Anneliğin Birinci Önceliği Olmasını İsteyen Serena Williams Tenisi Bırakıyor
Serena Williams, güçlü oyun tarzıyla kadınlar tenisinde devrim yaratan, açık teniste aldığı 23 Grand Slam unvanıyla bugüne kadar erkek ya da kadın tüm tenisçilerden daha fazla turnuva kazanan bir tenisçi. Serena, Ocak 2017’de Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nı kazandığı sırada kızına 20 haftalık hamileydi. Dünya çapında isim yapmış olan 40 yaşındaki tenisçi, bu yaz oynanan Amerika Birleşik Devletleri Açık Tenis Turnuvası’ndan hemen sonra “tenisten uzaklaşma” kararını açıkladı.
Kadınlar yüzlerce yıldır annelik ile kariyerleri arasında kalıyor. Ancak Olumlu Bak’ta bugün, Serena’nın bu ikisini bir arada nasıl başarılı bir şekilde yürüttüğünü ve artık kendisini birinden vazgeçmeye nasıl hazır hissettiğini paylaşmak istiyoruz.
Mütevazı başlangıçlardan tüm zamanlarının en iyisi olmaya giden yol
Williams, tenis oynamaya daha 5 yaşındayken başladı. Babası Richard Williams’ın antrenörlüğünde ve kız kardeşi Venus’le beraber dünyayı fethetmeye koyuldu. 1995’te, 14 yaşındayken profesyonel bir tenisçi oldu. İnsanların beklentilerinin aksine, ikisi arasında 1999’da teklerde Grand Slam’i kazanan ilk kız kardeş Serena oldu.
Williams’ın bütün hayatı tenisle geçti. Babasının söylediğine göre eline ilk kez 3 yaşındayken raket almıştı, ama Serena, bunun çok daha önce yaşandığını düşünüyor. Onu motive eden ve bunca yıl devam etmesini sağlayan asıl neden ise mükemmelliğe ulaşmak için sürekli çabalamasıydı. “Mükemmel diye bir şey olmadığını biliyorum. Fakat benim için mükemmel neyse, ona ulaşana kadar durmayı aklıma bile getirmedim.”
Serena, anneliği ve sıra dışı bir kariyeri çok güzel harmanladı.
Serena, kariyerinin ilk zamanlarında çocuk sahibi olmayı hiç düşünmüyordu. Kocası Alexis Ohanian ile 2015 yılında tanıştı ve birkaç yıl sonra kızları Olympia’yı kucaklarına aldılar. Williams, bebeğini emzirdiği süre boyunca, hatta doğum sonrası depresyon yaşarken bile tenis oynadı.
Sporcu, bir gün kariyerine devam etmek ile ailesiyle ilgilenmek arasında bir seçim yapması gerekirse ikincisini seçeceğini paylaşmıştı. Adil olmadığını düşündüğü için ikisi arasında seçim yapmak zorunda kalmayı hiç istemiyordu: “Erkek olsaydım bunu yazıyor olmazdım, çünkü karım ailemizi büyütmenin fiziksel yükünü taşırken, ben orada tenis oynuyor ve kazanıyor olurdum.”
Serena, 35+ yıl tenis kortlarını salladıktan sonra raketlerini topluyor ve şu an onun için önemli olana odaklanmayı seçiyor.
Serena, Vogue’a bizzat kendisinin yazdığı bir makalede yakın gelecek için neler planladığını anlattı. 4 altın olimpiyat madalyası sahibi olan sporcu hassaslaştı ve hayatını değiştiren kararın sebebini açıkladı:
“Bu ay 5 yaşına basan kızım Olympia ve ben arabadaydık. Telefonum Olympia’daydı ve sevdiği interaktif bir eğitim uygulamasını kullanıyordu. Bir robot sesi ona bir soru sordu: Büyüyünce ne olmak istiyorsun? Dinlediğimi bilmiyordu, ama telefona fısıldadığı cevabı duyabiliyordum. Olympia “Abla olmak istiyorum.” dedi.
“Emeklilik kelimesini hiçbir zaman sevmedim. Belki de yapacağım şeyi tanımlayan en doğru sözcük dönüşmektir.”
Serena, tenis oynamayı bırakması gerektiğini kabullenmeye gönülsüz olduğunu paylaştı. Bu, onun için hassas bir konu ve bu konu ne zaman açılsa ağlamaya başlıyor. Bu konuyu sadece terapistiyle paylaştığını söyledi. Başı dik ve tüm cesaretini toplayarak “Tenisi bırakarak hayatımda benim için önemli olan şeylere eğilmek için dönüştüğümü açıklamak için buradayım. Bir aile kurdum. O aileyi büyütmek istiyorum.” dedi.
Profesyonel sporculuğu bırakan Serena, şunları herkesin bilmesini istediğini söyledi: “Sizlere sözcüklerle anlatamayacak kadar minnettarım. Sayenizde birçok maçı ve kupayı kazandım. O hâlimi, tenis oynayan o kızı özleyeceğim. Sizleri özleyeceğim.”
Serena Williams’a 5 kelimeyi aşmayacak bir şey söyleyecek olsaydınız ne derdiniz? Seyretmeyi dört gözle beklediğiniz en sevdiğiniz sporcu kim? Yorumlar kısmında bize anlatın!