Yıllara Meydan Okuyan Cameron Diaz 50 Yaşına Giriyor ve Yaşlanma Belirtileri Artık Onu Endişelendirmiyor
50 yaşına girmek, kutlanması gereken çok büyük bir dönüm noktasıdır. Ancak toplumun bize genç kalmamız için baskı yaptığı bu zamanda, yaşlanmak bazen bir endişe kaynağı hâline geliyor. Yine de bu durum Cameron Diaz için geçerli değil. Sevilen kadın oyuncu, kırışıklıkları ve yaşlanma belirtileriyle savaşmak yerine onları tümüyle benimsemeyi seçti. Kendini kabul etme yolculuğu inişli çıkışlı oldu, ancak en önemli şeyin ne olduğunu fark ettiğinde vücuduna tamamen farklı bir açıdan bakmaya başladı.
Olumlu Bak ekibi olarak, Cameron’ın yaşlanmaya karşı tutumunu ve vücudunun ne kadar kıymetli olduğunu nihayet anlayana kadar kaydettiği tüm gelişmeyi takdir ediyoruz. İşte, tüm kadınların kendilerinden bir şeyler bulabileceği cesaretlendirici ve olumlu bir yolculuğun hikâyesi.
İnanılmaz fiziği ona şöhretin kapılarını açtı.
174 cm boyunda olup, mükemmel bir yüze ve şen şakrak bir kişiliğe sahip Cameron’ın gözlerden kaçması neredeyse imkânsızdı. Henüz 16 yaşındayken, Kaliforniyalı genç, en büyük ajanslardan biriyle modellik sözleşmesi imzaladı. Kısa süre sonra dünyanın en ünlü markalarından bazılarının reklamlarında boy göstermeye ve dergi kapaklarında yer almaya başladı.
Avantajlı güzelliği ve muzip kişiliği sayesinde başarılı model, daha yirmili yaşlarına bile gelmeden şöhret dünyasına adım atmıştı. Henüz 21 yaşındayken Maske adlı filmdeki ilk dönüm noktası olan rolü onu, herkesin konuşup arzuladığı ve meydanın ilgi odağı olan bir genç kız hâline getirdi.
Güzellik standartlarından zarar gördü.
Güzelliğin hüküm sürdüğü bir dünyada, genç ve büyüleyici olan Diaz bile neredeyse imkânsız güzellik standartlarını sürdürme baskısından kaçınamadı. Oyuncu, “Ben kadınların maruz kaldığı tüm toplumsal nesneleştirilmelerin ve istismarın kesinlikle mağduruyum.” diye belirtti.
Eskiden dış görünüşünü fazla düşündüğünü ve “kendini insafsızca eleştirdiğini” itiraf etti. Bunun çok zararlı olduğunu fark edinceye kadar, “günde 7 saat aynanın karşısında oturduğunu” belirtti.
Vücuduna minnettar olmayı öğrendi.
Fakat 8 yıl boyunca gözlerden uzak kaldıktan sonra Cameron’ın öncelikleri değişti. Bu sakinleştirici dönem, kendini ve değişen vücudunu kabul etmesine olanak sağladı ki bu oldukça güçlendirici bir deneyimdi.
Verdiği bu ara esnasında, vücudunun aslında ne kadar kıymetli olduğunu fark etti ve bu onun için son derece gerekli bir uyarı görevi gördü. Kendi kendine, “Neden burada oturup kendime kötü davranıyorum? Vücudum güçlü; vücudum becerikli, beni buraya kadar getirmişken neden onunla aşağılayarak konuşuyorum?” diye düşündü.
Artık yaşlanmak onu hiç de endişelendirmiyor.
Bugün Cameron, 50 yaşına girerken ortaya çıkan yaşlanma belirtilerini hiç umursamıyor. Öyle ki, “50 olmak için sabırsızlanıyorum, çok harika bir his çünkü artık daha çok şey biliyorum.” diye itiraf ediyor.
Üstelik bu, heyecanı anlaşılabilir bir durum. Ne de olsa yıldız oyuncu, şu anda kendisiyle her zamankinden daha barışık ve bu yeni dönüm noktasını memnuniyetle kucaklamaya hazır. “Günlük olarak en son düşündüğüm ya da belki hiç düşünmediğim bir şey varsa o da nasıl göründüğüm.” diye belirtiyor.
Yaşlanmayı geciktirme sektörü, şu anda yaşlanma belirtilerini azaltmaya yönelik her zamankinden daha da fazla işlem ve yöntemle dolup taşsa da Cameron, tam tersi yoldan ilerlemeyi seçti.
“Resmen hiçbir şey yapmıyorum. Yüzümü asla yıkamıyorum.” diye itiraf eden oyuncu, “Hiç kullanmadığım bin tane ürün var. En fazla ayda iki kez kullanıyorum.” diye belirtti.
Gerçekten önemli olan tek şey
Görünen o ki yaşlanmaya karşı bu stressiz tutum, dinç ve mutlu kalmanın anahtarı. Zira yıldız oyuncu şimdi her zamankinden daha da çok parlıyor.
Lakin 47 yaşında ilk kez anne oldu ve şimdiki esas odağı, kızı için güçlü, zinde ve sağlıklı kalmak. Diaz, “Çocuğum için kendimi canlı hissetmek istiyorum. Etrafta koşuşturan bir anne olmak istiyorum.” diye belirtti.
Hayata yaklaşımının ne kadar samimi ve akıllıca olduğuna bakılırsa Cameron, önümüzdeki uzun yıllar boyunca tam olarak bunu yapacak gibi görünüyor.
Cameron’ın yaşlanmaya karşı tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Zamanın belirtilerini yok etmek adına işlemler yaptırmak yerine her şeyi akışına bırakmamız gerektiğine katılıyor musunuz?