Down Sendromlu Bir Model Güzelliğinizi Belirleyebilecek Tek Kişinin Kendiniz Olduğunu Kanıtlıyor
Büyük hayaller kurup başarılı olmanın ne demek olduğunu bilen biri varsa o da Chelsea Werner’dır. Kendisi, hiç kimsenin dış görünüşe göre değerlendirilmemesi gerektiğinin ve hayallerin peşinden koşarak büyük başarılar elde edilebileceğinin adeta canlı bir örneği. Chelse, Down sendromuna dair önyargılara meydan okuyarak, uluslararası çapta tanınan bir model olmakla kalmayıp, 4 kez de Olimpiyat şampiyonu oldu.
Biz Olumlu Bak olarak, Chelsea’nin hikayesini sizlerle paylaşmaktan büyük heyecan duyuyoruz.
Her şey, Chelsea’nin bütün engellere rağmen bir jimnastikçi olması ile başladı.
Chelsea Kaliforniya, Danville’de doğdu. Down sendromu nedeniyle de neredeyse 2 yaşına gelene kadar yürümesinin mümkün olmadığı düşünülüyordu. Buna rağmen ebeveynleri, onu bir sürü farklı sporlarla tanıştırarak cesaretlendirdi ve en sonunda jimnastik yarışmalarının pozitif enerjisi ona bir jimnastikçi olma hayalini kazandırdı. Doktorların her zaman düşük kas tonusuna sahip olacağına dair uyarılarına rağmen, 8 yaşında spor kariyerine başladı.
Hızlı bir şekilde dünya şampiyonu oldu.
Chelsea "Ben çok pozitif bir insanım ve hiçbir şeyi kısıtlama olarak görmüyorum. Çok inatçıyım ve çok çalışıyorum. Ebeveynlerimin beni yetiştirme şekli kendimi iyi hissetmemi sağladı.’’ dedi. Bağlılığı, azmi ve özverisi, onun ünlü bir sporcu olmasını sağladı. ABD Ulusal Özel Olimpiyatlar Şampiyonası’nı 4 kez kazandı. 27 yaşına geldiğinde ise, 2 kez dünya şampiyonu olduğunu gururla söyleyebiliyordu.
Ancak, daha sonra moda dünyasını da keşfetti.
Daha sonra moda dünyasını keşfetmesiyle beraber yeni bir ilgi baş gösterdi. Profesyonel jimnastikçilik kariyeri devam ederken, ayırt edici özelliği olan azmi ve kararlılığı ona çok sayıda mankenlik ajansının kapısını çalma cesaretini verdi. Ajanslar tarafından geri çevrildikten sonra, internette fotoğraflar paylaşmaya başladı ve bir ajans tarafından kabul edildi.
Bu röportajda Chelsea, ’’Mankenliğe geçişim bir anda oldu.’’ diye belirtirken annesi, ’’Jimnastik aracılığıyla gerçekleşti ve sonunda We Speak Model Management tarafından keşfedildi.’’ diye ekledi.
Moda dünyasına olumlu bir değişim kazandırıyor.
We Speak, kameraya pozitif bakış açısı, sağlıklı yaşam ve eşsiz özellikler getirerek, moda reklamlarında olumlu bir değişim için gayret eden New York merkezli bir ajans. Chelsea de bunun mükemmel bir örneği. Özgün olmanın, insanların nitelendirdiği ’’mükemmellik’’ algısından çok daha fazlası olduğunu gösteriyor. Şu anki inanılmaz başarısıyla, moda sektörüne daha fazla çeşitlilik kazandırıyor.
Yalnızca kamera karşısında bir model değil.
Chelsea’nin aktif olarak kullandığı sosyal medya hesaplarında aldığı binlerce beğeni ve yorum, moda sektöründe olumlu bir değişimin zamanının geldiğini kanıtlıyor. Bu röportajda Chelsea’ye, örnek teşkil eden biri olmanın nasıl bir his olduğu soruldu. O da, ’’Hoşuma gidiyor! Bunu küçük çocukların ailelerinden çok duyuyorum. Eğer birilerine umut kaynağı olabilirsem, bu beni çok mutlu eder ve gururlandırır!’’ şeklinde cevap verdi.
Spor ve moda dünyasını fethetmeyi başaran Chelsea’yi bundan sonra kimse durduramaz. Tüm bunların en iyi yanı ise, gerçekten sevdiği bir işi yapıyor olması!
Bu hikâye hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce özgün olmak mükemmellikten daha mı önemli? Herkesin kendi güzellik tanımını yapabileceğine ve yapması gerektiğine katılıyor musunuz?