Çinlilerin, Kendinizi Paralel Bir Evreni Ziyaret Ediyormuşsunuz Gibi Hissettirebilecek 8 Davranışı
Dünyanın dört bir yanındaki polis kuvvetlerinin çoğu koruma için köpekleri eğitirken, Çin’de polis, güvenliği kazlara bırakmayı tercih ediyor. Bu makalemizi okumaya devam ettikçe Batı dünyasının muhtemelen bilmediği 8 Çin geleneğini keşfedeceksiniz.
Olumlu Bak ekibi olarak, sizi Çin halkının sadık kaldığı en eşsiz geleneklerden ve alışkanlıklardan bazılarını göstermek için Çin’e küçük bir geziye çıkarmak istiyoruz.
1. Hediyeler, kabul edilmeden önce birkaç kez reddedilmelidir.
Çin’de hediyeler ne kadar sevilirse sevilsin, Çinlilere hediyeler sunulduğunda, onları kabul etmeden önce en az bir kez reddetmeleri adettendir. Hediyeyi sevmedikleri için değil, onlar için bu, sadece kibarlıktan yapmaları gereken bir davranış. Çinliler, başkalarının kendilerine pahalı hediyeler almasından hoşlanmaz ve bu, çoğu durumda bir rüşvet olarak kabul edilebilir. Bu nedenle, birine klasik bir kırmızı zarf hediye etmeye karar verirseniz, içine büyük miktarda para koymadığınızdan emin olun.
2. Birçok kadın sahilde yüz maskesi takar.
Temiz, beyaz bir tene sahip olmak, Çinli kadınlar için her zaman ideal bir güzellik standardı olmuştur. Güneş ise açıkça bunun düşmanıdır. Bu yüzden, denize girmeye elverişli yüz maskeleri 2004’te icat edildi ve şimdi çoğunlukla kıyı bölgelerinde giyiliyor. Bu maskeler kadınların yüzlerini sadece Güneş’e maruz kalmaktan değil, aynı zamanda denizanası ve alglerden de koruyor.
3. Polisler bazen bekçi köpeği yerine kaz kullanır.
Kulağa tuhaf gelebilir, ancak Xinjiang eyaleti gibi yerlerde polis, bazen köpekler yerine evcil kazları kullanıyor. Bunun nedeni, kazların hem harika bir görüş yeteneğine sahip olması hem de gayet gürültülü ve agresif olabilmesidir. Bu hayvanlar bölgelerine karşı çok korumacı olur ve davetsiz misafirleri gidene kadar kanatlarını çırpmayı ve çığlık atmayı bırakmaz.
4. Toplum içinde tükürmeyi severler.
Çeviri: Tükürmek yasaktır.
Batı ülkelerinde tükürmek kabalık olarak kabul edilirken, Çin’de bu, bir temizlik eylemi olarak kabul ediliyordu. Son yıllarda insanlara, özellikle sıhhi nedenler yüzünden bu alışkanlıktan kaçınmayı öğretmek için birçok kampanya başlatılana kadar da öyle düşünülüyordu. Özellikle Pekin şehri, Olimpiyatlar’dan önce toplum içinde tükürürken yakalanan herkesten 50 yuan (yaklaşık 120 Türk lirası) bir ücret talep etti.
5. Gelinlerin, düğünlerinden bir hafta önce bilerek ağlaması gerekir.
Bu eski gelenek, Güneybatı Çin’in Sichuan Eyaleti’nin birçok bölgesinde yüzyıllardır takip edilmekte olup, geçmişi Savaşan Devletler Dönemine (M.Ö. 475 — M.Ö. 221) kadar uzanmaktadır. Hikâye, bir annenin düğünün sonunda kızının ayaklarında ağladığını ve onu bırakmaması için yalvardığını söylüyor. Günümüzde hâlâ uygulamayı takip eden bölgelerde, gelinlerin haftanın her günü, hatta düğününe kadar olan ay boyunca ağlamaları gerekiyor. Geçmiş yıllarda gelinin düğününde de ağlaması istenirdi, yoksa köyünün alay konusu olurdu.
6. Çinliler kaynar su içer.
Bazı insanlara kaynar sıcak su içmek imkânsız görünebilir, ancak Çinliler, bu uygulamanın soğuk algınlığından koleraya kadar her türlü rahatsızlığı tedavi edebileceğine inanıyor. Bu gelenek, insanların sıcak su içerek vücudun ying (iyi) ve yang (kötü) unsurlarının dengeleneceğini düşündükleri milattan önceki zamanlara dayanıyor. İnsan vücudu, Yang elementlerinin kontrolü ele geçirmesi durumunda hastalıklara ve soğuk algınlığına daha duyarlı hâle gelirdi. Günümüzde ise tren istasyonları ve havaalanları gibi ortak kullanım alanlarının çoğunda sıcak su bulabilirsiniz.
7. İnsanların tabaklarında biraz yiyecek bırakması iyiye işarettir.
Hindistan ve Japonya gibi birçok ülkede tabağınızdaki yemeği bitirmemek, yemeğinizden hoşlanmadığınızı gösterebilir. Çin’de ise aynı eylem, hâlâ aç olduğunuz ve ev sahibinizin size yeterince yiyecek sunmadığı anlamına gelir. Ancak 2020’de, Başkan Xi Jinping’in atılan gıda miktarını şoke edici bulması üzerine ülke, gıda israfını azaltmak amacıyla “Temiz Tabak” kampanyasını başlattı.
8. Red Yao kadınları, hayatları boyunca saçlarını yalnızca bir kez keserler.
Huangluo Yao, Red Yao halkının yaşadığı, doğada saklı, güzel bir Çin köyüdür. Köyde sadece 78 farklı aileden 600 kişi yaşıyor. Ancak dünyaca ünlü olmasının nedeni, oradaki kadınların saçlarından kaynaklanıyor: Kadınların saçları 150 cm uzunlukta ve yaklaşık 1 kilogram ağırlıkta olabiliyor! Saçların bu kadar uzun olmasının sırrı, saçlarını yıkadıktan sonra durulamak için kullandıkları greyfurt kabukları ve çay bitkisi tohumu yağı ile harmanlanmış fermente pirinç suyundan yapılan bir karışımdır.
Batılı ülkelerde olağan dışı görünen başka Çin gelenekleri biliyor musunuz? Yorumlar kısmında bizimle paylaşın!