Olumlu Bak
Olumlu Bak

Partnerinizin Öz Saygınızı Yıkmak İstediğinin 15 İşareti

Psikologlara göre öz saygı ve öz güven birbirinden farklı iki terimdir. Öz güvenimiz oldukça yüksek olsa da kendimize duyduğumuz öz saygımız yerlerde olabilir. Örneğin, ünlüler binlerce kişinin önünde harika performanslar sergileyebilir, ama aynı zamanda sürdürdükleri oldukça sağlıksız yaşamlarıyla kendilerine zarar da verebilirler. Bir ilişkideyken partneriniz öz saygınızı hem olumlu hem de olumsuz yönde etkileyebilir.

Olumlu Bak ekibi olarak, ilişkilerimizde partnerimizin iyi niyetli davranışlarının bile sorunlara yol açabileceğini görünce oldukça şaşırdık. Hadi, birlikte böyle durumlara daha yakından bakalım.

1. Kararları tek başına veriyor.

İlişkinizde karar vermek istemeyen taraf olsanız bile, bazen iki taraf için de önemli kararların bir parçası olmak isteyebilirsiniz. Eğer partneriniz kararları kendi başına alıyorsa, olayı yeterince bilmediğiniz ya da sizin görüşünüzü çok da önemsemediği için size sormanın gereksiz olduğu mesajını veriyor olabilir. Evinizdeki perdelerden tutun da tatile nereye gideceğinize kadar kendisi karar veriyorsa, müdahale etmenizin zamanı gelmiş demektir.

2. Fotoğraflarınızı beğenip beğenmediğinizi bile sormadan sosyal medyada paylaşıyor.

Partnerinizin siz yorgunken, hastayken ya da evde eşofmanlarınızla otururken bile iyi göründüğünüzü söylemesi oldukça tatlı bir davranış. Ancak, sosyal medyada fotoğraf paylaşmak tamamen ayrı bir olay. Sosyal medya herkese açık bir platform ve bazen, iyi göründüğünüzü düşünmediğiniz fotoğrafları başkalarıyla paylaşmak istememeniz oldukça doğal. Partnerinizin fotoğraf paylaşmadan önce size sormamasını, sizi kötü, kendilerini ise daha iyi bir şekilde göstermek istedikleri şeklinde yorumlayabilirsiniz. Ayrıca, partnerinizin bu hareketi öz saygınızı zedeleyebilir. Kötü bir niyet söz konusu olmasa bile, fotoğraf paylaşırken beraber karar vermek daha iyi olacaktır.

3. Konuşurken sözünüzü kesiyor.

Birinin sözünü kesmek her zaman kaba bir davranıştır. Bazen, insanlar fazla heyecanlandıklarında ya da söyleyeceklerini unutmak korktukları için farkında olmadan bunu yapar. Ancak, birinin sözünü kesmek, karşıdaki kişinin dinlenmediğini ve söylediklerinin önemsiz olduğunu düşünmesine yol açabilir. Söylemeye çalıştığınız şeyin kimsenin umurunda olmadığını fark ettiğiniz andan daha kötü bir şey yoktur, öyle değil mi? Sık sık sözünüz kesiliyorsa, en sonunda belki de konuşmamanızın daha iyi olacağını düşünmeye başlarsınız. Çünkü, sözleriniz dinlenmeyecekse konuşmanızın ne anlamı var?

4. Her kararınızı sorguluyor.

Partneriniz bazen en ufak şeylere bile karşı çıkıyor olabilir. Örneğin, kendisince yardımcı olduğunu düşünür ve “Daha kalın botlar giysen daha iyi olmaz mı?” gibi bir şey diyerek kıyafetinizin havaya uygun olup olmadığını sorgular. Bazen de daha ısrarcı olabilir: “Canım, işini bırakmak istemiyorsun. Çok iyi bir işin var ve çoğu insan senin yerinde olmak için can atardı.”

Bu, ilk bakışta tatlı görünebilir ve tamamen iyi niyetli olabilir. Ancak, milyonuncu seferden sonra, “Benim bir çocuk olduğumu ve doğru kararlar veremediğini mi düşünüyor?” algısına sebep olur. Sürekli şüpheleri nedeniyle, bağımsız hareket edemeyeceğinizi düşünmenizi sağlar ve kendi başınıza karar verme yeteneğinizi “öldürüyor” olabilir.

5. Beden dili sürekli olumsuz duruyor (mesela, gözlerini devirmek gibi).

Beden dili etkili bir silahtır. Çoğunlukla, samimi ve özel iletişimde sözcüklerden daha çok şey ifade eder. Göz devirmek “Söylediklerin çok saçma” anlamını içerebilir ve bunu, “Salakça konuşuyorsun ve zihnimde seni aşağılıyorum.” olarak yorumlayabilirsiniz. Beden dili hakkında birkaç detay daha verecek olursak; kolları bağlamak, partneri konuşurken telefon ekranına bakmak veya genel olarak dikkati dağılmış görünmek, aynı zamanda size “umurumda değil”, “konuşmayı bırak” sinyali vermenin ya da daha kötü anlamlar iletmenin yollarıdır.

6. Sizin için önemli şeylerde tembellik yapıyor.

Belki amatör bir şarkıcı veya sanatçısınız ve gerçekten partnerinizin gelip performansınızda size destek olmasını istiyorsunuz. Ya da sadece bazı ortak ev rutinlerine katılmalarını veya sizinle birlikte yürüyüşe çıkmasını istiyor olabilirsiniz. Fakat, sanattan nefret ettiği ve dışarı çıkmak yerine evde kalmayı tercih ettiği için, partnerinizin vücut dili bile size şunu söylüyor olabilir: “Senin istediğini yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.”

Bir ilişkide, partnerlerin karşı tarafı kabul etmesi ve destekleyici olmak için çaba sarf etmesi gerekir. Aksi takdirde mesajlarını, sizin için önemli olan şeyleri umursamadıkları ve belki de mutluluğunuzun onlar için yeterli bir öncelik olmadığı şeklinde algılarsınız. Göz ardı edilmek öz güveninizi zedeleyebilir.

7. Sürekli tavsiyede bulunuyor.

Sürekli tavsiye vermenin, karşımızdakine dikkat ettiğimizin, neler olup bittiğini önemsediğimizin ve yardımcı olduğumuzun bir işareti olduğunu düşünürüz. Gerçekte, partneriniz, seçtiğiniz şeyler yerine başka şeyler yapmanızı önermede o kadar ısrarcı olabilir ki, kendinizi bir gün hiçbir şeyi doğru yapamayacakmışsınız gibi hissedebilirsiniz. İyi niyet, olumsuz sonuçlar doğurabilir. Aksine, partnerinizin siz özellikle bir öneri isteyinceye kadar bekliyor olması, seçimlerinize güvendiğinin iyi bir işaretidir.

8. Sizinle çocukmuşsunuz gibi konuşuyor.

Bir yetişkinin diğeriyle küçük bir çocukmuş gibi konuşması o kadar da hoş değildir. Partneriniz toplum içinde ve hatta özel olarak böyle davrandığında kendinizi aşırı utanmış ve küçümsenmiş hissedebilirsiniz. Bu tutum, insanları aşağılanmış ve değersiz hissettirir. Partneriniz sizinle bu şekilde konuşuyorsa, size hak ettiğiniz saygıyı göstermiyor demektir.

9. Çoğu fikrinize “hayır” diyor.

Hayır demek iyidir ve aslında psikologlar, bu kelimeyi daha fazla kullanmamız gerektiğini söylüyor. Ancak, partnerinizin her fikrinize hayır demesi, cesaret verici veya destekleyici davranmadığı anlamına gelir ve bu, kesinlikle öz güveninizi kötü etkileyebilir. Bir şey önerdiğinizde veya havalı bir şey yapmayı düşündüğünüzde her seferinde “hayır” duyuyorsanız, iyi bir fikriniz olduğunu düşünmeniz zordur. Sonunda da kendi mutluluğunuzu ve rahatınızı arama özgürlüğünüz yokmuş gibi hissedersiniz.

10. Yaptıklarınızı kontrol etme ya da yeniden yapma ihtiyacı duyuyor.

Partnerinizin yaptığı her şeyi kontrol ederseniz veya yeniden yaparsanız, ona kelimenin tam anlamıyla bazı şeylerle doğru bir şekilde baş edemediğini söylemiş olursunuz. Elbette, özellikle güvenlikle ilgili şeylerde, zaman zaman işleri iki kez kontrol etmek güzeldir. Ancak çoğunlukla, iş iyi bir şekilde yapıldıysa, partnerinizin çabalarını küçümsememelisiniz. Eğer kendinize hâkim olamıyorsanız, en azından partneriniz etrafta değilken bulaşığı yeniden yıkayın ya da yatağı yeniden toplayın.

11. Söyledikleriyle yaptıkları uymadığı için sizi hep arada bırakıyor.

Partneriniz, birlikte güzel bir film izlemeyi veya daireniz için yeni mobilyalar satın almayı önerebilir ve birlikte güzel vakit geçireceğiniz veya eviniz için bir şeyler yapacağınız için mutlusunuzdur. Sonra aniden fikrini değiştirir ve size bir sebep bile vermeden buluşmayı ertelemeyi veya planlarınızı iptal etmeyi önerir. Bu ise, sürekli olarak yaşanan ani değişim için kendinizi suçluymuşsunuz gibi hissetmenizi sağlar. Mesela, “Belki de fikirlerini değiştirmesine neden olan yanlış bir şey söylemişimdir...” diye düşünebilirsiniz. Bu davranış, öz değerinizi büyük ölçüde zedeler.

12. Gereğinden fazla tavsiye veriyor ya da yardım teklifinde bulunuyor.

Eğer bir şeylerde başarılıysanız, partneriniz sırf başarınızı kıskandığı için size engel olmaya çalışabilir ve sizinle rekabet etmesi gerekiyormuş gibi düşünebilir. Böyle bir davranış öz güveninizi kötü etkileyebilir. Sırf daha iyisini yapabileceklerini göstermek için sürekli yardım teklifinde veya kendisinden istemediğiniz tavsiyelerde bulunabilir. Böyle müdahaleler ile hayallerinizin peşinden koşamaz veya başarıya ulaşamazsınız. Çünkü, sürekli olarak tereddütte düşersiniz. Kendi bilgileriniz ve becerileriniz yeterli olmadığı için her zaman partnerinizin tavsiyelerine ihtiyacınız varmış gibi hissetmeye başlarsınız.

13. Tartışmayı reddediyor.

Eğer partneriniz sizinle tartışmayı reddediyorsa, uğraşmasına değmeyeceğini düşünüyor olması oldukça olasıdır. Sürekli konuyu kapatıyorsa ya da “Seninle bunu tartışmak istemiyorum!” gibi şeyler söylüyorsa, her zaman haklı olduğunu düşündüğü veya ne söyleyeceğinizi umursamadığı mesajını veriyor olabilir. Bu, sizde bir değersizlik duygusu uyandırabilir. Kelimenin tam anlamıyla kavga etmek zorunda olmasanız da sizin de kendinizi ifade etmenize izin vermeleri gereklidir.

14. Hislerinizi yanlış yorumluyor.

Partnerinizin yaşadığı şeylerle ilgili strese girmesi, işte canı sıkılması ya da bir şeyler hakkında kaygı duyuyor olması oldukça doğaldır. Ancak, burada yanlış olan şey bunun acısını sizden çıkarmaya hakkının olduğunu düşünmesidir. Üzgün, keyifsiz ya da mutsuz olduğunda sizin suçunuzmuş gibi davranıyorsa, bunu sizi yeterince sevmemelerine ya da partnerinizi artık mutlu edemediğinize yoruyor olabiliriniz. Ancak, unutmamak gerekiyor ki, onların mutluluğu sizin sorumluluğunuzda değil. Herkesin hislerini dışa vurma ihtiyacı olduğunu anlıyoruz. Ancak, ilişkilerde düzgün bir iletişim sağlanması şarttır. Aksi takdirde, yalnızca gerçekleri bilmediğiniz için her şeyde kendinizi suçladığınız durumlarla karşı karşıya gelebilirsiniz.

15. Sevgisini koşullu olarak yansıtıyor.

Kendinizi, sürekli partnerinizin onayını ve sevgisini kazanmanız gerekiyormuş gibi hissediyor olmanız, onlar için yeterince iyi olmadığınızı düşünmenize yol açabilir. Her sabah kalktığınızda ilişkiniz ve partneriniz için en doğrusunu yapmaya çalışmanız, aslında sağlıklı bir ilişkiden çok sağlıksız bir ilişkinin işaretidir. Partneriniz size sevgi dolu yaklaşmıyorsa, sürekli sevgi görmek için çabaladığınız bir ilişkide olmamalısınız. Çünkü, partnerinizin isteklerini yerine getirdiğiniz için değil, kendiniz olduğunuz için sevgi görmeyi hak ediyorsunuz.

İnsanların hangi sözleri veya davranışları kendinizi öz güvensiz hissetmenize yol açıyor?

Bu Yazıyı Paylaşın