Servetini Çocuklarına Bırakmayı Düşünmeyen 12 Ünlü
Bazen zengin ve ünlü bir ailede dünyaya gelenler, sıradan ebeveynlere sahip olanlardan daha zor bir hayat yaşayabilir. Bir kişi, başarıya ulaşanın kendileri olup olmadığını veya ailesinin şöhretinin kilit bir rol oynayıp oynamadığını nasıl anlamalıdır? Örneğin, bu ikilemden kaçınmak adına Nicolas Cage, kendi başına başarıya ulaşmak için gerçek adı Coppola’yı bile değiştirdi.
Marlon Brando
Oyuncunun, mirasını paylaşabileceği 11 çocuğu vardı. Ancak 14 yaşından itibaren büyüttüğü evlatlık kızı Petra ve merhum kızı Cheyenne’in oğlu olmak üzere 2 kişiyi vasiyetinden çıkardı.
Bu kararın resmî nedeni hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı. Ancak Petra ile ilgili kararın, kızın annesinin Brando’ya para için dava açması nedeniyle verildiğine dair bir görüş var. Oscar ödüllü oyuncunun, torununu neden cezalandırdığı ise bilinmiyor.
Daniel Craig
Ajan 007’yi canlandıran oyuncu zengin bir insan. Bazı tahminlere göre, neredeyse 160 milyon dolar değerindeki servetinin çoğu Craig’in canlandırdığı James Bond rolünden geliyor. Ancak 2 kızının bu miktardan bir şey alması pek olası değil.
Fakir bir aileden gelen oyuncu, (Craig’in babası bir denizciydi, annesi ise bir sanat öğretmeniydi), bir kişinin kendi hayatını kazanması gerektiğine inanıyor. Oyuncu, “miras” kavramını oldukça tatsız olarak nitelendiriyor. Onun felsefesine göre insan, ömrü boyunca bütün parasını harcamalı.
Sean Connery
Sean Connery’nin vefat ettiği 2020’den beri dünya, aktörün oğluna bir şey bırakıp bırakmadığını öğrenmek için vasiyetnamesinin açıklanmasını bekliyor. Connery, yaşamı boyunca bile, oğluna bir ders vermek için mirasından mahrum edeceğini “Zor zamanlar geçirmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor ama hayatı öğrenmek için çok geç değil.” diyerek defalarca dile getirdi.
2007’de aktör, 45 yaşındaki oğlunun “babasının elinden değil, kendi başına geçimini sağlamasını” istediğini açıkladı.
Kirk Douglas
Oyuncu, yaşamı boyunca bile zamanının çoğunu ihtiyacı olanlara yardım etmeye adadı. O ve karısı, amacı “kendine yardım edemeyenlere yardım etmek” olan bir vakıf kurdu. Bu nedenle vasiyetinde parasının neredeyse tamamının hayır kurumlarına verilmesini sağlaması şaşırtıcı değil.
Andrew Lloyd Webber
Operadaki Hayalet, Kediler ve diğer birçok popüler müzikalin ünlü bestecisi ve yazarı, kariyeri boyunca 1 milyar dolardan fazla kazandı. Ancak Webber, herkesin kendi geçimini sağlaması gerektiğine inanıyor ve bu yüzden, 5 çocuğu bu muazzam miktarı asla göremeyecek.
Besteci, “Bu, iş ahlakına sahip olmakla ilgili bir şey. Miras kalan paraya hiç inanmıyorum. Çocukların birdenbire çok para bulmalarından yana değilim çünkü o zaman çalışmaya teşvikleri olmuyor.” diyor.
50 Cent
Rapçi 50 Cent ile oğlu Marquise arasındaki tartışmalar uzun süredir medyada tartışılıyor. Gerçek şu ki rapçi ve oğlu, aralarındaki konuşmaları internette yayınlayarak zor ilişkilerini düzenli olarak medyaya yansıtıyor. Son olarak ise rapçi, alenen oğlunun vasiyetinden çıkarılacağı tehdidinde bulundu.
Simon Cowell
The X Factor, American Idol ve America’s Got Talent gibi programların yapımcılığını üstlenen müzik patronu, çocuklarına miras bırakmayı düşünmüyor. Cowell’a göre, bir insanın çocuklarına verebileceği en iyi şey, zamanı ve bildiklerini onlara öğretme fırsatıdır.
Yapımcı, servetini çocuklarına verme fikrine inanmıyor. Cowell, parasını çocuklara ve köpeklere yardım eden hayır kurumlarına bağışlamayı tercih ettiğini söylüyor.
Anderson Cooper
Ünlü Amerikalı televizyon gazetecisi Anderson Cooper, oğluna miras bırakmayacak. Geçenlerde radyoda bundan bahsetmişti. Yalnızca çocuklarının üniversite eğitimi için para ödeyen ebeveynlerden olacağını söyleyen gazeteciye göre, bir kişi her şeyi kendi başına başarmalı.
Laurene Powell Jobs
Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un dul eşi Laurene, kocasının mirasını sürdürüyor. Kadın, rahmetli kocasının istediği gibi çocuklarına miras bırakmayı düşünmüyor. Bunun yerine, “kaynakları etkin bir şekilde dağıtmayı” amaçlıyor.
İş kadını, dünyayı değiştirebilecek şirketlere milyonlar yatırıyor. Örneğin, 2015’te düşük gelirli öğrencilerin üniversite eğitimi için ödeme yapmasına yardımcı olan bir program başlattı.
Joan Crawford
Eski Hollywood yıldızı Joan Crawford, 4 evlatlık çocuk annesiydi. Oyuncu ölünce, büyük çocuklarına bir hiçbir şey bırakmadığı ortaya çıktı ve Crawford’un servetinin tamamı daha küçük olan ikizlere gitti. Bu eşitsizlik ise bir davaya neden oldu ve bunun sonucunda evlat edinilen diğer çocuklar adalete kavuştu.
David Cassidy
Bir ebeveynin bir çocuğu diğerinden daha çok nasıl sevebileceğinin açık bir örneği, aktör David Cassidy ile görülebilir. Röportajlarından birinde, kendisini, (muhtemelen Dedikoducu Kız dizisinde görmüş olduğunuz) kızı Katie Cassidy’nin babası olarak görmediğini çünkü onu yetiştirmediğini söyledi.
Ancak Cassidy, onunla birlikte büyüyen oğlunu, tanıdığı en iyi insanlardan biri olarak adlandırdı. Oyuncu vefat edince, kızına tek bir kuruş bile bırakmadığı ve tüm mal varlığının oğluna geçtiği ortaya çıktı.
Philip Seymour Hoffman
Oscar ödüllü aktör, (yaklaşık 35 milyon dolarlık) tüm servetinin varisi olarak kız arkadaşı ve kostüm tasarımcısı Marianne O’Donnell’i seçti. 3 çocuğu olmasına rağmen oyuncu, parasını çocuklarına bırakmayı planlamadı. Muhasebecisine göre, varislerinin, kendilerini “güven fonu” çocukları gibi hissetmelerini istemiyordu.
Bonus: Heath Ledger
Heath Ledger’ın küçük kızı, oyuncu, kızının doğumundan birkaç yıl önce vasiyetini hazırladığı için mirassız kaldı. Ledger 2008’de hayatını kaybettiğinde, tüm mülkü 3 kız kardeşine ve ailesine gitti. Ancak Ledger ailesi doğru olanı yaptı ve Heath’in tüm parasını o zamanlar 2 yaşında olan kızı Matilda’ya verdi.
Paranızı çocuklarınıza mı bırakırdınız, yoksa onlara tek kuruş bile vermemeyi mi tercih ederdiniz? Aşağıdaki yorumlar kısmında görüşlerinizi paylaşın!