Dünyanın Her Yerinden İnsanların Hâlâ Uygulamaktan Gurur Duyduğu 10 Eşsiz Gelenek
Gelenekler bir aidiyet duygusu yaratır ve bizi arkadaşlarımıza, ailemize ve içinde yaşadığımız tüm topluluğa biraz daha yakınlaştırmanın harika bir yoludur. Belki de bu yüzden insanlar, kendilerinden uzak başka ülkelerde yaşayanlara ne kadar eski veya modası geçmiş görünse de hâlâ bu geleneklerden vazgeçmiyorlar. Ayrıca gelenekler hakkında bilgi edinmek, kendimizi geçmişimize daha yakın hissetmemizi sağlar. Geçmişimize yakın olmak ise hem geleceğe doğru ilerlememize hem de kendi kişiliğimizi ve kimlik duygumuzu oluşturmamıza yardımcı olur.
1. Yunanistan’da ebeveynler, çocuklarının süt dişlerini çatıya atıyor.
Genelde ebeveynler, çocuklarının çıkan süt dişlerini saklar. Ancak Yunanistan’daki ebeveynler, bunu biraz farklı yapıyorlar. Bir çocuğun süt dişleri düştüğünde, her bir dişi ebeveynleri ile birlikte alıp, evlerinin çatısına atarlar. Çocuk, dişi atarken aynı zamanda gelecekle ilgili bir dilek tutar. Ayrıca dişlerin tüm hane halkına uğur getireceğine inanılır.
2. Endonezya’da evli çiftler katı kurallara uymak zorundadır.
Endonezya’daki Tidong topluluğunda, evli çiftlerin evlendikten sonra 3 gün boyunca tuvaleti kullanmaları yasaktır. Tuvaletlerini bu kadar uzun süre tutmanın, mutluluklarını uzun yıllar sürdürebilecek çifte şans getireceğine inanılıyor. Öte yandan bu kuralı çiğnemeleri durumunda şanslarının kısa süreli olacağı öngörülüyor.
Çift, bu 3 gün boyunca hile yapmamaları için başka insanlar tarafından gözlemleniyor. Sık sık tuvalete gitme ihtiyaçları oluşmasın diye yeni çifte az miktarda yiyecek ve su veriliyor. Ayrıca, çiftin gizliden gizliye tuvaletini yapmayacağından da emin olmaya çalışıyorlar.
3. Danimarka’da bekâr insanların başından aşağı tarçın döküyorlar.
Danimarka’da 25 yaşına girmek ve hâlâ bekar olmak insanlar için oldukça tatsız olabilir. Bunun nedeni, arkadaşlarının onları ıslatması ve ardından üzerlerine tarçın atmaya başlamasıdır. Su, tarçının daha iyi yapışmasına yardımcı olur ve bu, bekârlar için bir ceza gibi görünse de aslında diğer insanların arkadaşlarıyla uğraşması için eğlenceli bir yoldur.
Gelenek, yüzlerce yıl önce baharat satıcılarının ürünlerini satmak için ülke çapında seyahat etmeleri ve hayatlarının erken dönemlerinde evlenememeleri ile başladı. Günümüzde Danimarka’da ortalama evlilik yaşı 34’tür, ancak bazı gelenekler hâlâ sadece eğlence için takip edilmektedir.
4. Filipinler’de insanlar yaşlıların önünde eğilir.
Bu geleneğe “Mano” veya “Pagmamano” denir ve nesilden nesile aktarılır. Bir genç, bir büyüğüne selam verdiğinde onun önünde eğilir, elini tutar ve alnına koyar. Bu selamlama sırasında genellikle genç kişi, yaşlı kişinin hayır duasını ister. Ancak bu gelenek herkes tarafından kullanılmaz ve bu, birinin büyürken bu hareketi yapmasının öğretilip öğretilmediğine bağlıdır.
5. Tayland’da maymunlar için bir açık büfe hazırlıyorlar.
Her yıl kasım ayının son pazar günü, insanlar sadece bölgedeki binlerce maymunun tadını çıkarabileceği zengin bir büfe hazırlıyor. Tören, maymun kostümü giymiş kişilerin gösterileriyle başlıyor ve ardından maymunlar getiriliyor. Masalarda çeşitli meyve ve sebzeler bulunuyor ve hayvanlar dilediklerini yemekte serbest oluyor.
Tayland’daki insanlar maymunlara büyük saygı duyuyor ve hayvanların onlara iyi şans getirdiğine inanıyorlar. Maymunlara duyulan büyük sevginin ve saygının kökeni ise 2.000 yıl öncesine dayanıyor.
6. Almanya’da insanlar gelin adayının annesinin evinin önünde bir şeyler kırarlar.
Bir çiftin evlenmesinden yaklaşık bir hafta önce, çiftin arkadaşları, ailesi ve hemen hemen herkes gelinin ebeveynlerinin evine gelip bir şeyler fırlatmaya başlar. İnsanlar genellikle tabaklar ve başka porselen veya seramik eşyalar da dâhil olmak üzere artık ihtiyaç duymadıkları eşyaları atarlar. Ancak uğursuzluk getirdiğine inanıldığından, cam veya ayna atmak uygun değildir.
Bu kısım bittikten sonra, yakında evlenecek olan çiftin tüm kırıkları birlikte süpürmesi gerekir. Hayatlarının geri kalanında sorunlarla birlikte yüzleşmek ve çözmek zorunda kalacaklarının bir işareti olarak temizliği birlikte yapmaları önemlidir.
7. Bosna’da baharın gelişini çırpılmış yumurta ile kutlarlar.
Zenicalılar, baharı kutlamak için Bosna Nehri’nde toplanır ve büyük şenlik ateşleri yakarlar. Bu ateşlerin üzerine büyük dökme demir tavalar koyarak çırpılmış yumurta yaparlar. Festivale katılan tüm insanları doyurmaya yetecek kadar yiyecek olması için yüzlerce yumurta kullanılır. Tüm bu süreç şafakta başlar ve baharın gelmesi daha sıcak havalar getireceği için yumurtalar yeni yaşamı sembolize eder.
8. Gloucestershire’da insanlar bir tepeden aşağı peynir yuvarlar.
Cooper’s Hill Cheese Roll, Gloucester’da çok eskiden beri gerçekleşen çok popüler bir yarışmadır. Yuvarlak Double Gloucester peynir rulosu kullanılır ve 3-4 kilogram ağırlığındadır. Peynir, saatte 112 km hızla gidebilir ve insanların kazanmak için 182 m aşağı inmeleri gerekir. Tepenin sonuna ilk ulaşan kişi yarışı kazanır ve yanında peynir rulosunu da alır.
Tepe oldukça dik, bu yüzden birçok insan düşüyor, hatta kolunu kıran insanlar bile var. Yarışmanın en az 600 yıl önce başladığına inanılıyor olsa da ilk yazılı kanıtı 1826’dan kalma.
9. Kanada’da saç dondurma yarışması var.
Eclipse Nordic Hot Springs Saç Dondurma Yarışması, herkesin katılabileceği yıllık bir etkinliktir. Bölgede dış sıcaklık −20 oC’ye ulaşıyor ancak yarışmacılar, kaplıcaların içinde oluyor. İlk adım, başınızı sıcak suya batırmak ve saçınızın iyice ıslandığından emin olmaktır. Ardından, kaşlarınız ve sakalınız dâhil tüm yüz kıllarınız donana kadar başınızı suyun dışında tutmalısınız.
Bu süreçte kulaklarınızı periyodik olarak suya batırarak sıcak tutmanız tavsiye edilir. Saçlarınız tamamen donduğunda, havuzun hemen yanında bulunan zili çalabilirsiniz. Bunun üzerine bir personel, fotoğrafınızı çekmek için yaklaşacaktır.
10. Meksika’da doğum günü olan kişinin yüzünü pastaya bastırırlar.
Bu geleneğe göre doğum günü olan kişinin ellerinin arkadan bağlı olması ve etrafındakilerin bu kişinin yüzünü pastaya bastırması gerekiyor. Doğum günü kişisinin ilk ısırığı alması için etrafındakiler, “Bir ısırık al” anlamına gelen “Mordida! Mordida! Mordida!” diye bağırır. Salma Hayek bile 2021’de Eternals filmini çekerken bu geleneğe dâhil olmuştu. Rol arkadaşı Angelina Jolie’den, yüzünü doğum günü pastasına bastırmasını istedi.
Sizin de hâlâ sürdürmekten keyif duyduğunuz gelenekler var mı? Sizin ailenizde gelenekleri herkes takip ediyor mu, yoksa katılmak isteyip istememek her bireye mi kalmış? Yorumlar kısmında bizimle paylaşın!