Olumlu Bak
Olumlu Bak

Herkesi Şanssız Birine Dönüştürebilecek 10 Alışkanlık

Görünüşe bakılırsa şans bazılarının yüzüne gülerken, bazılarını da karanlıkta bırakabiliyor. Her şeyin kaderle ilgili olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bilim insanları buna katılmıyor: Psikologlar ve matematikçiler, insanların davranışları ve elde edebilecekleri başarılar arasında net bir bağlantı olduğundan bahsediyorlar.

Biz Olumlu Bak ekibi olarak her zaman şanslı biri olmaya çalışırız. Bu yüzden, bu yazımızda şanssız bir insanın her zaman yaptığı şeyleri inceledik.

Nadiren başarısız olurlar.

Kulağa ne kadar çelişkili gelse de çok az hata yapan kişiler, bir noktada başarı için çabalamayı bırakır. Arizona Üniversitesi’nden bilim insanları, başarısızlıklar için ideal oranın %15 olduğunu belirlediler. Matematiksel modellerle yapılan bir deney, onlara bu konuda yardımcı oldu. Yapay zekâya materyalleri sıralamayı öğretmeye çalıştılar. Görev %85 doğru yapıldıysa, süreç daha hızlı ilerliyordu. Makine, görevin %85’inden daha fazla doğru yanıt verdiğinde, görevin çok kolay olduğu değerlendirildi ve yeni bilgiler ile bir çözüm için alternatif yollar aramayı anlamsız buldu.

Aynı şey insanlar için de geçerlidir: Sık başarılar bizi daha rahat hissettirir. Bu nedenle, yaptığınız işin %15’inde başarısız olmayı kendinize bir ödül olarak gösterebilirsiniz.

Her zaman iyi bir insan olmaya çalışırlar.

Her zaman kibar olmak veya herkesi memnun etmeye çalışmak başarıya götüren bir yol değildir. Kimileri kibarca fikirlerini iletmeye ve tavizler vermeye çalışırken, kimileri de güçlü bir şekilde pozisyonlarını savunmaya devam eder. Başarıya daha sık ulaşanlar ikincisidir. Bu nedenle, sert eleştirilerden korkmayın ve olumsuz yorumlar duyduktan sonra pes etmeyin.

40 yıllık gözlemlerin ardından sonuca varan Lüksemburglu bilim insnaları, asi ve inatçı olmanın iyi şansın garantisi olduğunu söylüyor. Üstelik, bu özellikleri çocuklukta göstermeye başlayanlar en iyi sonuçları almayı ve daha başarılı olmayı başarıyorlar. Yaramaz çocuklar, çıkarları hakkında doğrudan ve açıkça konuşmaya hazır yetişkinlere dönüşüyor. Bu kişiler, sevdikleri birini ilk kendileri aramaktan veya patronlarıyla zamları hakkında bahsetmekten çekinmezler.

Evrensel adaletsizliğinin sadece kendileri için olduğuna inanırlar.

Moral bozmayı alışkanlık haline getirmiş birisi, sorunları hakkında durmadan konuşabilir. Bir sohbette başka biri onlara hayatlarından bahsederse, sorunlarının hiçbir şey ifade etmediğini anında öğreneceklerdir. Bu tür bir ters benmerkezcilik, dikkati yeniden kendilerine çekme ve diğer insanların zorluklarını değersizleştirme arzusu, diğer insanları onlardan uzaklaştırır. Bu oyunbozanın kendisi, hayattan gücenmek için zaman harcayarak şansını daha da kötüleştirir.

Kahvaltıyı atlarlar ve yanlış içecekleri içerler.

Uzmanlar, en verimli günün, sabahları önemli şeyler yapmayı başaranların ve konsantrasyonunu uzun süre koruyabilenlerin geçirdiğini buldu. Bunu yapmak hiç de zor değil. Örneğin, kahvaltıyı atlamayın. İlk öğün size enerji verecek ve kısa süreli hafızanızı geliştirecektir.

Bilim insanlarından bir tavsiye daha: Kahvaltıdan 30 dakika önce sabah kahveniz yerine limonlu bir bardak su için. Sadece suya küçük bir limon parçası sıkmanız yeterli olacaktır. Limon, gün boyunca sonuçlara odaklanmanıza yardımcı olacak bir vitamin takviyesi sağlar.

Duyguların değerini küçümserler.

Düşük duygusal zekâ, hem işte hem de kişisel yaşamınızda başarısızlığa neden olabilir. Başkalarının duygularını nasıl okuyacağını bilmeyenler, kendilerini uzlaşma ve değişikliklere hızla yanıt verme fırsatından mahrum bırakırlar. Kitap okuyarak, resim yaparak ve güzel filmler izleyerek duygusal zekânın geliştirilebileceğine inanılmaktadır.

Yalnızca tek bir yönde gelişmek isterler.

Hepimizin gurur duyduğumuz becerileri ve özellikleri vardır. Ancak, tek bir şeye odaklanmak yanlıştır. Amerikalı bilim insanları, bir kişinin nitelikleri ile başarıları arasındaki ilişkiyi, örnek olarak 10.000 askeri akademi öğrencisini kullanarak incelediler. Şu sonuca vardılar: Başarılı olmak için güçlü bir karakter, bilgi edinme arzusu ve fiziksel gelişime yönelik çaba gerekmektedir.

İngiliz psikologlar, başarılı olmanıza ve büyük başarılar elde etmenize yardımcı olabilecek özelliklerin bir listesini oluşturdular. Liste 6 nitelikten oluşuyor: Vicdanlılık, uyum, belirsizliği kabul etme, merak, risk yaklaşımı ve rekabetçilik.

Kendilerini tam isimleriyle tanıtırlar.

İstatistikler, bir kişinin adının uzunluğu ile maaşı arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, daha kısa bir isim kullanma şansınız varsa, mutlaka kullanın. Çok resmi olmayan bir isim, diğer insanlara daha açık görünmenizi ve onların size daha fazla güvenmesini sağlar.

Örneğin, gezegendeki en zengin insanlardan biri Bill Gates olarak bilinmektedir. Ancak, kendisini tam adı olan William Henry Gates III ile tanıtmaya devam etseydi, milyarlarca kazanıp kazanamayacağını kim bilebilir?

Vücut şekillerine vurgu yapmazlar.

İlk bakışta, başarı ile bel ölçünüz arasında bilinçsiz de olsa bir bağlantı olduğu düşünülüyor. Surrey Üniversitesi’nde Sağlık Psikolojisi Profesörü olan Jane Ogden, ince bir beli olan kadınların kelimenin tam anlamıyla çevrelerine şu düşünceyi ilettiklerini iddia ediyor: “Kendini kontrol etmenin ne demek olduğunu biliyorum.” Ona bakan insanlar da otomatik olarak, eğer tatlılar konusunda kendini kontrol edebiliyorsa, kesinlikle güçlü bir iradeye sahip olduğunu düşünüyor.

Kendi çıkarlarının dışında olan şeyleri kabul ederler.

Birini reddetmek veya itiraz etmek, kararlarının sonuçlarının sorumluluğunu almak anlamına gelir. Başkalarının önerilerine yanıt olarak gülümsemek ve başını sallamak ise çok daha kolaydır. Ortamı bozmayan iyi bir insan olma ününü bu şekilde elde edersiniz ve... elinize de sadece bu geçer. Dostluk aslında bir oyundur: İnsanlar başkalarını önemsedikleri gerçeğiyle değil, sorumluluk almama arzusu ve eleştirilme korkusuyla yönlendirilir. Bu, başarılı olmak için gerekli olan bir nitelik değildir.

Partnerlerini nadiren öperler.

Partnerlerin birbirini öpmesi oldukça faydalıdır. Bu, sadece bağışıklığı artırmak ve stresi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda uzun süreli ilişkileri de güçlendirir. Üstelik, partnerinize bu şekilde sevginizi ve ilginizi göstermek, ilişkinizin 1. ya da 2. yılında da başlangıcında olduğu kadar önemlidir. Bilim insanları ayrıca, sevgi göstermek ile gelir seviyesi arasında bir bağlantı keşfettiler. Sevildiğini hisseden insan daha şevkle çalışıyor gibi görünüyor.

Sizin başarı için sırlarınız var mı? Hangi alışkanlıkları “başarılı” olarak adlandırırsınız?

Bu Yazıyı Paylaşın