Kansere Karşı Verdiği Savaşı Kazanan ve Şimdi Başkalarına Yardım Eden Sofia Vergara, “Artık Kendime Kanseri Alt Eden Biri Diyebilirim” Diyerek Yaşadıklarını Aktarıyor

Kolombiyalı ünlü oyuncu Sofia Vergara, kısa bir süre önce, kariyerinin başında kendisine tiroid kanseri teşhisi konduğunda yaşadığı sorunu kamuoyuna açıkladığı duygusal bir mesaj paylaştı. Araştırmalardan elde edilen verilere göre, bu hastalık kadınlarda daha sık görülüyor ve genellikle erken yaşta teşhis ediliyor. Neyse ki hastaların yaklaşık %98’i genellikle iyileşiyor. Fakat bu hastalığı önleyici tedbirlere konsantre olmak büyük önem taşıyor.

Olumlu Bak’ta bugün, ünlü oyuncunun hayatındaki bu zor süreçle nasıl başa çıktığını, hastalığını neden gizlediğini ve hikâyesini açıklamaya kendisini neyin teşvik ettiğini size ayrıntılı olarak anlatmak istiyoruz.

Sofia Vergara, Hollywood’un en tanınmış Latin oyuncularından ve modellerinden biri. Ayrıca 49 yaşında olan oyuncu, dünyanın en güçlü kadınlarından biri olarak kabul ediliyor. Forbes dergisine göre, 2020 yılı itibarıyla 43 milyon doların üzerinde bir servete sahip. Lakin Vergara, 28 yaşındayken tiroid kanseriyle savaştığını kısa bir süre önce kamuoyuyla paylaştı.

2008 yılından beri araştırmaları finanse ederek kanserle savaşmak için fon oluşturmaya devam eden kadınlar tarafından kurulan ’Kansere Karşı Dur’ isimli bir girişimin en son etkinliğinde Vergara, etkinliğe yardımcı sunucu olarak katıldı ve bu hastalıktan kurtulan biri olarak bazı açıklamalar yaptı.

Modern Family dizisindeki rolüyle tanınan oyuncu, “28 yaşında rutin bir muayene sırasında doktorum, boynumda bir yumru olduğunu hissetti.” diyerek böyle bir haber almanın ne kadar travmatik olabileceğini “Kanser kelimesinden bahsedilmesi ister istemez herkesi korkutuyor.” sözleriyle aktardı.

Televizyon yayını sırasında Vergara, “Elime geçen bütün kitapları okudum ve bu konu üzerine bulabildiğim her şeyi öğrendim. Hastalığı erken fark ettiğim ve hem doktorlarımın hem de en önemlisi ailemin desteğini aldığım için şanslıydım.” dedi.

Yakın tarihli bir yayında, “28 yaşındayken duymayı hiç beklemediğim bir kelimeydi ’kanser’. Rutin bir kontrol sırasında doktorlar boğazımda bir yumru buldu ve bu kelime o andan itibaren hikâyemin bir parçası oldu.” diyen oyuncu, sözlerine, “Radyasyon tedavisinde ve nihayetinde ameliyatta uzun saatler geçirdim. Bugün kendime artık kanseri alt eden biri diyebilirim.” diyerek devam etti.

Oyuncu, düşüncelerini, “Bu, benim teşhis ve tedaviden sonraki ilk oyunculuk deneyimim olacaktı. Boğazımdaki yara izini görmek, bana hem o gün ve hem de o günden beri Tanrı nezdinde ne kadar kutsanmış biri olduğumu hatırlatıyor. Şu an hikâyemi paylaşabildiğim için çok şanslı ve müteşekkir biri olarak erken tanının çok önemli olduğunu söyleyebilirim! Eğer henüz yapmadıysanız bu yılki muayenenizi hemen planlayın!” diyerek aktardı.

Televizyondaki etkinliğe ek olarak, insanları bu hastalık hakkında eğitmek için Sigue el Guion kampanyasının sembolü olan Vergara, durumu, “Özellikle menopoz ve hamilelik gibi hayatında çok fazla değişime maruz kalan kadınlarda tiroidin yapısı da değiştiği için bazı belirtiler hissettiğinizde durumu sorgulamak, kendinizi eğitmek, doktora gitmek çok önemli.” diye açıkladı.

Vergara, “Bir sürü test yaptırdım ve sonunda bana tiroid kanseri olduğumu söylediler. Henüz gençken ’kanser’ kelimesini duyduğunuzda aklınız çok karışıyor, ama ben paniğe kapılmamaya çalıştım ve kendimi eğitmeye karar verdim.” dedi.

Vergara, o sırada kendisine konulan teşhisi kamuoyuna açıklamamaya karar vermiş ve ameliyat ile radyasyon tedavileri sayesinde kanserinin yok olduğu 2011 yılına kadar hastalığını gizli tutmuştu. Vergara, bu kararını, “Bunun reklamını yapmak istemedim. Kanser olmak her türlü tatsız bir durum. Bu hastalığı yaşarken insan başka hiçbir şeyle uğraşmak istemiyor.” diye açıkladı.

Ayrıca, tiroid bezinin çıkarıldığı bir ameliyat yaşadığını açıkladı. Bu ameliyatta sesini kaybedebilirdi veya yüzü felç olabilirdi. Bunun sonrasında kendisine radyasyon tedavisi yapıldı. Bu yüzden, hayatının geri kalanı boyunca, tiroid bezinin ürettiği hormonun yerini alacak bir ilaç kullanmak zorunda.

America’s Got Talent isimli ünlü programa jüri olarak katılan oyuncu, yaşadıklarından öğrendiklerini, “Kriz zamanlarında insanlarla birlikte olmak daha iyi geliyor.” diyerek anlattı ve sözlerine, “Öncelikleriniz değişiyor. Küçük şeyleri artık dert etmiyorsunuz.” diye devam etti.

Vergara, iyileştikten sonra neredeyse hiç fark edilmeyen yara iziyle ilgili olarak da “Günümüzde yara izleri konusunda pek çok şey yapılabiliyor. Benimki için lazer ve kortizon enjeksiyonları kullanıldı. Boynumdaki yara artık eskisi kadar belirgin değil.” diye açıklama yaptı.

Tüm bu süreçte öğrendikleri, kendisinin bu hastalığa karşı daha güçlü adımlar atmasına vesile oldu. Oyuncu, bu amaçla şu an, doğduğu şehir olan Barranquilla’da tıp merkezi inşa eden bir kuruluşa sponsorluk yapıyor.

Vergara, projeden bahsederken, “Kolombiya’da bir hastanenin kanser koğuşunu ziyaret ettim ve ebeveynlerin, çocukları tedavi olurken yerlerde oturduğunu gördüm. Bir anne olarak çocuğunuz hasta olduğunda, bunu siz de iliklerinizde hissedersiniz. O yüzdeni ebeveynler için rahat edebilecekleri bir yer kurmak istiyorum.” sözlerine yer verdi.

2015’ten beri oyuncu Joe Manganiello ile mutlu bir evliliği olan aktrisin, eşine çok âşık olduğu belli oluyor. Son evlilik yıl dönümlerinde eşi, “Bugün rüyalarımın kadınıyla evleneli 6 yıl oldu.” dediği bir video yayınladı.

Hayatının her anını hâlâ yoğun bir şekilde yaşamaya devam eden oyuncu, kanserle mücadelesinin yanı sıra, farklı girişimleri ve savunduğu toplumsal meseleleri en çok destekleyen ünlülerden biri olduğunu gösterdi.

Sofia Vergara, sadece görünüşte güzel olan bir kadın değil. O, aynı zamanda kendine has, eğlenceli, yetenekli, mücadeleci ve şefkatli bir insan. Onun dirayeti, hastalık başlamadan önce önleyici tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu herkese gösteriyor ve ikinci bir şans verildiğinde hayatın ne kadar anlamlı bir hâle geldiği hakkında düşünmenizi sağlıyor.

Siz sağlığınız için ne tür koruyucu önlemler alıyorsunuz?