Sonsuza Dek Mutlu Yaşamak İsteyen Çiftlerin Uyması Gereken 10 Tavsiye
Uzun süredir birlikte olan partnerler ve evli çiftler için ilişkinin başındaki o heyecanı kaybetmek oldukça doğaldır. Her çift, bir süre sonra cicim aylarından çıkar ve gerçek hayattaki ilişkilerin unutulmaz romantik filmlerdeki ilişkilere hiç benzemediği fark eder.
Gerçek hayatta ilişkiler, havada uçuşan kıvılcımlardan ziyade heyecanı korumaktan oluşuyor. Bu yüzden Olumlu Bak ekibi olarak, çiftlerin partnerlerine karşı yenilenmiş bir takdir duygusu kazanmasına yardımcı olmak için bu ilişki tavsiyelerini derledik.
1. 6 saniyelik öpücük kuralını uygulayın.
Daha önce hiç partnerinizi öperken süre tutmayı denediniz mi? Gottman Enstitüsü’nün kurucusu Dr. John Gottman, partnerinizi en azından 6 saniye boyunca öpmenizi öneriyor.
Bu tavsiyenin altında yatan mantık ise oldukça basit. 6 saniye, partnerinizi daha büyük bir farkındalıkla öpmenizi sağlıyor, özellikle de öylesine verilmiş minik bir öpücükle kıyasladığımızda. Bu 6 saniye, partnerinizle fiziksel bir bağlantı kurmanıza yetecek kadar uzun, ancak işe geç kalmayacağınız kadar kısa bir süre. Ayrıca, bu minik kural, partnerinizi takdir etmenizi sağlayacak ve aranızdaki bağı güçlendirecektir.
2. Birbirinizin sevgi dilini öğrenin.
5 Sevgi Dili kavramı, danışman ve papaz olan Dr. Gary Chapman tarafından yaratıldı. Kısacası, sevgimizi göstermenin ve bize istediğimiz gibi sevgi gösterilmesinin 5 ana şekli vardır.
Partnerinizi mutlu etmenin ve aranızdaki heyecanı her zaman canlı tutmanın yolu, onların sevgi dilini öğrenmekten geçiyor. Partnerinize en çok uyan sevgi dilini bulabilmek için aşağıdaki listeye bir göz atın:
- hediyeler almak
- hizmet etmek
- onay sözleri
- nitelikli zaman geçirme
- fiziksel temas
3. Sadece sizin ve partnerinizin bildiği gizli bir kelime belirleyin.
Özel bir kelime belirlemek, kendinizi Gizli Servis ajanı gibi hissettirmenin yanı sıra, (ki bu her zaman harika bir fikirdir,) rahatsız edici anlarda çiftlere yardımcı olabilir. Bu özel kelime, mesela “portakal” gibi alakasız bir şey olabilir ve çift için “gitmeliyiz, soru sorma” anlamına gelebilir. Örneğin, partneriniz bir etkinlikten ayrılmak istiyorsa, sadece “portakal” diyebilir ve siz arabayı almaya gidebilirsiniz.
Başka bir örnek ise, çiftlerin hararetli bir tartışmanın ortasında kullanabilecekleri bir “mola” şifresi olabilir. Bu, bir acil durum freni görevi görür. Daha sonra molanın işe yarayıp yaramadığını değerlendirebilirler. Ancak aradaki zaman, onlara biraz stres atmaları ve farklı bir bakış açısı kazanmaları için zaman tanır.
4. “Yardım edebilir miyim?”, “Seni seviyorumdan.” daha anlamlıdır.
Eşinizin çamaşırları katladığını, akşam yemeği hazırladığını veya çimleri biçtiğini gördüğünüzde, ona yardım eli uzatmaktan daha tatlı bir şey yoktur. İş sadece daha çabuk bitmekle kalmaz, aynı zamanda partnerinize onu ne kadar önemsediğinizi ve takdir ettiğinizi de göstermiş olursunuz.
Daha da iyisi, bir çiftin, ev işleri hususunda oturup kimin hangi ev işlerinden sorumlu olduğu konusunda uygun bir konuşma yapmasıdır. Partneriniz belirli bir işle sorun yaşıyorsa, hangi noktada problem yaşadığını anlamaya çalışın ve buna göre bir uzlaşmaya varın.
5. Konuşacak derin konular bulun.
Uzun süreli ilişkilerde çiftler arasındaki konuşmaların bazen “Akşam yemeğinde ne var?” veya “Eve ne zaman geliyorsun?” gibi genel sorulara dönüştüğünü fark etmişsinizdir. Birçok çift, günlük işlerine o kadar kapılır ki, bazen mola vermeyi ve hayatlarındaki önemli kişilerle anlamlı konuşmalar yapmayı unutur.
Konuşacak daha derin konular bulmak yalnızca daha iyi bir iletişimi teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda partnerlerin birbirleri hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlar. Partnerinizle konuşacak fikirlere mi ihtiyacınız var? Burada bazı konu önerileri bulabilirsiniz.
6. Daha az konuşun, daha çok dinleyin.
Çoğu zaman, partneriniz size içini döktüğünde, sorunlarına çözüm bulmanızı değil, sadece onu dinlemenizi ister.
Aktif dinleme yoluyla verdiğiniz duygusal destek, pratik çözümler sunmaktan daha önemli olmasa bile aynı derecede önemlidir. Her zaman partnerinizin sıkıntılarını çözen kahraman olmayı isteme dürtüsüne karşı savaşın, onun sorunlarını kabul eden ve ona sonunda her şeyin yoluna gireceğine dair güvence veren en iyi arkadaşı olun.
7. Birlikte sessizliğin tadını çıkarın.
İlişkilerle ilgili kocaman bir spoiler okumaya hazır mısınız? Maalesef evlilik, heyecan verici maceralarla dolu sonsuz bir dünya değildir. Çiftler her zaman spontane gezilere çıkmaz, eğlenceli hobilerle uğraşmaz veya romantik randevulara gitmez. Gerçekler, aslında tam tersidir.
Çoğu zaman, kendinizi eşinizle aynı odada sessizce, önemli bir şey yapmadan otururken bulursunuz. Yeni çiftlere belki şaşırtıcı gelebilir, ancak aynı alanı paylaşırken ikinizin de farklı şeyler yapıyor olmanız aslında oldukça güzeldir. O sessizlik anlarında birbirinizin varlığını takdir etmeyi öğrenin. Partnerinizin sadece varlığıyla mutlu olmak size iç ısıtıcı bir rahatlık hissi verecektir.
8. Kayıtsız ya da sessiz kalarak onlara ceza vermeyin.
Türkçe’de kayıtsız kalmak olarak adlandıracağımız “Stonewalling” kavramı, bir kişinin bir tartışmanın ortasında kendini kapatmasıdır. Terapist Dr. John Gottman ise, bunun ilişkinin başarısızlığına tuz biber olan en büyük faktörlerden biri olduğuna inanmaktadır.
Kayıtsız kalmayı tercih eden tarafın karşı tarafa sessiz kalarak ders vermeye çalışması ve sakin bir dış görünüş sergilemesi, partnerine “Artık ne söylediğin umurumda değil” demekle eşdeğerdir. Kayıtsız kalan taraf, o anda ortalığı sakinleştirmeye niyetli olsa bile, bu yöntem zararlıdır. Bunun yerine, bir mola istemek ve eşinize duygularınızı işlemek için zamana ihtiyacınız olduğunu iletmek daha iyidir. Ardından, ortalık yatıştığında, tartışmaya dönebilirsiniz.
9. Düşünülerek yapılan küçük jestler büyük ve pahalı hediyelerden daha romantiktir.
Büyük, iyi organize edilmiş sürprizler oldukça romantik görünebilir. Ancak, bir ilişkiyi gerçekten güçlendiren, aslında sık sık yapılan ince düşünülmüş küçük jestlerdir. Sahtelikten uzak olmasının yanı sıra, sevgiyle yapılan küçük jestler tutarlılık gösterir.
Bu küçük jestler, her sabah küçük bir sevgi notu yazmak, eşinize gününün nasıl geçtiğini sormak veya görür görmez onu anımsattığını söyleyeceğiniz küçük bir hediye getirmek kadar basit olabilir. Bu ince düşünülmüş minik, ama etkili hareketler partnerinizin kendisini tıpkı ilk günlerdeki gibi heyecanlı hissetmesini sağlayacaktır.
10. Kendinize zaman ayırmayı unutmayın.
Bir ilişkiniz olması, hayatınızın merkezine yalnızca partnerinizi koymanız gerektiği anlamına gelmez. Sağlıklı bir ilişki yürütebilmek ve iyi bir partner olabilmek için kendinize de zaman ayırmanız gerekmektedir.
Spora gidin, sağlıklı beslenin ya da bir spa merkezinde rahatlayın. Hatta, yalnız başınıza tatile çıkmanızda da yanlış hiçbir şey yok! Kendinize iyi bakmak ve kendinize yatırım yapmak partnerinize, onun için iyi olmaya çalıştığınızı gösterir.
Bu tavsiyelerden size en çok hangisi uyuyor? Sizin de okuyucularımızla paylaşmak istediğiniz başka ilişki tavsiyeleriniz var mı? Onları yorumlar kısmında bizimle paylaşın!