Filmler

Keanu Reeves, Matrix filminde Neo’yu ve Leo, Titanik filminde Jack’i o kadar rahatlıkla canlandırdı ki, ekranda onların karakterlerini başkalarının oynadığını hayal bile edemiyoruz. Peki ya size bu filmler için ilk tercihin onlar olmadığını söylesek! Bazen oyuncular, bazı nedenlerle efsanevi rolleri geri çevirebiliyor ve onların yerini alan kişilerin çok daha iyi bir tercih olduğu görülebiliyor.

Diğerlerinin yanı sıra Terminatör, Geleceğe Dönüş veya Indiana Jones gibi, film sektöründe bir döneme kalıcı şekilde damgasını vurmuş birçok efsanevi film var. Her ne kadar bu filmlerdeki oyuncuları gençliklerinin baharındayken hatırlıyor olsak da onlarca yıl içerisinde ne kadar değiştiklerini öğrendiğimizde hayrete düşebiliriz.

İnanmak zor gelse de Harry Potter serisinin ilk filminin yayınlanmasının üstünden neredeyse 21 yıl geçti. (Evet, biz de düşündüğümüzde kendimizi çok yaşlanmış hissediyoruz...) Harry Potter, bizi sihirle buluşturan ve çok sevgili karakterleri sayesinde, biraz gizemin korkulacak bir şey olmadığını gösteren, herkesin kalbinde yer etmiş bir seri. Bu yüzden, sizleri nostaljik bir yolculuğa çıkarmaya ve seride yer alan yardımcı oyuncuların 21 yılda nasıl değiştiklerine göz atmaya karar verdik.

Bazı insanlar gençliklerinin büyük bir kısmını (ve hatta bazen bütün hayatlarını) hangi mesleği yapmak istedklerini bulmaya çalışarak geçirir. Ancak aramızda, izleyecekleri kariyer yollarını gençken ve hatta çocukken seçen şanslı kişiler de var. Evet, doğru bildiniz, genç oyunculardan bahsediyoruz! Bu oyuncular, bebeklik günlerinden beri yeteneklerini ortaya çıkarmayı ve birer ünlü olmayı başardı.

Titanik filmindeki Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet ya da Kaptan Jack Sparrow rolündeki biricik Johnny Depp gibi efsane oyuncular olmadan en sevdiğimiz filmleri hayal etmek zordur. Ancak bazen, Örümcek Adam’da da olduğu gibi, yeniden çekilen filmlerde aynı rol farklı oyuncular tarafından canlandırılır. Bu yüzden, biz de hayal gücümüzü kullanıp bazı karakterlerin farklı oyuncular tarafından canlandırılması hâlinde nasıl görüneceklerini bulmaya karar verdik.

Filmlerde ve dizilerde birçok kez elektroşok cihazının insanları nasıl hayata döndürdüğünü izlemişizdir. Birinin kalbi durur ve doktor “Şimdi!” diye bağırarak hastaya elektrik şoku uygular. Sonra da kalbi duran kişi mucizevi bir şekilde hayata döner! Ancak, aslında bu işlem bu şekilde uygulanmaz ve gerçekte elektroşok cihazı kişiyi hayata döndürmez. Bunun gibi sadece filmlerde olup da gerçek hayatta mümkün olmayan birçok başka tıbbi durum söz konusudur.

Gösterişli filmler, yalnızca beyaz perde tutkunları için etkileyici değildir. Tarih, fizik ve diğer bilimler hakkında geniş bilgi sahibi olan insanlar da bu filmlerden hoşlanır. Çünkü, onları dikkatlice inceleyerek filmin yaratım sürecinde nerelerde yanlış yapıldığını fark edebilirler.

Eğer bir mağarada yaşamıyorsanız, muhtemelen Güney Kore yapımı distopik drama Squid Game dizisini duymuşsunuzdur ve belki de çoktan izleyip bitirmişsinizdir. Squid Game, kolaylıkla Netflix’in en büyük dizilerinden biri hâline geldi ve hızla 90 ülkede zirveye ulaştı. Ancak, giderek daha fazla insanın ilgisini çektiği için, dizideki çekim hataları ve gizli sürprizleri de fark edilmeye başlandı.

John Travolta, Forrest Gump rolünü geri çevirdi. Jack Nicholson, Sicilyalı olmadan bir Sicilyalıyı oynamanın imkânsız olduğunu düşündüğü için Michael Corleone rolünü alan Al Pacino oldu. Yine de bu oyuncular, kendilerine başarıyı ve ünü getiren birçok filmde yıldızlaşmayı başardılar. Lakin, bazen işler biraz farklı gelişebiliyor ve geri çevrilen rol, parlak bir kariyer hayallerini mahvedebiliyor.

İstatistiklere göre ABD’de ortalama bir insan günde 4 saatten fazla televizyon izliyor. Filmlerdeki çiftlere âşık olmamıza ve onlarla bu kadar empati kurmamıza şaşmamalı. Birçoğumuz, ekrandaki en sevdiğimiz çiftlerin tüm engellerini aşmasını, evlenmesini ve çocuk sahibi olmasını isteyen “sonsuza dek mutluluk” hayranlarıyız.

Yaşın, sadece bir rakamdan ibaret olduğunu söylerler. Bu, özellikle de Hollywood filmlerinde oldukça gerçek bir durum. Çoğu zaman, kendinden daha genç bir kadının sevgilisini canlandıran yaşlı bir erkek oyuncu görmeye alışkınız. Artık her ne kadar şaşırtıcı bir durum gibi görünmese de oyuncuların arasındaki gerçek yaş farkı sizi dehşete düşürebilir.Biz Olumlu Bak olarak, oldukça büyük yaş farkına sahip olup sevgilileri canlandırmış oyuncuların bir listesini hazırladık.

Disney filmleri, çocukluklarımızı geri getirebilen, ağızda bir nostalji tadı bırakan zaman makinelerinden çok daha fazlasıdır. İşin aslı, bu filmlerin hepsi birbiriyle bağlantılıdır ve bu filmleri birçok kez izlememiş olan seyircilerden küçük ayrıntılar saklar. Hatta bu filmlerin birçoğunu defalarca kez seyretmiş olsanız bile, büyük ihtimalle kaçırdığınız bir sürü gizli ayrıntı vardır.

Brad ile Angelina, Bay ve Bayan Smith filmini çekerken birbirlerine âşık oldular ve sonra en ateşli çiftlerden biri hâline geldiler. Bu ikilinin yanı sıra, Penelope Cruz, Tom Hanks ve Julia Roberts gibi diğer ünlüler de çekim sırasında eşlerini bulan yıldızlardan. Hatta bu insanlardan bazıları 30 yıldır evli! Bu ise, âşk meleğinin okunun kimi ne zaman hedef alacağını asla bilemeyeceğimizi kanıtlıyor.

Alacakaranlık serisinin hayranları her geçen gün artmaya devam ediyor. Son filmi 2012’de, yani yaklaşık 10 sene önce vizyona girmiş olmasına rağmen, Alacakaranlık serisi hâlâ her bölümünü ilk defa aynı heyecan ve şaşkınlıkla izleyen birçok izleyiciyi kendine çekmeye devam ediyor.

Disney, yıllardır küçüklüğümüzden beri yanımızda olan birçok inanılmaz hikâyeye imza attı. Yaratılan birçok karakter yıllar içinde favorimiz haline geldi ve bazılarının hâlâ kalbimizde özel bir yeri var. Ancak, büyük ihtimalle birçok karakterin gerçek insanlardan hatta bazen ünlülerden esinlenilerek yaratıldığını çoğu kişi bilmiyor.

Bazen izleyenler, oyuncu kadrosunun filmdeki karakterlerin yaşına göre seçilmediğini fark eder. Ancak, Hollywood yıldızlarının inanılmaz oyunculuk becerileri sayesinde, bu farkı önemsemediğimiz durumlar da olur.

Titanik’in batışı bütün insanlık için tam bir trajediydi. Bu unutulmaz olayda, gemideki 2.200 kişiden yalnızca 700’ü hayatta kalabildi. Sinema tarihi boyunca bu trajediyi anlatan birçok film çekildi. Ancak, akıllarda en kalıcı olan James Cameron’un 1997 yılında gösterime giren versiyonu Titanic oldu. 1997 yapımı bu filmde göz kamaştırıcı efektlere, unutulmaz bir aşk hikayesine ve oldukça ilginç karakterlere yer verilmişti.

Sinema dünyası, birazcık hayal gücü ve elbette uygun kaynaklarla her türlü hikâyenin yaratılabildiği bir çeşit paralel evrendir. Bu 2 öğeyle, izleyicileri başından sonuna kadar ekrana kilitleyen hikâyeler oluşturabilirsiniz. Aynı zamanda dikkatimizi verip kamera arkasında olanlara da bakarsak, bizi tamamen şaşkına çevirebilecek akıl almaz, komik ve bilgilendirici durumlarla karşılaşabiliriz.

Çoğu zaman, filmler bize bir insanın çocukluğundan yetişkin olana kadarki hayatıyla ilgili hikayeler anlatır. Bunun için prodüksiyona oldukça zorlu bir görev düşer. Bu sadece rolü oynayacak iyi oyuncuları bulmakla ilgili değil, aynı zamanda her şeyin mantıklı olması için karakterin her iki halinin de birbiriyle bir benzerlik içinde olması gerekir.

Geçmişte hiçbir bölümünü kaçırmadan seyrettiğimiz tüm o durum komedilerindeki çocuk oyuncuları görünce şirinliklerine ve rol yapma becerilerine hayran kalırdık. Onlar, gamsız ve kedersiz çocukluğumuzun birer parçası oldular. Fakat, büyümek de yaşamın bir parçası. Bu oyuncuların bazıları Hollywood kariyerlerine devam ederken bazıları bambaşka yolları seçti.