalım ki?

Tanınmış bir oyuncunun, çekici bir adama âşık olduğunu ve o adamın aslında kendisinin büyük bir hayranı olduğunu keşfettiğini düşünün. Kulağa sanki bir film senaryosu gibi geliyor, ama aslında bu, John Krasinski ve Emily Blunt’un gerçek aşk hikâyesinin bir özeti. John ve Emily çıkmaya başladıklarından beri sadece skandallardan uzak durmayı başarmakla kalmadılar, aynı zamanda örnek teşkil eden ilişkileri ile gazete manşetlerine de konu oldular.

Evlilik, tamamen aşk meselesidir. Lakin birlikte onlarca yıl geçiren insanların, başarılı bir aile hayatı için farklı sırlarının olup olmadığı her zaman merak edilir. Makalemizin kahramanları ise kolay yollardan geçmemiş olsalar da orta yolu bulabilmeleri, birbirlerine değer vermeleri ve saf bir aşka sahip olmaları sayesinde birlikte mutlu bir hayatı sürdürmeyi başarmış kişiler.

Nicole ve Keith, ne zaman kırmızı halıya birlikte çıksalar birbirlerinden ayrılamıyormuş gibi görünüyorlar. Şaşırtıcı olan ise, 15 yıllık evliliğin ardından hâlâ birbirlerine sanki ilk kez görüyormuş gibi aşkla bakmaları. Bu çift, hissettikleri o ani tutkudan, birlikte göğüs gerdikleri ciddi zorluklara kadar bize ilişkilerinin kusursuz olduğunu gösteriyor.

Bazı insanlar aşkın, onu aramayı bıraktığımız zaman ortaya çıktığına inanıyor. Çöpçatanlar da bunun kısmen doğru olduğunu belirtiyor, çünkü kendimize bir hayat arkadaşı bulmaya odaklandığımız zaman, stresimiz kilometrelerce öteden bile yüzümüzden okunabilir oluyor. Oyuncu olarak ilklere imza atan, dünya çapındaki fenomen Salma Hayek, tıpkı bazılarımız gibi ’’ruh eşini’’ bulma fikrinden vazgeçmek üzereydi, ta ki kocasıyla tanışana kadar.

Mary Poppins’i oynayarak pek çok çocuğu mutlu eden oyuncu, aynı zamanda filmi kadar büyülü, gerçek bir aşk hikâyesinin de baş kahramanıydı. Film yönetmeni olan kocası Blake Edwards ile başından sonuna kadar romantik komedi senaryosuna benzer bir aşk yaşadı. Çift, birlikte gerçek hayatta büyülü bir aşk hikâyesi yarattılar ve bu, üzerinde çalıştıkları en iyi yapım oldu.

Son zamanlarda, erkeklerin olgun kadınlara âşık olmaları ve bu tür ilişkilere ön yargıyla yaklaşan toplumla mücadele etmeleri daha yaygın hâle gelmiş gibi görünüyor. Sağlıklı bir ilişkinin yaşla ya da başka herhangi bir etmenle belirlenmediğinin farkındayız. Lakin erkeklerin olgun kadınlara ilgi duymasına neyin sebep olduğunu merak etmekten de kendimizi alamadık.

Sürekli göz önünde yaşamanın faydaları olabilir, ancak bu, özellikle romantizm ve evlilik söz konusu olduğunda bir yüke de dönüşebilir. Mahremiyet eksikliği ve sürekli ilgi, bir ilişkiyi zorlayabilir, ancak bazı ünlü çiftler, baskının üstesinden gelmeyi ve evliliklerini onlarca yıl sürmeyi öğrenmiş görünüyor. Dahası, ilişkilerini mutlu ve tatmin edici tutmayı başarıyorlar ve hepimiz, “sırlarının” ne olduğunu merak ediyoruz.

Araştırmalar, etkili bir şekilde tartışan çiftlerin birlikte kalma ve mutlu bir ilişki yürütme ihtimalinin 10 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Bazı insanlar daima bir arada olmanın romantizmi sürdürmenin püf noktası olduğunu düşünse de diğerleri, bağımsız olmanın bir ilişkide heyecanı canlı tutmanın sırrı olduğuna inanıyor. Öyle veya böyle, kalıcı ilişkilerin gerçek formülünün hâlâ bir sır olduğunu ve uzun süren aşk hikâyelerini daha da değerli kılan şeyin de bu olduğunu kabul etmemiz gerek.

Kurgu hikâyeler, filmler, pırıl pırıl magazin dergileri ve genel olarak toplumun kendisi, çoğu zaman bize tamamıyla anlamsız ve saçma gelen klişeleri zorla kabul ettirmeye çalışır. Örneğin, bir erkeğin partnerinden mutlaka daha yaşlı olması beklenir. Neyse ki birçok ünlünün kendi hayatlarından örnekler, insanlara bu tür klişeleri umursamamaları ve sadece mutlu olmaları gerektiğini gösteriyor.

Günümüzde gitgide daha da fazla kadın, genç erkeklerle ilişki yaşamayı tercih ediyor. Kate Moss, Priyanka Chopra ve Heidi Klum gibi ünlüler, söz konusu aşk olduğunda yaşı bir engel olarak görmüyor, o hâlde biz neden görelim? Eskiden, genç erkeklerle ilişki yaşamak toplum tarafından daha az kabul görüyordu ve uygun bulunmuyordu. Ancak biz, bu durumun artık değiştiğini düşünüyoruz. Kadınlar kiminle birlikte olmak istiyorsa olabilir ve kimse de buna engel olamaz.

En iyi arkadaşınızla evli olmak kulağa mükemmel bir birliktelik gibi geliyor. Birbirinizi iyi tanıyorsunuz, en derin duygularınız hakkında açıkça konuşabileceğiniz kadar olgun bir ilişkiye sahipsiniz ve ne güven sorununuz ne de endişeleriniz var. Üstüne üstlük birçok araştırma, en iyi arkadaşlar arasında yapılan evliliklerin genellikle bir sürü fayda sağladığı gerçeğini de doğruluyor.