Öfke Krizleriyle Başa Çıkmak İçin Kullanabileceğiniz ve Sizi Yılın Ebeveyni Yapacak 11 İpucu
Öfke, çoğu zaman rahatsız edici olsa da aynı zamanda gerekli de bir duygudur. Bununla birlikte, çocuklar için rahatsız edici veya basitçe anlaşılmaz bir deneyim olabilir. Bu güçlü duygunun öfke nöbetlerine yol açtığı yetmezmiş gibi, ev ortamında sizi ve partnerinizi kötü şekilde etkileyecek olumsuz bir atmosfer de oluşturabilir. Fakat, iyi haber şu ki, yetişkinler olarak bu soruna çözüm bulabiliriz. Çocukların öfkelerini dışa vurmanın yolunu her şekilde bulacağı kesin ama onlara yol gösterebilmek için yanlarında olmak da bizim elimizde. Bu yüzden, yetişkinler olarak bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olabilecek her yöntem hakkında kendimizi bilgilendirmeliyiz.
Olumlu Bak ekibi olarak, her durumu en iyi şekilde değerlendirebilmeniz ve çocuklarınıza duygularını daha iyi yönetmeleri konusunda rehberlik edebilmeniz için konuyla ilgili uzmanların belirttiği 11 ipucunu sizinle paylaşmak istiyoruz.
1. Bir duygu ölçeği kullanın
Çocuklar genellikle duygularını nasıl iyi ifade edeceklerini bilemez. Ne de olsa, onlarla nasıl başa çıkacaklarını yeni öğreniyorlar. Bu yüzden, genellikle bildikleri veya tepki gösterebilecekleri tek şekilde tepki veriyorlar. “Öfke yoğunluğu ölçeği”, yeni yürümeye başlayan çocukların öfkelerinin tam bir öfkeye dönüşmeden önce erken belirtilerini belirlemelerine yardımcı olan harika bir araçtır. Duygu ölçeği yapmak için, bir parça kağıda büyük bir termometre çizerek başlayın: en alta 0 koyun ve 5’e kadar artan sayıları doldurun. Her aşamayla bir duyguyu ilişkilendirmek için ölçeği kullanın. Örneğin: 1 sakin olabilir, 2 rahatsız olabilir, 3 sinirli olabilir, 4 kızgın olabilir ve son olarak 5 öfkeli olabilir. Ölçekte ne kadar yukarı çıkarsanız, öfke türünü tanımlayan kelime de bir o kadar yoğun olsun. Her aşamayı ayırt etmek için farklı renkler kullanın.
2. Çocuklarınızı duygularını tanımlayabilecek şekilde yetiştirin
Bir çocuk duygularını anlayamazsa, onları sözlü olarak da ifade edemez. Bu, eğer bir çocuk kızgın olduğunu tanımlayamazsa, belki de onun için hayal kırıklığını göstermenin en iyi yolunun çevredeki eşyalara vurmak olduğu anlamına gelecektir. Bu nedenle, küçük çocukların kelime dağarcığını zenginleştirmek oldukça önemlidir.
Duygularını tanımlarken kullanabilmeleri için onlara duygularla ilgili temel kelimeleri öğretmek faydalıdır. Bu kelimelerin bazı örnekleri şunlar olabilir: Kızgın, üzgün, mutlu ve/veya korkmuş. Duygusal eğitimin en temel ilkesidir hemen hemen şudur: Ne hissettiğinizi tanımlayabildiğinizden emin olmak. Duygusal eğitim, açıkça benzer bir duyguyu yaşayan karakterlerin hikâyeleri, resimleri ve hatta “Şimdi bunları hissediyorum... çünkü...” oyunu gibi oyunlar aracılığıyla yapılabilir.
3. Bu duyguların neden ortaya çıktığını birlikte cevaplamaya çalışın
Soru sormak ve yanıtlamak, öğrenmenin önemli bir parçasıdır ve çocuğunuzun öğrenmesi için esastır. Bu nedenle, bir çocuğa soru sormanın, merak ettiği bir şey hakkında daha fazla bilgi edinmenin bir yolu olduğunu açıklamak iyi bir fikirdir. Bir şeyin neden olduğunu sormak, muhtemelen bu sürecin arkasında bir neden olduğu anlamına gelir. Örneğin, “Bir kayaya takıldığım için düştüm.”. Daha önce de söylediğimiz gibi, sorular bir çocuğun gelişimi için çok önemlidir. “Daha fazla kurabiye yiyemediğimde neden sinirleniyorum?” gibi sorular sormak, çocukların duyguları hakkında daha fazla şey öğrenmelerine yardımcı olacak birçok yanıta sahip olabilir.
4. Sakinleşme tekniklerini uygulayın
Tıpkı yetişkinler gibi çocuklar da farklı seviyelerde yorgunluk, endişe ve stres yaşayabilir. Bu zihinsel durumlar, duygularıyla bağlantı kurmalarını engelleyebilir. Çocuğun yaşına bağlı olarak onlara ihtiyaç duydukları sakinliği sağlayabilecek rahatlama teknikleri vardır. Bu teknikler, çocuğun kendini daha iyi hissetmesini sağlayarak dikkat süresini iyileştirebilir. Bu tekniklerden bazıları şunlardır:
0-3 yaş arası bebekler için:
- Masaj: Rahatlatıcı ve uyarıcı bir masaj, ihtiyaç duydukları, ancak doğal olarak alamadıkları uykuyu almalarına yardımcı olabilir.
- Sakinleştirici bir şişe: Sakinleştirici kavanoz veya duyusal şişe olarak da bilinir. Bu basit, ama etkili eşya, plastik bir şişe, sim, organik boya ve sıcak su ile yapılabilir. Amaç, çocuğun kendini her hüsrana uğramış hissettiğinde veya sinirlenmenin eşiğine geldiğinde onu kullanabilmesidir. Su ve simin pırıltılı karışımının yatıştırıcı hareketleri bir huzur hissi yaratır.
3 ila 7 yaş arası küçük çocuklar için:
- Balon tekniği: Bu teknik, çocuktan kendisini şişirilip söndürülen bir balon olarak hayal etmesini istemeyi içerir. Oyunun amacı, onlara tıpkı bir nefes egzersizi gibi havayı almayı, tutmayı ve sonra serbest bırakmayı öğretmektir.
- Kaplumbağa tekniği: Bu durumda çocuk, kendisinin bir kaplumbağa olduğunu hayal etmelidir. Yere yüzüstü uzanmaları ve güneşi batmak üzereyken hayal etmeleri gerekir. Kaplumbağa uyumak zorundadır, bu nedenle bacaklarını ve kollarını, çocuğun durumunda sırtı olan kabuğuna yavaş yavaş geri çeker. Bu şekilde bacaklarını ve kollarını arkalarına koymaya çalışacaklardır. Ardından yine gündüz olduğunu ve kaplumbağanın bacaklarını ve kollarını yavaşça tekrar kabuğundan çıkarıp uyanması gerektiğini söyleyeceğiz. Bu, çocukları neredeyse fark etmeden bir esneme egzersizi yapmaya ikna etmenin harika bir yoludur.
7-9 yaş arası çocuklar için:
- Farkındalık: Bu aşamada çocuklar, meditasyonun temel tekniklerini sizinle birlikte öğrenmeye başlayabilir. Bunu yapmak için yerde sessizce oturun ve egzersiz boyunca size rehberlik edecek bir uzmanı takip edin.
- Mandala Boyamak: Mandalalar, stres ve kaygı seviyesini azaltmanın mükemmel yollarıdır. Bu yüzden, onları boyamak veya daha da iyisi, onları çizmek, çocukların konsantre olmalarına yardımcı olmak için harika bir egzersizdir.
- Bez bebek: Çocuk kendini bir bez bebek olarak düşünmelidir ve bu nedenle, uzuvlarını bu şekilde hareket ettirmelidir. Bunu yaparak kaslarda oluşan gerilimi serbest bırakmalarını sağlarız.
9 ila 12 yaş arası çocuklar için:
- Daha özel nefes alma teknikleri: Bu yaşta çocuklar, kendi nefeslerinin farkındalığını geliştirme konusunda zaten oldukça yeteneklidir. Bu, onlara şimdiki anı tam olarak deneyimlemelerine yardımcı olabilecek daha derin ve daha karmaşık teknikleri öğreterek, bu becerileri daha da geliştirmelerine yardım edeceğimiz anlamına gelir.
5. (Öfke dahil) tüm duyguları normalleştirin
Bir çocuk, çok yoğun duygular yaşadığında, hızla korkabilir. Bu, yetişkinler de aynı korkuyu yaşayabileceği için kolayca anlaşılabilirdir. Her hâlükârda, çocuğunuza öfkenin, vücudun onları bir şeylerin tam olarak doğru olmadığı konusunda uyarmasının doğal yolu olduğunu öğretmek iyi olacaktır. Genel olarak amaç, bu yoğun duyguyla başa çıkmanın bir yolunu bulmalarını ve daha az bunalmalarını sağlamaktır. Öfkenin kendilerini nasıl hissetmelerine yol açtığı hakkında konuşmak, çocuğunuzun bu duygunun daha çok farkına varmasını sağlayacak ve gelecekte onu tanımlamasını kolaylaştıracaktır.
6. Tepki göstermeyin, sadece harekete geçin
Bir çocuk büyük bir duygusal sıkıntı içindeyken onu “geçiştirmeye” çalışmak sadece yararsız olmaz, aynı zamanda ters de tepebilir. Bu durumla başa çıkmak için yapılacak en iyi şey, ileriyi düşünmek ve her şeyi konuşmaktır. Öfke ve öfke ortaya çıkmadan onunla nasıl başa çıkılacağı hakkında konuşmak, tepki vermek yerine harekete geçmenin bir yoludur. Bunu, her zaman çocuğunuzla sohbet ederek yapabilirsiniz. Örneğin, “Annem bana markette her istediğimi almadığı için kızgınım!” dediğinde, onlara marketten sadece bir şey alabilecekleri öğretilmelidir. Bir süre sonra bu, bir rutin hâline gelir ve çocuk daha öfkelenmeden bu kuralları ezberleme ve içselleştirme fırsatına sahip olur. Başka bir deyişle, çocuk öfkesine yenik düşmeden önce çocuğa öfkesini yönetmesi öğretilmelidir.
7. Empati kurmaya teşvik edin
Öfke, o kadar güçlü bir duygu olabilir ki, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, bir çocukta da çoğu zaman mantıklı davranabilme yetisini gölgede bırakır. Ancak, ebeveynler, çocuklarının olaylara farklı bir açıdan bakmasına yardımcı olmalı ve öfke yerine empatiyi teşvik etmelidir. Çocuk, duyguları hakkında konuşmak istemiyorsa, her zaman bir kitaptan veya çizgi filmden en sevdiği karakter hakkında konuşabilir ve bunu duygularını açmak için bir kapı olarak kullanabiliriz. Yetişkinin amacı, çocuğun duygularını görebilmesi ve sorunun kaynağını bulabilmesi için sorular sormaktır. Örneğin; “Bir karakter belirli bir durumda neler hissederdi veya tepki verirdi?” gibi. Erken yaşta kazanılan empati yeteneği, çocukların sadece karizmalarını geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda saldırganlıklarını azaltmaya da yardımcı olur.
8. Öfke nöbetlerine teslim olmaktan kaçının
Öfke nöbetleri, öfke krizinin nihai sonudur. Ayrıca, daha deneyimli çocuklar, öfke krizlerinin, ihtiyaçlarını karşılamanın ve ebeveynlerini istedikleri şeyi yapmaya zorlamanın en etkili yolu olduğunu bilirler. Ancak, ebeveynlerin kolay yolu seçip teslim olmak yerine, onlarla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri gerekir. Bunun nedeni, kısa vadede kolay bir çözüm olsa da bunun, uzun vadede yalnızca çocuğunuzun davranış problemlerini artıracak ve hatta onları saldırgan olmaya teşvik edecek olmasıdır. İhtiyaçlarının doğru zamanda karşılanacağından emin olmaları için, duygularıyla bağlantı kurmalarına yardımcı olmaya çocuklarınızla birlikte çalışmak en iyisidir.
9. Mizahı kendi yararınıza kullanın
Tabii ki, öfke gibi yoğun bir duygusal zirve yaşayan bir çocuğun, herhangi bir şeyi komik bulması zordur, ama imkânsız değildir. Aslında, becerikli olmanız ve mizah kullanmanız gereken zaman tam da fırtınanın ortasıdır. İlk olarak, sorunun kökenini bulmanız ve anlaşmazlıkların çoğu zaman oldukça saçma yanlış anlamalardan kaynaklandığı gerçeğini kabul etmeniz gerekir. Bunları nazik bir şekilde belirtmek, gerilimi dağıtmaya ve bir çözüme ulaşmaya yardımcı olabilir. Mizah duygusuyla eğitmek, daha mutlu bir ebeveynlik için önemli bir araç olabilir.
10. Duruma bağlı olarak çocuğunuzdan uzaklaşın veya çocuğunuza yakın davranın
Tüm çocuklar aynı değildir veya aynı şekilde davranmaz. Her çocuk aynı duygusal koşullara farklı tepkiler verecektir. Fakat, ebeveynler olarak, çocuğun olası bir öfke patlamasıyla karşı karşıya kalındığında, sakinleşmesi ve kendi kontrolünü yeniden kazanması için geri çekilmemize ve uzaklaşmamıza ihtiyacı olup olmadığını bilmek önemlidir. Ya da tam tersine, çocuğunuzun o an yatışmak için bazen fiziksel temasa ihtiyaç duyduğu da olabilir. Doğru zamanda sarılmanın nasıl iyi geldiğini hepimiz biliriz. Çünkü, içten bir kucaklama, öfkenin artmasına yol açabilecek hayal kırıklığı duygularını önlemeye yardımcı olacaktır.
11. İyi örnek olun
Kendi öfkemizin farkında olmak, çocuklarımıza kendini keşfetme ve farkındalık yolunda rehberlik etmede de önemli bir araç olacaktır. Sonuçta, biz farkında değilsek, onların kendi davranışlarının farkında olmalarını nasıl bekleyebiliriz? Ayrıca, çocuklar genellikle yetişkinlerin davranış biçimlerini taklit eder. Bunu yapmak elbette kolay değil, ama bu, oldukça önemli bir şey. Öfke normal bir tepki olsa da bazen yetişkin olarak bununla nasıl başa çıkacağımızı biz bile bilemeyiz. Gün içinde kaç kez sinirlendiğinizi bir düşünün. Bu hususta günlük tutmak iyi bir fikirdir. Olumsuz duygularınızı neyin tetiklediğini ve onlara nasıl tepki verdiğinizi gözlemleyin. Mesela, bağırıyor, duvara veya direksiyona vuruyor olabilirsiniz... En iyisi, önce kendi duygularınızı düzeltmek veya ihtiyacınız olursa yardım almaktır.
Sizce öfke, görmezden gelinmesi gereken olumsuz bir duygu mu? Çocuklarınıza öfkeyle başa çıkabilmeyi nasıl öğretiyorsunuz? Kendi öfkenizle nasıl başa çıkıyorsunuz ve iletişim hâlinde olduğunuz gençlere nasıl bir örnek teşkil ettiğinizi düşünüyorsunuz?