Bir Zamanlar Çok Farklı Görünen Tanıdık Gıdalar Hakkında 13 Şaşırtıcı Gerçek
İnsanlar onları yetiştirmeye başlamadan önce, muz ve mısır çok farklı görünüyordu. Havuçlara politik nedenlerle turuncu renk verildi ve eskiden karpuzların tatları oldukça acıydı. Şu an severek yediğimiz bazı yiyeceklerin aslında günümüzdeki hallerine nasıl geldiklerini anlatan ilginç geçmişleri ve hikâyeleri var.
Olumlu Bak olarak, sizler için modern gıdalarımızın geçirdiği büyüleyici dönüşümler hakkında her şeyi öğrendik ve onlar hakkında inanmakta zorlanabileceğiniz 13 gerçeği keşfettik.
1. Salatalıklar aslında zehirliydi.
Yabani salatalık olarak da bilinen orijinal salatalık, yenemeyecek kadar zehirliydi. Hindistan’da insanlar, bunları tüketmek yerine, yetiştirdikleri salatalıkları ilaç olarak kullanırdı. Bugün yediğimiz salatalıklar daha uzundur ve yüksek su içeriğine sahip olduklarından düşük kalorili bir diyet için bir iyi bir seçenek hâline gelmiştir.
2. Patlıcanlar eskiden mor değildi ve dikenleri vardı.
İlk patlıcanlar aslında beyaz, sarı ve mavi gibi farklı renklerdeydi. Ayrıca, yuvarlak ve oval gibi farklı şekilleri ve saplarında küçük sivri uçlar vardı.
3. Domateslere “zehirli elmalar” deniliyordu.
1700’lerde bazı Avrupalılar, “zehirli elmalar” dedikleri domatesleri yemekten gerçekten korkuyordu. Onları yiyen zenginlerin, domates tükettikleri için öldüklerini düşünüyorlardı. Sonradan anlaşıldığı üzere, asitli domateslerin kurşundan yapılmış kalaylı tabaklara yerleştirilmesiyle oluşan reaksiyon, insanların kurşun zehirlenmesi geçirmesine neden oluyordu.
4. Havuçların turuncu rengi politik nedenlere dayanıyor.
Havuçlar, önceki yüzyıllarda beyaz ve mor renklere sahipti. Havuçların, siyasi nedenlerle Hollandalılar tarafından turuncuya dönüştürüldüğüne dair bir teori bulunuyor. Hikâye, bir devrim lideri olan William of Orange’ı onurlandırmak için Hollandalı çiftçilerin bugün bildiğimiz turuncu renkli havuçları yetiştirdiğini anlatıyor. (Bu arada ’orange’, İngilizce’de turuncu anlamına gelmektedir.) Bu, sadece bir teori olsa da Portakal Evi turuncu havuçlarla ilişkilendirilmiştir.
5. Mısır neredeyse hiç yenebilir bir yiyecek değildi.
Temel gıda olan mısır, bir tür Meksika otu olan teosinte’den gelmektedir. Önceleri mısırların daha az çekirdeği vardı ve dışının sert olması, onları çıkarmayı zorlaştırarak zar zor yenilebilir hâle getirirdi. Yıllarca süren seçici yetiştirme ve evcilleştirme sayesinde mısır, çok daha büyük, daha kolay yetiştirilebilir ve daha yenilebilir hale geldi.
6. Eskiden muzların çekirdekleri vardı.
Yabani muzlar sertti ve içinde büyük çekirdekleri vardı. Bugün sahip olduğumuz muzların kökeni, aslında çekirdekleri daha küçük ve tatları daha iyi olan, daha besleyici bir meyve haline gelen 2 çeşit yabani muzdan gelmektedir.
7. Önceleri elmalar oldukça küçüktü.
Elmanın atası olan yabani elma küçücüktü. Daha da şaşırtıcı olan şey ise, tek bir ağacın içinde farklı renklerde, boyutlarda ve tatlarda olan yabani elmaların bulunmasıydı. Elmalar, yaklaşık 4.000 yıl önce evcilleştirildi ve boyutları ile lezzetleri geçişecek şekilde yetiştirildi.
8. Avokadolar daha küçüktü ve büyük çekirdekleri vardı.
Yabani avokadolar daha küçüktü, neredeyse tüm yenilebilir kısmı kaplayan büyük bir çekirdeğe sahipti ve aynı zamanda oldukça sert bir kabukları vardı. O kadar küçüklerdi ki, tek bir modern avokadonun sağlayabileceği besin miktarını elde etmek için 10 vahşi avokadoya ihtiyacınız olurdu!
9. Şeftaliler ve kirazlar eskiden aynı boyuttaydı.
Daha önce şeftaliler, kirazlara benziyordu ve yenebilir kısımları daha küçüktü. Yabani şeftalileri ilk evcilleştiren antik Çinliler oldu. Binlerce yıllık seçici üremeden geçtikten sonra, şeftaliler büyüdü ve daha sulu hale geldi.
10. Karpuzların tadı oldukça acıydı.
Karpuzların geçmişi 5.000 yıl öncesine, ta Mısır’a kadar dayanıyor. O zamanlar, karpuzların boyutları çok küçüktü ve tatları çok acıydı. Ayrıca, daha soluk bir görünüme sahiplerdi, yenilebilir kırmızı kısımları daha azdı ve daha fazla çekirdekleri vardı. Seçici yetiştirme süreci kullanılarak yapılan üretimler sayesinde karpuzlar artık daha tatlı. Ayrıca, daha çok yenilebilir ve daha ince kabuklara sahipler.
11. Marşmelovlar aslında bitkiydi.
Günümüzdeki gibi tatlı bir atıştırmalık haline gelmeden çok önce, marşmelov, bir zamanlar bir bitkiydi. Ebegümeci ailesine aitler ve bataklıkta büyürler. Bu tatlı atıştırmalığın şekere dönüşmesi 1950’lere kadar gerçekleşmedi ve zaman içinde, bugün sevdiğimiz kabarık beyaz atıştırmalık haline geldi.
12. Gıdaları konserveleme işlemi aslında ordu için icat edildi.
Gıdaları konserveleme yöntemi, Fransız hükümetinin ordu ve donanma birlikleri için yiyecekleri korumanın bir yolunu bulma çağrısına kulak veren Nicolas Appert sayesinde icat edildi. Appert, yiyecekleri bir kavanoz veya şişeye sıkıca yerleştirdi. Daha sonra, bu kapları belirli bir sıcaklığa kadar ısıttı ve bu ısı seviyesini belirli bir süre boyunca korudu. Kaplar, içindeki yiyeceklerin tüketilme zamanı gelene kadar kapalı tutuldu.
13. Düğün pastası, iyi şans için gelinin başında kırılırdı.
Başlangıçta düğün pastaları, arpa veya buğdaydan yapılan çöreklere benziyordu. Düğün töreninin önemli bir parçasıydı, çünkü evlilik, gelinin üzerine pasta kırıldıktan sonra tamamlanmış sayıldı. Bu hareketin yeni evlilere iyi şans getirdiğine inanılıyordu. Daha sonra, konuklar şans dilemek için pastanın kırıntılarını toplardı.
Bu gıda gerçeklerinden ve dönüşümlerinden hangisi sizi en çok şaşırttı? Olağanüstü geçmişleri olan başka yiyecekler biliyor musunuz? Yorumlarda bizimle paylaşın!