Olumlu Bak
Olumlu Bak

Sağlıklı Görünen, Ama Aslında Hiç de Öyle Olmayan 11 Gıda Ürünü

Sağlıklı beslenmenin önemli bir şey olduğunu herkes duymuştur. Bu, bazıları için fizyolojik bir ihtiyaç, bazıları için ise bir yaşam tarzıdır. Birçok insan, “sağlıklı” olduğu düşünülen ürünleri satın almayı tercih eder. Ancak bu ürünlerin sağlığımızı gerçekten olumlu mu etkilediği, yoksa bunların birer pazarlama hilesi mi olduğu tam olarak belli değildir.

Olumlu Bak’ta, internette dolaşırken bir sürü sözde “sağlıklı” ürünün aslında o kadar da sağlıklı olmadığını öğrendik. Bu makalemizde bu ürünlerin hangileri olduğunu ortaya koymaya çalışacağız.

Paketli meyve suları

Birçok filmde ve dizide, bir bardak meyve suyu içmenin, vücuda neredeyse tüm gün boyunca yetecek miktarda enerji verdiği lanse edilir. Meyve suyu üreticileri de sürekli olarak ürünlerindeki vitaminlerin ve minerallerin bolluğunu reklamlarında dile getirir. Ancak bu anlatılanların sadece bir kısmı doğrudur.

Meyve sularının faydaları gazlı içeceklerden daha fazla olsa da bu hazır içeceklerin de içinde şeker olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla, hoş olmayan sağlık sorunlarından kaçınmak için meyve sularını makul miktarlarda tüketmeye özen göstermelisiniz.

“Sporcu” gıdaları

Modern hayatın koşuşturmacasında sağlıklı beslenmek çok zor bir iştir ve herkesin bütçesi öğle tatilinde doğru dürüst bir şeyler yemeye yetmeyebilir. Neyse ki süpermarketlerin rafları günü koşuşturma içinde geçenler için atıştırmalıklarla doludur. Bunun yanı sıra üreticiler, fiziksel formuna önem verenler için sağlıklı ve besleyici bir seçenek olarak sundukları bir sürü sporcu gıdasını piyasaya sürmüştür. Peki, bunlarla vaat edilenler gerçekten doğru mu?

Bu tür protein ürünlerinin enerji değeri, markaya bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Bunun sebebi, ürünün bileşimine dâhil edilen malzemelerdir. Birçok üretici, ürünlerinin maliyetini azaltıp, tadını arttırmak için içlerine büyük miktarda şeker veya hatta düşük kaliteli fruktoz tatlandırıcıları ilave eder. Bu sözde “sağlıklı” atıştırmalıkların sürekli tüketimi ise, kişilerin sağlığını olumsuz yönde etkiler.

Kahvaltılık gevrekler

Hepimiz muhtemelen en az bir kez kahvaltılık gevreklerin keyfini çıkarmışızdır. Kendimizi, bilinç dışı bir şekilde bunun sağlıklı bir besin olduğuna ve içine süt veya yoğurt eklersek daha da lezzetli olacağına inandırırız. Üreticiler, genellikle ürünün tam tahıllardan oluştuğunu yazar ve paketlerin üstünde bulunan çeşitli çizgi film karakterleri de bu kuru tahıllı kahvaltıların çocuklar için bile faydalı olduğunu gösterir.

Hızlı, basit ve lezzetli olması gibi avantajlarına rağmen, bu tür tahılların önemli bir de dezavantajı vardır: Mısır şurubu formunda yüksek oranda fruktoz içermeleri. Glisemik indeks, kan şekeri seviyelerindeki nispi artışı ölçer. Bu indeks, bu tip ürünlerde yüksektir. Bu ise, bu gıdanın günlük tüketim için arzulanmayan bir ürün olduğu anlamına gelir.

Çiftlik somonu

Sağlıklı beslenme opsiyonlarının çoğunda somon kullanılır. Ünlü şefler bile tariflerinde sıklıkla somona yer verir. Belki de birçok okuyucumuz, nasıl pişirilirse pişirilsin, bu balığın her zaman lezzetli ve besleyici olduğu konusunda hemfikirdir. Bu yüzden süpermarketler, özel çiftliklerde yetiştirilen bu somonlardan bol miktarda raflarında bulundurur.

Omega-3’e kıyasla aşırı Omega-6 içeren yiyeceklerin insan vücudunu olumsuz yönde etkileyebileceği genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Yapılan çalışmalar, Omega-3 ve Omega-6 oranının, çiftlik somonunda 3 ila 4 arasında, yabani somonda ise 10 civarında olduğunu göstermiştir. Bu bilgiler ışığında, çiftlikte yetişmiş bir ürünü satın almadan önce iki kez düşünmekte yarar vardır.

Suşi

Suşi, deniz ürünleri, deniz yosunu ve saf pirinçten oluştuğu için besleyici ve sağlıklı olduğuna inanılan yemeklerdendir. Lakin bu ürünlerin içine genellikle mayonez, şeker ve soslar dâhil olmak üzere birçok ek bileşen eklenir.

6 ila 9 parça suşiden oluşan bir menü, yaklaşık 500 kalori içerebilir. Bu ise, bu gıdayı hazır gıdalara kıyasla daha sağlıklı yapmaz. Mesela, çift köfteli bir hamburgerin kalorisi de hemen hemen aynıdır. Belki birçok insan, kendilerini 6 parça ile sınırlandırmanın bir zarar vermeyeceğini iddia edebilir. Fakat yine de bunları yediğimizde bünyemize ne kadar yağ ve şeker aldığımızı bir düşünün. Bu tür bir gıdaya “sağlıklı” denemeyeceği aşikâr, öyle değil mi?

Diyet gazlı içecekler

Bazı diyet gazlı içecekler kalorisiz olduğundan, bunları içmenin kilo vermenizi sağladığını veya en azından kilo almanızı önlediğini düşünebilirsiniz. İşte, üreticiler de ürünlerini bizlere genellikle böyle pazarlıyor. Ancak bu işler o kadar basit değil.

Bazı araştırmalar, diyet gazlı içecekler ile yapay tatlandırıcıların sıklıkla tüketilmesinin obezite ve metabolik sendrom riskini artırdığını gösteriyor. Bilim insanları, bu tip içeceklerin açlık hormonlarını uyararak iştahı artırdığına inanıyor.

Meyveli yoğurtlar

Birilerine yoğurt mu, yoksa mayonez mi daha sağlıklıdır diye sorarsanız, çoğu insan yoğurt daha sağlıklı diyecektir. Televizyondaki ve internetteki birçok reklam bize bunu hatırlattığından, aslında bu cevap şaşırtıcı değildir. Ancak diğer ürünlerde olduğu gibi, bu işin de bir “öteki yüzü” var.

Süpermarketlerin raflarında görmeye alıştığımız yoğurtların birçoğu, aslında sağlığımız için sanıldığı kadar yararlı değil. Bu yoğurtlarda çeşitli renklendiriciler, koruyucular ve tabii ki çok miktarda şeker veya tatlandırıcı bulunuyor. Bu nedenle, bunların mayonezden daha sağlıklı oldukları söylenemez.

Ürünün kalitesinden emin olmak için yoğurdu evde kendiniz yapmanız daha iyi bir çözümdür. Çünkü ev yapımı yoğurtlar, sindirime çok iyi gelen bakteriler içerir.

Protein kokteylleri

Protein kokteyli, içinde çözünmüş toz protein bulunan bir içecektir. Toz protein bitkilerden, yumurtalardan veya sütten elde edilir. Kas dokularının onarımı ve büyümesi için aşırı derecede proteine ​​ihtiyaç olduğundan, bu kokteyler genellikle aktif spor yapan kişiler tarafından kullanılır.

Protein içecekleri kendi başına zararsız olsa da akılda tutulması gereken bazı nüanslar söz konusu. Mesela, protein tozu üreticilerinin, ürünlerinin paketlerindeki içeriklerin tamamını gerçekten listeleyip listelemediğini kontrol etmenin bir yolu yoktur. Bu içecekler, süt ürünlerine karşı intoleransı olan kişilerde sindirim sistemiyle ilgili sorunlar yaratabilir. Bazı tozlar ise çok miktarda şeker ve diğer tatlandırıcı maddeler içeriyor olabilir. Bu da kilo alımına ve kan şekeri seviyesinde artışa neden olur.

Mikrodalgada patlamış mısır

Sinemaya gidenlerin çoğu, öncelikle patlamış mısır satın alır. Saf hâliyle bu atıştırmalık, esas itibarıyla karbonhidratlar ve proteinlerden oluşur. Bu da onu sadece besleyici değil, aynı zamanda fazlasıyla faydalı kılar. Ancak ürünün “saflığından” bahsetmişken; çok azımızın şeker, tuz, tereyağı ve diğer tat arttırıcı maddeler gibi katkı maddeleri olmadan patlamış mısır tüketmediğimizi kabul etmemiz gerekir.

Patlamış mısır, sağlığa hem yararlı hem de zararlı bir atıştırmalık olabilir. Ayrıca, evde mikrodalgada patlatılan bu ürün, sağlığa zararlı birçok diyasetil ve trans yağ içerebilir.

Vejetaryen pizzalar

Son zamanlarda pizzacılar ve restoranlar, bize “sağlıklı” denilen vejetaryen pizzalar sunmaya başladı. Esas itibarıyla bir vejetaryen pizza yapmak için şefler, pizzaya et koymayıp, bunun yerine farklı otlar veya sebzeler ekler.

Ancak kullanılan malzemeler ne olursa olsun, pizza hamuru beyaz undan yapılır ve bunun üstüne ana malzeme olarak peynir ile sos kullanılır. Böyle bir durumda, vejetaryen pizzanın faydaları oldukça şüpheli bir hâl almaktadır, öyle değil mi? Ayrıca bu pizzalar, genellikle zararlarını yukarıda saydığımız gazlı içeceklerle servis edilir.

Bitki bazlı sütler

Çocukluğumuzdan itibaren marketlerden sadece inek veya keçi sütü alabileceğimizi düşünmeye alışmışızdır. Ancak günümüzdeki süpermarketlerin rafları, artık bize oldukça geniş bir yelpaze sunuyor. Bu yüzden badem, yulaf veya pirinç bazlı süt türleri artık hiçbirimiz için şaşırtıcı değil. Bu sütler, laktoz intoleransı olan bazı insanlar için hayati öneme sahip. Diğer insanlar ise, bu sütleri, hayvansal olanlardan daha faydalı olduğuna inandıkları için satın alır.

İnek sütü protein, kalsiyum, potasyum ile A, B ve D vitaminleri bakımından zengindir. Bitki bazlı alternatifleri ise, faydalı maddeler içermelerine rağmen hiçbir şekilde hayvansal sütün yerini tam olarak tutamaz. Bu yüzden bu sütler, normal sütten daha sağlıklı değildir. Ayrıca üreticiler, bitki bazlı olanları daha lezzetli hâle getirmek için bu sütlerin içine şeker kamışı, pirinç şurubu ve diğer tatlandırıcılardan ekler.

Siz ne düşünüyorsunuz? Bir gıda ürünü aynı anda hem lezzetli hem de sağlıklı olabilir mi? Belki de siz, beslenme düzeninizde hâlihazırda bu tür ürünlerden kullanıyorsunuzdur!

Ön izleme fotoğrafı kaynağı Depositphotos.com, Depositphotos.com
Bu Yazıyı Paylaşın