En Şaşırtıcı Dönem Unvanını Hak Eden Viktorya Döneminden Kafa Karıştırıcı 8 Moda Akımı
Viktorya döneminde, son derece dar korselerden zehirli elbiselere kadar bir sürü ilginç şey var. Belki de Viktorya dönemini bu kadar tuhaf yapan şey, savaşlarla, salgın hastalıklarla ve katı toplumsal normlarla dolu tarihsel bağlamıdır. Sebebi ne olursa olsun, bu şeyler modayı etkiledi ve sonuçları bugün bile hala bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Olumlu Bak olarak, o günlerdeki en tuhaf moda eğilimlerinin bir listesini hazırladık.
1. Kumaşları boyamak için arsenik içeren ölümcül bir pigment kullandılar.
Bu renk karışımına Paris Yeşili deniyordu ve duvar boyası hazırlarken de pigment olarak kullanılıyordu. Viktoria döneminde yaşayanlar, arsenikle temas eden sayısız insanın öldüğünü biliyordu. Ancak, bir nedenle bu kimyasallar ile yaşanan trajediler arasında bağlantı kurulması çok uzun sürdü.
Bu renk, elbiselerde büyüleyici duran bir yeşil tonuydu. Fakat, suyla temas edince insanlar için ölümcül olan bir kimyasal salıyordu.
2. Elbiselerini böceklerle süslediler.
Bir dönem de terzilerin, giysileri böcek kanatlarıyla süslediği bir moda akımı vardı. Böcek kanatlarını onları incitmeden toplamak kolaydır. Düzinelerce böcek çiftleşirken bir araya toplanır ve sonrasında ölür. Geriye “kanat hasatçılarının” kanatları toplaması kalır.
İlk başta kulağa çok garip geliyor olsa da muhtemelen kanatların canlı renkleri, parlaklığı ve ışıltısı, Viktorya dönemi insanlarını çok etkiledi ve onları pul gibi dikerek elbiselerini güzelleştirmeye karar vermelerine neden oldu. Böcek kanatları olduklarını bilmesek, bu şeyler büyük olasılıkla sadece güzel bir ayrıntı olarak dikkatimizi çekerdi.
3. Saçtan yapılan aksesuarlar
Bunlar, genellikle bir akrabalarının yasını tutan insanların takacağı türde aksesuarlar olarak değerlendirilirdi. Fakat, sıradan insanlar da bu tür aksesuarları beğenerek takmaya başladı. Bununla, mesela, bir eş gibi sevdikleri birinin veya savaşa giden bir oğul gibi yolu beklenen birinin olduğu mesajını gönderiyorlardı.
Viktorya döneminden bize insan saç örgülerinden bilezikler, saçtan yapılmış çantalar ile el çantaları ve cam madalyonların içinde saklanmış saç tutamları kaldı.
4. Korseler öyle dardı ki, kadınların anatomisini değiştirdi.
Her ne kadar ölümlere ya da daha önce inanıldığı gibi bayılmalara sebep olmadıysa da korseler son derece fazla etkileri olan giyim parçalarıydı. Kadınların öyle sıkılıyordu ki, nefes almalarını biraz engelliyordu. Kapattıkları kasların hareket etmesine izin vermedikleri için de kas erimesine sebep oluyorlardı. Korseler bunun yanı sıra, göğüs kemiklerinin şeklini ve organların yerleşimini değiştiriyordu. 19. yüzyıldaki bir kadının vücudunun içi, günümüzdeki kadınlarınkine benzemiyordu.
Neyse ki, bu yüzden hastalıklara daha yatkın hâle gelmediler ya da ölüm oranları artmadı. Yukarıdaki görsel, doktorların vücutta meydana geldiğini düşündükleri şekil bozukluklarını gösteriyor. Bu değişiklikler onların düşündükleri kadar ciddi olmamasına rağmen, yine de kadın bedeninde olağan dışı etkiler bırakan bir uygulamaydı.
5. Gittikleri her yeri alt üst eden kabarık etekler
Jane Austen filmlerinde gördüklerimiz gibi ince bir görüntü sunan alışılmış elbiselerden sonra, 19. yüzyılın ilerleyen zamanlarında elbiselerin çapı genişlemeye başladı. Elbiseler öyle genişledi ki, birçok etek katıyla bile arzu edilen kabarıklığa ulaşmak mümkün olmuyordu. İşte, o zaman krolin denen bir parça sahneye çıktı. Krolin, bir halatla tutturulmuş çelik çemberlerden meydana gelen bir tür “kafes” gibiydi. Elbiseye şekil ve büyük bir hacim veriyordu.
Bu alet kadınların daha rahat hareket etmelerini de sağlıyordu. Ancak bu, sadece teoride ve sadece bacaklarına fayda sağlıyordu. Çünkü, etekler öyle abartılı bir şekilde büyümüştü ki, bazı durumlarda bir kapıdan geçmek veya bir at arabasına binmek sıkışma tehlikesi taşıyordu. Hatta elbiselerin aşırı büyük olmasıyla alay eden fotoğraflar bile çekiliyordu.
6. Delikleri olan iç çamaşırları
İç çamaşırları, vücudumuzun en hassas yerlerinden birini korumak için kullanılır. O yüzden, mahrem yerleri açıkta bırakan bu çamaşırlar asıl amacına hizmet etmiyordu.
Fakat, Viktorya döneminde yaşamış olsaydınız farklı düşünebilirdiniz. Kadınların giyinme süreci çok uzun sürüyordu. Metal krolinin üzerine kat kat etekler giyiliyordu. O yüzden, deliği olmayan bir iç çamaşırı giyen kadınlar, tuvalete gittiklerinde zorluk yaşayabilyorlardı.
7. İster kız ister erkek olsun, bütün çocuklar 4 yaşına kadar elbise giyiyordu.
Çocuklar doğumdan okul çağına kadar, yani yaklaşık 4 yaşına kadar kabarık ve dantelli elbiseler giyiyordu. Giysinin ne kadar fazla danteli varsa ve ne kadar kalıplıysa, bebeğin ya da çocuğun ailesi o kadar zengin demekti. Zenginliği çocukların kıyafetleriyle göstermek bir gelenekti. Erkek ya da kız çocuğu olduklarına bakılmadan bütün çocuklar elbise giyiyordu. Ancak bu uygulama, günümüzde çocuklar daha çocuğa özgü ve kişiselleştirilmiş giysiler giydikleri için bize tuhaf gelebiliyor.
8. Geniş bir kitle tarafından takip edilen yas modası
Viktorya döneminde orta sınıfın yaşam beklentisi yaklaşık 45 yaşla sınırlıydı. Ölüm, savaşlar ve kolera, tüberküloz, frengi, çiçek hastalığı salgınları arasında sıkışıp kalmış şehirlerde kol geziyordu. Yani, herhangi birinin, ne zaman bir akrabasını kaybetse yas tutması sıra dışı bir şey değildi ve sıklıkla görülen bir şeydi. Birçok kadın yıllarca siyahlara bürünüyordu. O yüzden, Viktorya döneminde yaşayanlar bir tür yas modası tasarladılar.
Orta sınıftaki kadınların bir yakınları vefat eder etmez siyah bir elbise almaya güçleri yoktu. Bu sebeple, hâlihazırdaki bazı giysilerini siyaha boyadılar. Düğmelerin de takılar gibi siyah olması gerekiyordu. Güçleri yetenler ise, siyah inciler veya siyah kehribarlar takıyordu. Siyah olması gerekmeyen takılar, vefat eden kişinin saçlarıyla hazırlananlardı. Yas konusunda çok katı kurallar vardı. Mesela, yastaki bir kadın evlenmek isterse, bugün ne kadar iç karartıcı görünse de gelinliğinin yukarıdaki gelin gibi siyah olması gerekiyordu.
Size göre bugün takip ettiğimiz hangi moda akımları gelecekte tuhaf görülecek? Yorum bölümünde anlatın!