Zor Bir Hayat Geçiren ve Hâlâ En Az Keanu Reeves Kadar Sevilen Bir Oyuncu Olan Brendan Fraser’ın Hikayesi
Brendan Fraser, 2000’lerin başında gelecek vaat eden bir Hollywood oyuncusuydu. Orman Kaçkını filmindeki yakışıklı vahşi adamı ya da Mumya’daki cesur Richard O’Connell’ı hepimiz hatırlıyoruz. Fakat, birdenbire film sektöründe görünmez oldu. Ancak, günümüz sosyal medya kullanıcıları, bir zamanların sevilen oyuncusuna ne olduğunu merak ediyor.
Olumlu Bak olarak, Brendan Fraser’ın gerçek yaşam hikayesini ve oyunculuk kariyerini sizinle paylaşmaya karar verdik.
Brendan James Fraser ABD’de doğdu. Annesi bir satış danışmanı, babası ise Kanadalı bir diplomattı. Fraser, 1990’da Seattle’daki Cornish College of the Arts’dan mezun oldu ve Hollywood’a taşındı. Oyunculuk yapmaya başlamadan önce çeşitli işlerde çalıştı.
Fraser’ın ilk oynadığı film Mağara Adamı’ydı. Bu film, bir mağara adamının 1990’larda Los Angeles’da yaşadığı maceralar hakkındaydı. Birçok eleştirmen bu filmin saçma olduğunu söyledi ve film, oldukça düşük bir gişe yaptı. Daha sonra çok ünlü olmayan Okul Bağları ve Karanlık Tutkular gibi birkaç filmde başrol oynadı.
28 yaşındaki Fraser, 1997’de Orman Kaçkını filminin vizyona girmesiyle meşhur oldu. Maymunlar tarafından büyütülen adamın hikayesi izleyicilerin gönüllerini fethetti ve dünya çapında 174 milyon $ kazandı.
Fraser, o zamanki görünüşü için “Yürüyen bir sopa gibiydim” dedi. Bu forma girebilmek için çok fazla antrenman yapması ve sıkı bir diyete girmesi gerekmişti.
Oyuncu, bütün sahneleri kendisi canlandırdı. Fraser “Bir keresinde 18 metre yüksekte bir vince asılıydım. Saatte 50 km hızla 90 metre sallanmam gerekiyordu.” diye anlattı. Nitekim, bu çekimin sonunda yaralanmıştı.
Fraser’ı, bir nükleer serpinti sığınağında doğup büyütülen ve dışarıya ilk kez 35 yaşında çıkan bir adamı canlandırdığı Geçmişin Sığınağı filminden de hatırlayabilirsiniz. Bu film, eleştirmenlerden farklı değerlendirmeler almış olsa da birçok kişi tarafından beğenildi. Ayrıca Fraser, oyunculuk yeteneğiyle eleştirmenlerden övgüler aldı. Mesela, Tanrılar ve Canavarlar filmi vizyona girdikten sonra eleştirilerden birinde kendisinden “Yeteri kadar tanınmıyor, ama tek kelimeyle olağanüstü!” diye bahsedilmişti.
Fraser’ın büyük çıkışı 1999’da Stephen Sommers’ın yönettiği Mumya filmiyle oldu. İlk başta Rick O’Connell rolü Tom Cruise’e, Brad Pitt’e ve Ben Affleck’e teklif edilmişti, ama filmin yönetmeni ve yapımcısı Orman Kaçkını komedisini seyredince, Brendan Fraser’ın bu rol için biçilmiş kaftan olduğuna karar verdi. Film, Fas’ta yılanların, kum fırtınalarının ve kavurucu güneşin tüm ekip için çalışmayı gerçekten zorlaştırdığı Sahra Çölü’nde çekildi.
Sonuç olarak, ticari açıdan başarılı bir film oldu ve günümüzde 1990’ların liste başı filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Eleştirilerde Brendan Fraser’ın karakterinin zamanının ötesinde olduğundan da bahsedildi: Ne kadar erkeksi olduğu göstermeye takıntılı, ama yine de gerçek duyguları olan normal bir adam ve Rachel Weisz’ın canlandırdığı karakterle olan duygusal ilişkisini bir ödül olarak görmüyor.
Mumya’dan sonra Brendan Fraser’ın başrolde olduğu birkaç film daha piyasaya sürüldü. İyi bir Kanadalı atlı polisin hikayesini anlatan komedi filmi Hazır Ol Dudley, eleştirmenlerden olumsuz yorumlar aldı ve gişede başarısız oldu.
Sevdiği kadının gönlünü fethetmek için şeytanla anlaşma yapan bir adamın hikâyesini anlatan komedi filmi Şaşkın (2000) ticari başarı kazanmasına rağmen, eleştirmenlerden farklı değerlendirmeler aldı.
2001’de fantezi komedi Maymuncuk filmi vizyona girdi ve 75 milyon $’lık bütçesiyle dünya çapında sadece 7 milyon $ kazanarak bir gişe fiyaskosu oldu.
2001’de Mumya Geri Dönüyor prömiyer yaptı ve eleştirmenlerden farklı farklı yorumlar aldı. Fakat, ticari olarak başarılı bir filmdi. Bunun ardından, harcanan bütçeyi karşılamayan birkaç filmi daha vizyona girdi. Fraser’ın animasyon karakterlerle oynadığı Looney Tunes: Maceraya Devam filmi de bunlardan biriydi. Kesişen Hayatlar adındaki dram da eleştirmenlerden son derece olumsuz eleştiriler aldı.
Oyuncu, daha sonraları “Kendimi Hayvan Çiftliği’nde geçen ve tek işi çalışmak, çalışmak ve çalışmak olan bir at gibi hissediyordum.” dedi.
Bu süre zarfında kötü bir olay da gerçekleşti: Fraser, nüfuz sahibi biriyle bir çatışma yaşadı ve Hollywood kariyeri düşüşe geçti. Oyuncu, bu yüzden bunalıma girdiğini söyledi ve film sektöründen bir süre uzak kalmaya karar verdi.
Fraser’ın aile hayatı da yolunda gitmiyordu. 1993 yazında Winona Ryder’ın evindeki bir mangal partisinde daha sonra eşi olacak oyuncu Afton Smith ile tanıştı. 1998’de evlendiler ve çiftin 9 yılı aşan evliliklerinden Griffin, Leland ve Holden isimlerinde 3 oğlu oldu. Çift, bir röportajda en büyük oğulları Griffin’in otistik olduğundan bahsetti.
Brendan ve Afton 2007’de boşanmaya karar verdi. Oğulları anneleriyle yaşıyor, ama Fraser bütün boş zamanını onlarla geçiriyor. Bedford’daki evinde oğlu Griffin’in kendisini daha iyi hissetmesine yardım eden Pecas adında bir atı var.
Oyuncunun kariyeri, 2000’lerin sonunda yeniden canlanacak gibi görünüyordu. Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı filminin çekimleri başladı. Filmin senaryosu Fraser’ın karakterinin, karısının ve yetişkin oğullarının çevresinde dönüyordu. Fraser, bütün sahneleri kendisi çektiği için birkaç kez ciddi şekilde yaralandı. Acısını dindirmek için giysilerinin altına buz torbaları koyması gerekiyordu. 7 yıl boyunca hastanede çeşitli operasyonlar geçirdi. Bunların arasında kısmi diz replasmanı, ses teli onarımı ve lumbar laminektomi ameliyatları da vardı. Tüm bunlar kilo almasına sebep oldu.
Film her ne kadar orta karar bir ticari başarı yakaladıysa da eleştirmenler ve seyirciler tarafından ilk 2 bölüm kadar beğenilmedi. Rachel Weisz’ın yerini başka bir oyuncu almıştı. Çekimler Mısır yerine Çin’de yapıldı ve atmosferi tamamen farklıydı. O yüzden, seyirciler beklemedikleri bir şeyle karşılaştı. Sonuç olarak dördüncü film iptal edildi ve film şirketi başrolde Tom Cruise’u oynatarak filmi yeniden çekmeye karar verdi.
Benzer bir şey, Fraser’ın başrolünde oynadığı, gişe hasılat rekoru kıran başka bir filmin de başına geldi. Dünyanın Merkezine Yolculuk filmi dünya çapında 200 milyon $’dan fazla hasılat getirdi ve yapımcıları devam filmini çekmek istedi. Fakat, yönetmen o sırada başka bir filmle meşguldü ve Fraser sadece onunla çalışmak istediğini söyledi. Sonuç olarak başrol Dwayne Johnson’a verildi.
Fraser, o zamandan sonra sadece az bilinen televizyon dizilerinde ve düşük bütçeli filmlerde oynadı ve bir daha başrol alamadı.
Oyuncu neredeyse unutulmak üzereyken film yönetmeni Danny Boyle, Fraser’ı bir televizyon dizisinde fark etti ve dizi projesi Trust’da rol alması için onu davet etti. Sonra, Steven Soderbergh oyuncuyu gerilim filmi Beklenmedik Hamle’de oynamaya davet etti.
Şu anda 53 yaşında olan Brendan Fraser, Western suç dram filmi Killers of the Flower Moon dahil olmak üzere yakında çekilecek olan birkaç filmde yer almayı planlıyor. Fraser, kısa bir süre önce TikTok’ta yaptığı röpotajda “Martin Scorsese, Leonardo DiCaprio ve Robert De Niro’yla oynayacağım. Bu konuda biraz endişeliyim.” dedi. Görüşmeyi yapan kişi kendisini birçok kişinin desteklediğini söyleyince bir an durakladı ve mahcubiyetinde samimiydi.
Oyuncunun şu anki aşırı kilo almış hali sosyal medyada birçok tartışmaya neden oldu. Bir Twitter kullanıcısı “Brendan Fraser, Orman Kaçkını’ndan sonra kendisini bıraktı.” diye yazdı. Oysa, bunun sebebi, Fraser’ın başrolde oynadığı Darren Aronofsky filmi The Whale’ın şu anda prodüksiyon aşamasında olması. Zira senaryoya göre oynadığı karakter, 17 yaşındaki kızıyla tekrar bir bağ kurmaya çalışan 270 kiloluk bir adam.
Brendan Fraser’ın genç yaştan beri hayranı olanlar, günümüzde oyuncuyu sosyal medyada destekliyor ve kariyeri için en iyi dileklerini sunuyor.
Sizce Brendan Fraser eskisi gibi popüler olabilecek mi? Düşüncenizi aşağıdaki yorumlarda bizimle paylaşın.