Olumlu Bak
Olumlu Bak

Bazen Dolores Umbridge’den Daha Katlanılmaz Olan 11 İyi Film Karakteri

Filmlerde de tıpkı edebiyattaki gibi çoğu karakter iyi ve kötü olarak ayrılıyor. Genellikle “iyiler” grubunda olanın iyi özellikleri vurgulanıyor ve bu karakterler kötü şeyler yapsalar bile mutlaka bunun için makul bir nedenleri oluyor. Mesela, Harry Potter’ın öfkesi, ona kötü bir büyücünün musallat olmasına bağlanırken, Beyaz Kraliçe’nin yaptığı alçaklık ancak sona yaklaşırken açığa çıkıyor.

Harry Potter — Harry Potter filmleri

Harry sık sık öfkeden çılgına dönüyor ve öfkesini başkalarından, hatta arkadaşlarından çıkarıyor. Hortkulukları bulmaya gittiği zaman ne kadar asabi olduğunu hatırlayın. Hermione’ye saldırmıştı ve Ron’la kavga etmişti. Sonunda da küsüp onları bırakmıştı. Bundan hortkuluk madalyonunu sorumlu tutabilirdik ama onu üçü de takıyordu. Hermione onun gibi davranmamıştı ve Ron da çok kızgın olduğu hâlde geri dönmüştü. Harry’nin arkadaşlarıyla barışmak için ilk adımı atıp atmadığı ise bilinmiyor.

Ayrıca, Draco’ya her zaman haklı nedenlerle saldırmıyor. Bazen çok karmaşık oluyor. Harry Potter ve Melez Prens’te Malfoy’a yaptığı büyü az kalsın onu öldürecekti.

Harry, aynı zamanda kibirli biri. Mesela, Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde yarışmalardan birinde arkadaşlarını unutup zaferini kutluyor. Bir keresinde de Harry, Hermione ile konuşurken kendisinin seçilmiş kişi olduğunu söylüyor ve arkadaşından anında hak ettiği tokadı kafasına yiyor.

Harry sıklıkla, Dumbledore Ordusu’nu bulduğu zaman olduğu gibi umarsızca davranıyor. Kendisini Karanlık Sanatlara Karşı Savunma uzmanı gibi hayal etmekle kalmıyor, aynı zamanda okulun müdürünü, onun isteği olmadan aday gösteriyor. Ordu ortaya çıktıktan sonra profesör işini kaybediyor.

Potter, genel olarak arkadaşlarının sorunlarıyla ilgilenmiyor. Ron daima “seçilmiş” arkadaşının gölgesinde kalmak zorundayken Harry, Ron’un ne hissettiğini hiç düşünmüyor. Ron ve Hermione’nin ilişkisi onu rahatsız etmiyor. Görünüşe göre Harry’nin arkadaşlarının işlevi sadece, onu zor durumlardan kurtarmaktan ibaret.

Son olarak Harry, kendisine fazla güveniyor. Kötülükle hep tek başına savaşmak istiyor ve onca yıl geçmesine rağmen arkadaşlarından yardım istemeyi hâlâ öğrenebilmiş değil. Aynı zamanda Ginny söz konusu olduğu zaman utangaçlığı tutuyor ve ilk adımı her zaman Ginny’nin atması gerekiyor.

Shaggy ve Scooby-Doo — Scooby-Doo

Bu ikisi, dünyayı kötülerden kurtaran kahramanlara pek benzemiyor. Korkakça davranıyorlar ve arkadaşlarına yardım etmek yerine tehlikeden panik içinde kaçıyorlar. Kaldı ki Shaggy ve Scooby-Doo, takımın planlarını en önemli anlarda mahvederek herkesin hayatını riske atıyor.

Mesela, Daphne’yi yakalayan Hayalet Luna’yla savaşırken de öyle oldu. Planın kendilerine düşen kısmını başaramayan Shaggy ve Scooby-Doo, çareyi kaçmakta buldu. Bu şekilde Velma ve Fred’in her şeyi doğru yapmasını da engellediler. Her zaman olduğu gibi, durumu mahvetmemeleri ve hayaleti yakalamaları tamamen tesadüfiydi.

Shaggy ve Scooby-Doo, yaptıkları şeyler için özür bile dilemiyor. Hepsinden önemlisi, bu davranışlarına saçma bir mizah anlayışı ve kahkahalar eşlik ediyor. Bu arkadaşlar sadece eğlenmek, güzel yemekler yemek ve hiçbir şey yapmamak istiyor. En kötüsü ise nasıl davranmaları gerektiğini bilmiyor olmaları.

Cady Heron — Kötü Kızlar

Filmin kötü karakterinin Regina olduğuna inanılıyor ama içlerindeki sessiz kişi olan Cady’nin çok daha kötü olduğu anlaşılıyor. Onun okula gelişiyle kaos başlıyor. Önce Janis ve Damian’ın izinden gidiyor. Yeni arkadaşlarının gönüllerini hoş tutmaya çalışıyor. “Plastics’in” itibarını mahvedecek planda yer almayı kabul ediyor. Sonra Cady, dersleriyle ilgilenmeyi tamamen bırakıyor ve iyi olduğu cebirde notları gitgide düşmeye başlıyor. Çünkü âşık olduğu Aaron’dan başka bir şey düşünemiyor.

“Plastics” ile kaynaşmaya çalışırken Janis ve Damien’ı unutuyor ve onları partiye bile davet etmiyor. Cady, sonunda yolunu değiştiriyor ama yaptığı her şey sorunlu olduğu için kendinizi ondan gelecek kötü bir şeyi beklerken buluyorsunuz. Bu özellikle de Cady’nin gruptaki ilişkileri, hayvanlar aleminin zalimce kurallarıyla kıyasladığı gerçeğiyle vurgulanıyor. Sonunda okulun yakında yeni “Plastics” ile uğraşmak zorunda kalacağını söyleyerek bir ipucu da veriyor.

Jacob Black — Alacakaranlık filmleri

Her ne kadar bu filmin bazı hayranları Jacob’ı Bella’ya Edward’dan daha çok yakıştırıyor olsalar da Jacob’ın davranışları genellikle tam tersini gösteriyor. Bella’ya olan aşkı bazen sağlıksız bir ilgiye, hatta saplantıya benziyor. Jacob, Bella’yı takip ediyor ve erkek arkadaşı olmak için onu zorluyor. İkinci ve üçüncü filmlerde ona sürekli Edward’dan iyi olduğunu söylüyor ve Edward’ı arkasından aşağılıyor.

Jacob’ın Bella’yla olan arkadaşlığı da bencilce: Hislerine karşılık vermesini beklemeseydi arkadaşına yardım edip etmeyeceği anlaşılmıyor. Jacob, sonradan bir manipülatör ve zorba gibi davranıyor. Bella’yı kendisinden faydalanmakla suçluyor. Onu sevememesine içerliyor ve Edward’la İtalya’da görüşmesini engelleyerek onu zorla öpüyor. Bella’ya daima seçme özgürlüğü tanıyan Edward’ın yanında Jacob, saplantılı ve bencil bir karakter olarak görünüyor.

Alice Cullen — Alacakaranlık filmleri

Alice, ilk bakışta iyi ve iyimser görünüyor. Fakat aslında her işte parmağı var. Bella’ya dostça davranmaya çalışan Alice, yeni arkadaşlarına alışmasının onun için kolay olmadığını anlamıyor. Oysa Bella, içine kapanık biri olmasının yanı sıra hayatında ilk kez (son derece tehlikeli yaratıklar olan) vampirlerle karşılaşıyor.

Alice, sürekli kararlarını herkese empoze etmeye çalışıyor. Bu kararlar bazen tartışmalı ve hatta riskli oluyor. Jasper’ın Bella’ya saldırması gibi bir olay yaşanırken insanları vampir evindeki bir partiye davet ediyor. Edward ve Bella’nın evini, onu ele verecek giysilerle dolduruyor. Edward kendine fazla güvenen kız kardeşini ne zaman durdurmaya çalışsa, kız neyi yanlış yaptığını anlayamıyor.

Peeta Mellark — Açlık Oyunları filmleri

Peeta, hassas, hatta kırılgan bir genç adam izlenimi veriyor. Fakat Katniss’e olan aşkıyla gözleri kör olduğundan, içinde bulundukları koşullarda, ikisinin de hayatı tehlikedeyken aşkı yaşamak için uygun bir zaman olmadığını anlamıyormuş gibi görünüyor. Peeta, onun duygularını her zaman manipüle etmeye çalışıyor. Önce onu sevdiğini açıklıyor. Sonra evlendiklerini ve Katniss’in hamile olduğunu söylüyor. Onu da yalanına uymaya zorluyor.

Nazik biri olan Peeta, inatla fedakâr görünmeye çalışıyor: Katılmasına gerek yokken oyunlara gönüllü oluyor ve Katniss’den ayrılıp, tek başına hareket etmeye karar veriyor. Ancak başını tekrar tekrar belaya sokarak onu kendisini kurtarmak zorunda bırakıyor. Masum insanlar, mesela Mags, onun yüzünden ölüyor. İşin aslı, Peeta neredeyse serinin bütün filmlerinde etrafındaki herkese, özellikle de Katniss’e yük oluyor.

Mary Jane Watson — Örümcek Adam üçlemesi

Mary Jane, her zaman kurtarılması gereken “zor durumdaki genç bir kadın.” Başı hep belaya giriyor ve bir süper kahramanın gelip kendisini kurtarmasını bekliyor. Mary Jane, üçlemenin sonlarında o kadar da iradesiz olmadığını gösteriyor. Hatta Venom’la olan savaşında onun başına bir beton blok atarak Peter Parker’a biraz yardım bile ediyor. Gerçi cesurca davranışları bununla sınırlı kalıyor.

Belki de koşullar yüzünden daha güçlü oluyor. Eskiden Peter’ın tüm ilgisini kendisine vermesini bekleyen ve yeteneğine saygı duymasını isteyen şımarık bir oyuncuydu. Peter gösterilerini kaçırınca nasıl darıldığını hatırlayın. Neden gelmediğini merak bile etmiyordu. Fakat üçüncü filmde tiyatrodan kovulunca kulüpte çalışmaya başladı ve nihayet ayakları yere bastı.

Ralph de Bricassart — Gazap Kuşları

Mükemmel görünüşü ve gizemli, anlaşılmaz iç dünyasıyla bu karizmatik genç rahip, ilk başta milyonlarca kadını kendisine âşık etmişti. Diğer rahiplere hiç benzemediği için Meggie’nin neden ona karşı bir çekim hissettiği anlaşılıyordu.

Bunu demekle birlikte, hikâye ilerledikçe onunla ilgili ilk izleniminiz de değişiyor. Ralph, kendisini işine adayarak idealini gerçekleştirmek istiyor. Ancak o ruhani değerlerin koruyucusu kimliğinin altında iyiliğe inanmayan, kariyer peşinde biri yatıyor. Ne de olsa Ralph, hayatı boyunca fedakârca hizmet etmenin değil, yükselmenin peşinde.

Hırslı olmak yanlış bir şey değildir ama Ralph, hem ruhani hem de bedensel gereksinimlerini aynı anda tatmin etmek istiyor. Zavallı Meggie ile oynadığını ve onun duygularını incittiğini bile düşünmüyor. Sonuçta Ralph, iki dünyadan da vazgeçmek istemeyen iradesiz ve duyguları nasır tutmuş bir egoist çıkıyor.

Kate — Bir Şans Daha

Kate, Noel ürünleri satan bir mağazada çalışan, içine kapanık ve kendine güveni olmayan bir kız. Bu içsel sorunlarının ve dış dünyayla yaşadığı problemlerin kaynağı olarak ciddi bir kalp hastalığından muzdarip olması gösteriliyor. Ne var ki bu, onun kayıtsızca ve sorumsuzca davranışlarının sebebi olamaz.

Ne kadar zor bir durumda kalırsa kalsın herkesin onunla ilgileneceği gerçeğine alışmış. Artık koruyucularından kurtulmak istiyor ama bir yetişkin olarak hayatını nasıl sürdüreceğini bilmiyor. Canı istediği zaman arkadaşlarını ziyaret etmeyi ve istediği kadar kalmayı normal kabul ediyor. Kate, normal bir iş bulmaya veya kişisel hayatını düzene sokmaya çalışmıyor. Annesiyle ve kız kardeşiyle tartışıyor. Sürekli sorunlarından şikâyet eden ve kendisinden başka herkesi suçlayan bir ergen gibi davranıyor.

Beyaz Kraliçe — Alice Harikalar Diyarında ve Alice Harikalar Diyarında 2: Aynanın İçinden

Bembeyaz giysileri içinde daima zarif görünüyor ve etrafındaki herkese kibar davranıyor... Beyaz Kraliçe’yi başlangıçta böyle tanıyoruz. Fakat onun bu imajının yanıltıcı olduğunu anlıyoruz. İşin aslı, Mirana ve kız kardeşi, birbirlerinden çok farklılar. O da en az Kızıl Kraliçe gibi gücün peşinde. Arzularını o tatlı gülümsemesinin ardına saklıyor. Mirana, Iracebeth’e katlanamıyor ve taht için öz kız kardeşiyle savaşmaya hazır.

Beyaz Kraliçe, dünyayı zalim bir hükümdardan kurtarmak istese de kız kardeşiyle neden konuşamadığı ve aralarındaki tartışmayı neden sonlandıramadığı bilinmiyor. Mirana, bunun yerine pasif agresif bir tutum izlemeyi tercih ediyor. Oysa bu çekişmenin sorumlusu Mirana’nın kendisi. Küçükken Iracebeth’e annesinin ve babasının önünde iftira atarak onun küsüp kaçmasına neden olmuş. Iracebeth o sırada takılıp kafasını kötü bir şekilde çarpmış ve başı sonsuza kadar şiş kalmış.

Bu karakterlerden hangileri sizi rahatsız ediyor? Hangilerinin kusurlarını mazur görebiliyorsunuz? Aşağıdaki yorumlar kısmında bize anlatın!

Bu Yazıyı Paylaşın