Sylvester Stallone ve Köpeğinin, Sevginin Her Zorluğa Göğüs Gerebildiğini Kanıtlar Nitelikteki Hikâyesi
Sylvester Stallone’u, canlandırdığı ikonik Rocky Balboa rolü ile tanıyoruz. Onu şöhrete kavuşturan bu yapım, günümüzde hâlâ oldukça popüler. Ancak ünlü oyuncu, Hollywood’da başarılı olmadan önce çok zor zamanlardan geçti. İşin iyi yanı, o zaman bile evcil hayvanı Butkus’a güvenebilmesiydi. Maalesef, yazımızı okuduğunuzda öğreneceğiniz üzere, bulunduğu durum onu çok zor bir karar vermeye zorlamıştı.
Sylvester Stallone’un Rocky filminden önceki zorlu hayatı
Sylvester Stallone, Rocky Balboa’yı oynamadan önce acı bir gerçekle karşı karşıya kaldı. O zamanları “Gerçekten hiç param yoktu, zar zor sığdığım 2 pantolonum, delik ayakkabılarım vardı ve başarı hayalleri güneş kadar uzaktaydı...” diye anlatıyor. Ayrıca, kendine ait bir evi olmadığı için metro durağının üstünde yer alan bir evsizler barınağında yaşamak zorunda kalmıştı.
Stallone, ilerde büyük bir yıldız olmasını sağlayacak olan ve “yapacak fazla bir şeyi olmadığı” için giriştiği senaryo yazma işini bu ortamda öğrenmeye başladı. Ancak bunları yaparken yalnız değildi. Dayanmak zorunda olduğu bu zor hayatta, kendisi için çok özel bir arkadaş olan köpeği Butkus’un dostluğuna sahipti.
Rocky’nin 1976 yılındaki galasından 40 yıldan uzun bir süre sonra Stallone, patili dostunu Instagram profilinde hatırlamak istedi. Aktör, paylaştığı Instagram gönderisine “Şakalarıma her zaman gülen sırdaşımdı. Ruh hâli değişimlerime katlandı ve beni ben olduğum için seven tek canlı varlıktı. O benim en iyi arkadaşımdı.” diye yazdı.
Ancak ikili için her şey güllük gülistanlık değildi. Kazandığı az miktarda para temel ihtiyaçları karşılamaya zar zor yetiyordu. Bir röportajında açıkladığı üzere, haftada sadece 36 dolar kazanıyordu ve gün içinde karısının mı, yoksa köpeğinin mi yemek yiyeceğine karar vermesi gereken zamanlar olmuştu.
Stallone, sadık dostunu besleyememe ve iyi bakamama korkusuyla çok zor bir karar verdi: “İşler kötüye gittiğinde, onu besleyemediğim için onu 7-Eleven mağazasının önünde 40 dolara satmak zorunda kaldım.” dedi. Sonrasında ise ikili acı tatlı bir vedayla yüzleşmek zorunda kaldı.
Sylvester Stallone’un hikâyesindeki beklenmedik dönüm noktası
Neyse ki talihi çok çabuk değişecekti. Chuck Wepner ve Muhammed Ali, Rocky’nin senaryosunu yazması için Stallone’a ilham veren efsanevi bir boks maçında karşı karşıya geldi. İlk taslağı maçın yaklaşık 3 gün sonrasında yazdı: “Saat 6’da kalkar ve çizgili defter kağıdına Bic kalemle yazardım. Sonra karım Sasha, yazdıklarımı daktiloda temize geçerdi.” dedi.
Stallone, en başından beri Rocky rolünü oynamak istediğini biliyordu. Fakat çoğu yapımcı, başrolde Robert Redford veya Burt Reynolds gibi ünlü bir oyuncuyu oynatmak istemişti. Yine de Stallone, filmde oynamasına izin verecek bir yapım şirketi bulana kadar ısrar etti.
Stallone ve köpeği için mutlu son
Sonunda biraz parası olduğunda bile, Stallone, hâlâ hayatının tamamlandığını düşünmüyordu. Zor geçmişini geride bırakıp inşa ettiği başarıya odaklanmak yerine, yanında duran sadık arkadaşını hatırlayan oyuncu, onu geri almak için bir an bile tereddüt etmedi.
Stallone, Butkus’u geri almak amacıyla onu satın alan adamı aradı. İlk başta, yeni sahibi onu geri vermek istemedi. Sonrasında ise köpeği geri vermek için 3.000 dolar istedi.
“Her kuruşuna değdi!” diyor ünlü oyuncu. Buna ek olarak, bu kişi filmde yer almak da istedi ve aldı da! Kendisi filmin başında görünen figüranlardan biriydi.
Filmin bir parçası olmayı başaran tek kişi o değildi. Butkus da Rocky ve Rocky II’de dostuna, Rocky Balboa’nın maskotunu oynayarak eşlik etti. Filmde ikilinin sahip olduğu yadsınamaz kimya ve köpeğini görüp okşadığında Stallone’un gözlerindeki sevgi açıkça görülebiliyor. Ne yazık ki Butkus, 1981’de kalp krizinden vefat etti.
“Çok başarılı olmama ve elde ettiğim fırsatlara rağmen 4 ayaklı dostumla çıktığımız sabah yürüyüşlerini özlüyorum! Kelimenin tam anlamıyla günün 24 saatini birlikte geçirirdik. Biz ayrılmazdık, en iyi arkadaşlardık denebilir. Onu çok sevdim ve bir daha onun gibi bir köpek bulma ihtimalim yok.” diye anlatan Stallone, bize bir insanla evcil hayvanı arasındaki dostluğun en saf hâlini gösteriyor.
Sizin evcil hayvanınızın adı ne? Onlarla ilgili kısa bir hikâye paylaşmak ister misiniz? Yorumlar kısmında yazdıklarınızı okumak için sabırsızlanıyoruz!