Dünyanın 10 Ünlü Turistik Yeri Hakkında İnsana Gerçek Dışı Gelen Bilgiler
Gezegenimizde, eğrilmiş ağaçlarıyla kafa karıştıran ormanlardan, zaman zaman kar yağan çöllere kadar muazzam güzellikleri olan ve sırlarını keşfetmemizi bekleyen birçok tuhaf yer var. Âdeta harikalar diyarı olan Dünya’mızın sırlarından bazılarını bu makalemizde sizlerle paylaşmak istiyoruz.
1. Sahra Çölü’nde kar yağıyor.
Çoğumuz, çöllerin dünyanın en sıcak yerleri olduğunu ve değil çöllerde, yakınlarındaki herhangi bir yerde bile kar görmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Açıkçası bu, oldukça yanlış bir kanı. Bu, çölde çok sık karşılaşılan bir şey değil ama daha önce kar yağdığı görüldü. Hatta karın kum tepelerinin üzerinde oluşturduğu ince katman dış uzaydan bile görüntülendi.
2. Su altı gölleri gerçekten var.
Çocukken en sevdiğimiz çizgi filmdeki bir ayrıntıyı muhtemelen fark etmemişiz. Sünger Bob Kare Pantolon’da su altında plajlar vardı. Şimdi birer yetişkin olarak bu bize biraz tuhaf gelse de sıradaki bilgi sizi şaşırtabilir. Çizgi filmin yaratıcısının bunu bilip bilmediğinden emin değiliz ama gerçek hayatta su altı gölleri sahiden var.
Bu göllere salamura havuzu deniyor ve tuzluluk oranı çok yüksek seviyelere çıkabiliyor. Bu su konsantrasyonları diğer elementlerle de birleşince insanlar dâhil çoğu hayvan için zehirli oluyor. Bu göllerde ya da onların yakınlarında ancak ve ancak son derece sert koşullara dayanabilen bazı organizmalar yaşayabiliyor.
3. Dünya’da Danakil çöküntüsü diye bir yer gerçekten var.
Danakil çöküntüsünün yüzeyi başka bir gezegene aitmiş gibi görünse de öyle değil. Etiyopya’daki bu tuz çölü sıklıkla gezegenin en sıcak yeri olarak anılıyor. Dünya dışı gibi görünen arazi şekillerini tektonik plakaların kayması meydana getiriyor. Danakil çöküntüsünde volkanlar, tuz gölleri ve lav gölleri bulunuyor.
4. Kawah Ijen’deki volkanlardan çıkan nefes kesici mavi alevler
Bu volkanik kompleks Endonezya’da yer alıyor. Orada geceleri Java adasındaki yanardağdan akan mavi alevleri görebiliyorsunuz. Bu yoğun mavi rengi, sülfürik gazların yanmasına borçluyuz. Bu kafa karıştırıcı manzara yüzünden bazı insanlar, volkandan akan şeyin mavi lav olduğunu sanıyor.
5. Sahra Çölü eskiden bir yağmur ormanıydı.
Büyük Gize Sfenksi’ni yemyeşil bir cennetin ortasında hayal etmek hiç kolay değil. Fakat Sahra Çölü’nün doğal ortamı değişmeseydi bugün o manzarayla karşı karşıya olabilirdik. Bilim insanlarına göre bu muazzam çöl, bir zamanlar su aygırı gibi inanılmaz hayvanların yaşadığı bir yağmur ormanıydı.
Ekosistemindeki bu dönüşüme Dünya’nın yörüngesindeki değişiklik sebep oldu. Bir araştırmanın gösterdiğine göre, gelecekte bir gün yine yeşil bir Sahra Çölü görebiliriz.
6. Chichén Itzá’daki El Castillo piramidi, insanlar el şaklatınca ses çıkarıyor.
Meksika’daki Chichén Itzá’ya giderseniz El Castillo piramidinin merdivenlerinin en altında durup alkışlayarak o güzel cıvıltıları dinlemeyi unutmayın. Duyulan o ses küesal denen kuşun ötüşünün yankılanmasıdır. Piramidin mimarları bunu planlayarak mı tasarladı bilemeyiz, ama büyüleyici bir deneyim olduğu kesin.
7. Machu Picchu’da şiddetli depremler yüzünden inşaat yöntemi değişti.
İnşa edildiği sırada Machu Picchu’nun birkaç depremle sarsıldığına ve o depremlerin şehrin yapısına zarar verdiğine inanılıyor. Zira inşaat yönteminin değiştiğini görmemizin sebebi de bu. Başlarda birbirine geçmiş oyma taşlar kullanılırken, daha sonra resimde gördüğünüz gibi oyma olmayan taş yığınları kullanılmaya başlandı.
8. İzlanda’da insanlar volkanik toprakta ekmek pişiriyor.
Doğa ana, bazı insanlara daha bonkör davranmış ve onlara doğal bir fırın vermiş. Bu inanılmaz gelenek nesillerdir İzlandalıların yaşamlarının bir parçası. Ekmeği pişirmek için yerde bir çukur kazmanız gerekiyor. Çukur kaynar suyla dolunca sıra tencereyi gömmeye geliyor. Dakikalar sonra o nefis geleneksel İzlanda ekmeği yenmeye hazır oluyor.
9. Eğri büğrü ormanın esrarı
Bu orman Polonya’da ve çam ağaçlarından oluşuyor; yalnız bazı ağaçların gövdeleri J şeklinde. Bu ağaçların o şekli nasıl aldığını kimse bilmiyor ama bu anomaliyi açıklamaya çalışan bazı teoriler var.
Bazı insanlar, ağaçların büyümeye yeni başladıkları zamanlarda ağır bir kar yağışı altında kaldıklarına inanıyor. Lakin bu teori büyük ihtimalle doğru değil. Çünkü bölgenin çevresi normal şekle sahip çam ağaçlarıyla çevrili. İşte, bu yüzden bazıları, ağaçların mobilya yapma amacıyla insanlar tarafından şekillendirildiğine inanılıyor.
Sonuçta bu ağaçların nasıl eğrildiği önemli değil. Bu sayede bambaşka bir dünyaya aitmiş gibi görünen bu manzarayı görmeye gelip, o ağaçların altında piknik yapabiliyoruz.
10. Tutankamon’un sakalı düştü ve biri onu eğreti bir şekilde yerine yapıştırdı.
Bir süre önce Tutankamon’un maskesi bir müzenin çalışanları tarafından tahrip edildi. Tam olarak ne olduğu bilinmiyor ancak maskedeki sakal tamamen düştü. Yukarıdaki görselde maskenin sakal olmadan nasıl görüneceğini canlandırmaya çalıştık.
Birileri onu onarmak için sakalı yerine geri yapıştırdı, ama yapıştırıcının fazlasını temizlemeye çalışırken eserin çizilmesine neden oldular. Bazı fotoğraflarda heykele verilen zararı açıkça görebiliyorsunuz.
Neyse ki bu değerli obje, uzmanlar tarafından restore edilerek eski ihtişamlı hâline geri döndürüldü. Böylece artık verilen hasarı fark etmek mümkün değil.
Kendi ülkenizden verebileceğiniz böyle etkileyici örnekler var mı? Yorumlar kısmında bize anlatın!