Gerçek Bir Hanımefendiyle Karşı Karşıya Olduğunuzu Gösteren 13 Davranış Örneği
Eski devirlerde soylu kadınlara hanımefendi denirdi. Günümüz dünyasında bu sözcüğün çok daha geniş bir anlamı var. Günümüzde bir hanımefendi, ister eski bir arkadaşıyla buluşsun ister seçkin bir topluluk içinde olsun, her durumda düzgün bir şekilde davranabilen kadındır. Bir hanımefendi geçerken insanlar başlarını çevirir ve ona hayranlıkla bakar. En alaycı ve şüpheci kişiler bile ona iltifat etmeden duramaz. Elbette gerçek hanımefendilerin de daima en iyi olmalarını sağlayan birkaç sırrı var. Sonuçta hanımefendi, mantık çerçevesinde saygı görmeyi ve göstermeyi ihmal etmeyen bir kadındır.
Olumlu Bak olarak, hangi ayrıntıların karşımızdakinin gerçekten soylu bir kadın olduğunu gösterdiğini araştırıp bulduk.
- Bir hanımefendi iltifatları kabul eder, çünkü güzel sözlere değer olduğunun farkındadır. Bunlara daima memnuniyetle cevap verir (kısa bir “Teşekkür ederim!” demesi yeterlidir) ve kibarca gülümser. Hiçbir şekilde yapmacık bir tartışma başlatarak övgüyü boşa çıkarmaya çalışmaz. Çünkü, o şekilde davranmak iltifat eden kişiyi utandırabilir.
- Temel kurallardan biri de konuştuğunuz kişinin gözlerine bakmanızdır. O kişinin tanıdığınız birisi, bir akrabanız, bir çocuk, bir yetişkin, bir garson veya patronunuz olup olmamasının bir önemi yoktur. Bir konuşma sırasında duvara, birisinin kravatına veya başkalarının ayakkabılarına bakmanız kabul edilemez. Karşınızdaki kişinin gözlerinin içine bakmanız, o konuşmaya odaklandığınızı, başka şeylerin dikkatinizi dağıtmadığını ve dolayısıyla karşınızdaki kişiye saygısızlık etmediğinizi gösterir.
- Gerektiği durumlarda başınızı eğerek ya da reverans yaparak selamlaşma kurallarını öğrenin. Selamlaşmanın en temel kuralını aklınızdan çıkarmayın: Günlük hayatta, iş dışında yaşça büyük olan kişiye selam vermesi gereken daha genç olandır. İş yerindeki hiyerarşi söz konusu olduğunda ise, astlarına ilk selam vermesi gereken kişi, yaşından bağımsız olarak daha yüksek pozisyonda olan kişidir.
- Bir hanımefendinin mutlaka uyduğu başka bir önemli kural da ister insanların arasında ister yalnız başına olsun, duruşuna dikkat etmesidir. Dik duran bir sırt ve omuzlar her durumda onun kartviziti gibidir. Ayrıca, dik durmanın sadece omurganın değil, birçok iç organın sağlıklı olmasına da katkısı vardır.
- Kişisel sınırları onun için kutsaldır. Kişisel veya fiziksel sınırlarının aşılması, onun asla görmezden gelemeyeceği ve hafife alamayacağı bir şeydir. Bir hanımefendi, ihmal edilmeyi veya kendisine yapılan kabalığı hoş görmez. Haddini aşan kişiye, elini omzuna koymasının ya da saçına dokunmasının ancak ve ancak kendisinin izin vermesiyle mümkün olabileceğini kibarca göstermeyi bilir. Tartışmaya veya bir çekişmeye gerek duymaz. Sakin bir ses tonuyla söylenen birkaç zekice söz, onu hafife alan kişinin çizgiyi aştığını hissetmesine yeter.
- Yemek sofrasından alınan peçete mutlaka diz üzerinde durur. Peçete, akşam yemeğinde açık olarak, öğle yemeğinde ise ikiye katlanmış bir şekilde serilir.
- Dirsekleri masaya koymak yasak değildir. Asıl önemli olan, bunun yemekten önce ya da yemekler arasındaki molada yapabileceğini bilmektir.
- Tene parfüm sürmek kişisel bir işlemdir ve yalnızken yapılması gerekir. Parfümü damarların cilde yakın olduğu 2 noktaya sürmek daha doğrudur. Bu noktalar bilekler, dirsek kıvrımları, göğsün ortası, şakaklar, kulak memelerinin 6-7 santimetre aşağısı olabilir. Unutulmaması gereken temel kurallardan biri de her şeyin kararında olmasıdır. Ayrıca, “kol hizası” kuralını da unutmayın. Bu, parfümünüzü, bir kol mesafesinin içindeki kişilerin duyabileceği kadar sürmeniz gerektiği anlamına gelir.
- Seçkin bir kadının makyajı, onun doğal güzelliğini vurgulamak içindir. Eski yüzün üstüne yeni bir yüz çizmeye çalışır gibi ağır bir makyaj yapmaz. Prenses Diana’nın makyaj sanatçısı doğal tonlardan şaşmamayı ve cildin renk tonuna bilhassa dikkat etmeyi tavsiye ediyor.
- İnsanların ve adresler dahil, yerlerin ismini vermekten kaçınmak ve ayrıntıya girmeden genel bilgiler paylaşmak daha doğrudur. Mesela, “Arkadaşım Rana ile ’Entrée’ kafedeydim.” demek yerine, “Öğle yemeği için bir kafeye uğradık.” gibi ayrıntısız bir cümle kurmalısınız.
- Yeni bir ülkeye gezmeye giderken nötr tarzda giyinmek ve dizleri, dirsekleri ve köprücük kemiklerini açıkta bırakan kıyafetler giymemek tercih edilmelidir. Bir ülkede hangi tarzın kabul edilebilir olduğunu anlamak için o ülkenin ulusal giyim şekline bakın. Yerel halkla iletişim kurarken sohbet konularını dikkatlice seçin ve yerel kültür özelliklerini, örneğin, Japonya’da Çin çayını övmenin doğru olmadığını aklınızdan çıkarmayın.
- Alışverişe giderken asgari düzeyde makyaj yapın ve ruju hiç kullanmayın. Böylece, giysileri denerken onları lekeleme riskini almamış olursunuz.
- Uçakla seyahat ediyorsanız ve uçakta birisi uygunsuz biçimde davranarak size veya çevrenizdekilere rahatsızlık veriyorsa, bu konu hakkında uçuş görevlilerini bilgilendirin. Böyle durumlarda uyguladıkları bir protokol vardır ve uçuşun düzeninden onlar sorumludur. Yani, tanımadığınız insanlarla onların aracılığıyla iletişim kurmanız çok daha iyi olacaktır.
Okuyucularımıza bir hanımefendinin davranış biçimi hakkında verebileceğiniz başka bir tavsiye var mı?