“Küçük Ev” Dizisinin Yıldızı Melissa Gilbert, Botoksa HAYIR Dedi ve Doğal Bir Şekilde Yaşlanmaya Karar Verdi
Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, Hollywood, bir bakıma hem hayata hem de kendimize olan bakışımızı değiştirme gücüne sahip. Bize her zaman mükemmel insanların yaşadığı büyüleyici hayatlar gösteriliyor. Sivilceleri, kırışıklıkları ya da selüliti olmayan insanlar... Bu, o hayatın bir parçası olmamamıza rağmen bizi etkileyebiliyor. O hâlde, gerçekten Hollywood rüyasını yaşayan o insanların ne kadar kötü şekilde etkileniyor olabileceğini hayal edin.
Melissa, kelimenin tam anlamıyla Hollywood’da büyüdü.
Bir çocuk oyuncu olarak çok sayıda konuk yıldız oyuncu rolü üstlenen ve reklamlarda rol alan Gilbert,
televizyon sektörüne çok küçük yaşta girdi. 9 yaşındayken, Küçük Ev adlı dizinin ana karakterlerinden biri olan Laura Ingalls’ı canlandırma fırsatını elde ederek büyük çıkışını yaptı.
Dizi bittikten sonra, çoğunlukla televizyon gösterimi için yapılan filmlerde rol alarak kariyerine devam etti.
Çocukluk şöhreti sona erdikten sonra Melissa, Hollywood’un sığ standartlarının esiri oldu.
Estetik ameliyat ve botoks onun için standart bir durum hâline geldi. “Dış güzelliğe iç güzellikten çok daha fazla değer veren bir sektörde büyüdüm ve böylece, genç kalmaya çalıştığım bir döngü içine girdim.” diye belirtti.
Kitabında, ikinci kocası Bruce Boxleitner’dan boşanmasının onu “orta yaş” bunalımına soktuğundan ve böylece onu dış görünüşünde değişiklikler yapmaya daha da fazla sevk ettiğinden bahsetti. “Los Angeles’ta 40’lı yaşlarda bekâr bir kadın olmak bambaşka bir sıkıntı. Gençliği saplantı hâline getirmiş bir sektörde kadın oyuncu olarak iş aramak ise bu durumu daha da zorlaştırıyor. Ben de bu duruma, karşılaştığım birçok kadının yaptığı gibi tepki verdim. Her şeyi olduğu gibi dondurmak istedim.”
Görünüşünde yaptığı tüm değişikliklerden nefret etmeye başladı.
O zamanki düşünce yapısına göre, her zaman zayıf olmak, şık ayakkabılar giymek ve şık bir araba kullanmak zorundaydı. Ancak bu, ona hiçbir zaman doğru gelmedi. Yine de veranda çatısının kafasının üzerine düşmesi ile beyin sarsıntısı geçirdiği güne kadar bu yaşam tarzına bağlı kaldı.
Daha sonra bu talihsizliği, hayatının kontrolden çıktığına dair bir işaret olarak algıladı. “Sonunda uyandım ve kendi kendime ’Ben ne yapıyorum? Tam bir havuç kafaya benziyorum ve mutlu değilim.’ dedim. Yüzüm hareket etmiyor. Göğüslerim aşırı büyük. Yanlış erkekle beraberim. Liste böylece uzayıp gitti.” diye belirtti.
Doğal bir şekilde yaşlanmaya başlamak istiyordu ve bunu gerçekten yapabilmesi için Los Angeles’tan ayrılması gerekiyordu.
Üçüncü kocası ve hayatının aşkı olan Tim Busfield ile evlenmesinin ardından, birlikte gençliği yakalama koşuşturmasından uzaklaşıp, Michigan’ın kırsal bir bölgesine taşındılar. Melissa, orada kendini sevme yolculuğuna başladı.
“Saçlarımı kestim ve botoks gibi şeyleri tamamen bıraktım. Yüzümdeki tüm bu değişimleri izlemeyi ve bu yeni insanı tanımayı seviyorum. Aynı zamanda kendimi çok daha güçlü hissediyorum ve gerçekten fikirlerimi oturttuğumu düşünüyorum.” diye itiraf etti.
Melissa, aynı zamanda göğüs silikonlarını aldırdı ve bunun, hayatı boyunca verdiği en akıllıca kararlardan biri olduğuna inandığını söyledi. Bir röportajda, “Sadece kendim olma cesaretini buldum.” diye belirtti. “Doğal ve uygun bir şekilde yaşlanmaya, vücudumun ve yüzümün ne hâle geleceğine karışmamaya karar verdim.”
Melissa şimdi 58 yaşında ve nihayet hem hayatını hem de görünümünü seviyor.
Gilbert ve kocası, Highland Park şehrinde kendilerine bir yuva kurdu ve huzurlu bir kırsal yaşama alıştı. Yemek yapma becerisinin yanı sıra, Gilbert’ın yeni yaşam tarzı sayesinde edindiği becerilerden bazıları da yumurta elde etmek için tavuk beslemek ve sebze yetiştirmek.
Melissa, “Başkalarının istediği gibi olmak için her zaman çok fazla çabalıyordum. Nihayet kendimle barıştım. Şükür doluyum, rahatım ve çok daha mutluyum.” diyor.
Sizce Melissa botokslu mu daha iyi görünüyor, yoksa botokssuz mu?