Ebeveynliği Yarı Yarıya Paylaşmanın Düşündüğümüz Kadar Sorunsuz Olmamasının 5 Nedeni
Sorumlulukları bölüşmek ve yalnızca üzerinize düşeni gerçekleştirmek, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan her sorunu çözmek için mükemmel bir yöntem olarak görünebilir. Siz kendi üzerinize düşeni yaparsınız partneriniz de kendi üzerine düşeni yapar. İşte, bu kadar kolay! Ancak gerçekte her şey öyle ilerlemez. “Yarı yarıya ebeveynliği” deneme şansınız olursa bu düzenin birçok hoş olmayan yanı olduğunu keşfedeceksiniz.
Olumlu Bak’ta, hayatınızı biraz olsun kolaylaştırabilmek için “yarı yarıya ebeveynliğin” zor yanlarını sizler için masaya yatırdık.
1. Daha sık tartışmalar ve kavgalar yaşanır.
Annenin de babanın da üstlendiği sorumluluklar her ilişkide baskı yaratır. Bebeğiniz olacağı için ne kadar heyecanlı ve mutlu olursanız olun, partnerinizle çeşitli tartışmalar yaşamanız kaçınılmazdır. Bebekle ilgilenirken ortaya çıkan yorgunluk, annelerin ve babaların daha kolay rahatsız olmasına neden olur. Eşit görev paylaşımının yarattığı sürekli kontrol etme isteği ise durumu daha da kötüleştirir. Esnek olmak önemlidir, ancak bu, her zaman mümkün değildir. Özellikle evde ilgilenmeniz gereken bir bebeğiniz olduğunda esnek olmak daha da zordur.
2. İletişiminizin açık olması gerekir.
%70/30 yerine %50/50 bir ortak ebeveynliğe karar verirseniz partnerinizle sürekli iletişim hâlinde olmanız gerekir. Ancak bu durum zaman zaman sıkıntılara yol açabilir, çünkü gün içinde çiftler, her zaman düzgün bir iletişim kurabilecekleri ortamlarda olmayabilir. Örneğin, sıkışık trafikte ya da teslim tarihi geçmiş bir projeyle uğraşırken kibar şekilde iletişim kurmak pek mümkün olmayabilir. Sağlıklı bir iletişim kurmak oldukça önemlidir ve eğer bunu koruyamıyorsanız yarı yarıya ebeveynlik seçeneğini yeniden gözden geçirmenizde fayda vardır.
3. Düşünce yapınızı değiştirmeniz zor olabilir.
Fikirlerinizden vazgeçmek ve olaylara farklı açılardan bakmak oldukça zorlayıcı olabilir. Bazen ortak ebeveynlik, çiftler arasında dile getirilmeyen bir en iyi anne ya da baba yarışı hâline gelebilir. İşleri belirleyip, ayrı olarak sorumlulukları yerine getirmek kolaymış gibi görünse de önemli olan şey, partnerinize üstüne düşeni gerçekleştirmesi için alan tanımaktır. Bazıları, sorumluluklarından kaçarak tüm işi tek bir tarafa yığmaya çalışabilir, ancak bu tarz bir davranış, ilişkide birçok sorun yaratır.
4. Dengeyi sağlamak zordur.
Annenin de babanın da aynı oranda sorumluluk alması her zaman mümkün değildir. Bazen, bir taraf gereğinden fazla iş yüklenirken, diğer taraf hile yaparak sorumluluklarını oldukça azaltabilir. Ebeveynlik yönteminin başarısı, hem ebeveynlerin çalışma düzenine hem de acil projelerine bağlıdır. Bu nedenle, bazen bir tarafın çocuklarla daha fazla zaman geçirmesi gerekebilir.
5. İlişkiden duyulan memnuniyet azalır.
%50/50 ebeveynlik, dışarıdan bakıldığında kendi kendine sorunsuz olarak işliyormuş gibi görünebilir, ancak bu hiç de doğru değildir. Ortak ebeveynlik, sağlıklı bir iletişim ve karşılıklı ödün vermeyi gerektirir. Bu nedenle, eğer iki taraftan biri beklentileri karşılamıyorsa tüm sürecin hayal kırıklığı ile sonuçlanması muhtemeldir. Her şeyi kendi bildiğiniz gibi yapmak en iyi seçenek gibi gelebilir, ancak ebeveynlikte “mükemmelin” olmadığını kabul etmek oldukça önemlidir.
Ebeveyn olarak sorumluluklarınızı nasıl paylaşıyorsunuz? Size hiç uygun olmadığını düşündüğünüz yöntemler var mı?