Sağlık

Hiçbir şey yoğun bir günün ardından alınan rahatlatıcı, sıcak bir duş kadar çekici gelmese de soğuk duş almak, aslında sizin için çok daha iyi olabilir. Çünkü soğuk suyun sağlığınız ve güzelliğiniz üzerindeki etkisi, sabahları uyanmanızı sağlamanın çok daha ötesindedir. Hatta soğuk duş almak, daracık kot pantolonunuza çok daha kolay sığmanızı bile sağlayabilir.

Yumurtaların kilonuzu desteklemek, göz sağlığınızı düzeltmek ve protein ile omega-3 asitleri gibi birçok besin maddesi ihtiyacınızı karşılamak üzere sağlığınıza bir sürü faydası olduğu şüphesiz. Lakin yeni araştırmalar, yumurtaları vücudumuzun ihtiyaç duyduğu aynı besin türlerini içeren başka yiyeceklerle değiştirmenin daha iyi olabileceğini öne sürüyor. Böylelikle, daha sağlıklı bir şekilde yaşamaya devam edebileceğimizi ortaya koyuyor.

Domateste, sağlığa sayısız yararları olan likopen adında bir bileşik bulunur. Aslında, her kırmızı sebzede veya meyvede, ona parlak kırmızı rengini veren madde olan likopenden bir miktar mevcuttur. Ancak domates, diğer sebzelerden daha fazla likopen içerir. Mesela, bir orta boy domates, yaklaşık 2-3 gram likopene sahiptir. İlginç bir şekilde, domates suyunda, çiğ domatesten çok daha fazla likopen bulunur.

İster inanın ister inanmayın, yeni doğmuş bebekler ağızlarından nefes alamaz. Ancak 6 aylık dönüm noktasını geçtikten sonra, aslında nefes almanın diğer bir yolu olduğunu keşfederiz. Ağızdan nefes almak sonuçta işe yarasa da uzun vadede bunu yapmak bizim için zararlı olabilir.

İnsanların siğillerinin olması çok yaygın bir durumdur ve ciltteki bu küçük, tane tane oluşumlar genellikle zararsızdır. Ancak, genel olarak görüntünüzü büyük ölçüde etkilerler. Siğiller, hemen hemen her yerde bulunabilen ve insandan insana kolayca geçen insan papilloma virüsünden kaynaklanır. Siğillerden kurtulmanın birçok yolu vardır. Fakat, bunları engellemek için alacağınız bazı önlemler sayesinde hem zamandan hem de paradan tasarruf edebilir ve cildinizin sağlıklı, temiz kalmasını sağlayabilirsiniz.

Kadınların %50’sinden fazlası, ömürleri boyunca fark edilir derecede saç dökülmesi yaşayabilir. Bu, özellikle yeni bebek sahibi olan veya menopoza giren 40 yaşından daha büyük kadınlar için geçerli bir durumdur. Evet, çözüm olarak saçınızı kısa kestirebilirsiniz, ama yine de sorunun üstesinden gelmeye çalışmakta fayda vardır.

Mide yanması olarak da bilinen reflü, yemek borunuza doğru hareket eden ve göğüs bölgenizdeki o rahatsız edici yanma hissine neden olan mide asitlerinin tetiklediği, yaygın görülen bir hastalıktır. Elbette, reflüyü ilaçla tedavi etmek mümkündür. Ancak, yaşam biçiminizde bazı değişiklikler yaparak da şikâyetlerinizi hafifletebilir ve hatta bu hastalığı önleyebilirsiniz.

Dar kot giymek veya dudak nemlendiricisi kullanmak gibi bazı alışkanlıklarımız, zaman içinde zarar verici olabilir. Farkında olmadan her gün yaptığımız birçok şeyin sağlıksız yan etkileri vardır. Bu, özellikle bazı alışkanlıkları her gün tekrarladığımızda ve sağlığımızı olumsuz yönde etkilemeleri için zaman tanıdığımızda geçerli bir durumdur.

Uykunun faydaları, iyice dinlenmiş olmaktan çok daha öteye gider. Uyku, sağlıklı bir bağışıklık fonksiyonunun, metabolizmanın, hafızanın, öğrenmenin ve diğer işlevlerin hayati bir parçasıdır. Aynı zamanda kilo vermenize yardımcı olabilir ve kalbinizi güçlendirebilir. Bu nedenle, bu konuya kesinlikle önem vermemiz ve uykumuzu aldığımızdan emin olmamız gerekir.

Kilo vermek istiyorsanız bırakmayı planladığınız ilk şeylerden biri gece yenilen atıştırmalıklardır. Birçok insan yatmadan önce yemek yemenin kilo aldırabileceğine inansa da aslında durum tam tersidir. Öyle ki, aç karnına çekmecenizden atıştırmalık bir şeyler alıp yemek, inatçı karın yağlarınızı eritmenin bu kadar uzun sürmesinin sebeplerinden biri olabilir.

Her efsanenin temelinde biraz mantıklı bir fikir, biraz da yanlış bilgi bulunur. İnsanlar gerçek dışı şeyleri paylaşmaya ve onları bilimsel gerçekler gibi sunmaya meyilli olduğu için günümüzde ne tarafa baksak insan vücudu hakkında doğru olmayan sayısız gerçekle karşılaşıyoruz. Neyse ki, bilimsel araştırmalar o iddiaların doğruluğunu kontrol etmemize imkân tanıyor.

“O tişörtü daha bir kez giydim, tabii ki bir kere daha giyebilirim!” Çoğumuzun kıyafetlerimizi koklama testinden geçirip günlerce giydiği zamanlar olmuştur. Ancak, kıyafetleriniz güzel koksa bile, artık ter ve bakterilerle kaplıdır ve onları günlük olarak değiştirmemek bazı hoş olmayan sonuçlara yol açabilir.

Aynı anda dişlerinizi fırçalayıp yüzünüzü yıkamak gibi şaşırtıcı bazı sebepler, yüzünüzde sivilce oluşma riskini arttırabilir. Cildiniz için yapmanız gereken her şeyi yapıyor olmanıza rağmen, sivilcelerden yine de kurtulamadığınızı düşünebilirsiniz. Ancak görünen o ki, bunun altında yatan başka sebepler var.

İnsan vücudu, hamilelik döneminde birçok fiziksel, duygusal ve psikolojik değişim geçirebilir, öyle ki bunların takibini yapmak zor olabilir. Bu değişimler aniden ve hiç beklenmedik şekillerde gerçekleşebilir.

Bazen öyle günler olur ki, bütün stresinizden arınmak için tek ihtiyacınız olan şeyin banyonuzu bir kaplıcaya çevirmek olduğunu düşünürsünüz. Bazı günlerse, hızlı bir şekilde yıkanmak için bile vaktiniz olmaz ve belli bir süreyi duş almadan geçirmeyi tercih edersiniz. Aslında, her gün banyo yapmaktan kaçınmak cildiniz için daha iyi olabilir. Çünkü, fazla yıkanmanın kuruluğa yol açması muhtemeldir. Elbette duş alma alışkanlıklarınız tamamen yaşam tarzınıza ve programınıza bağlıdır, ancak yeniden düşünmek isteyebileceğiniz bazı önemli etkenler olduğunu bilmelisiniz.

“Organik” kelimesi kulağa yapay olarak üretilmiş şeylerden çok daha çekici gelir, ama aslında bunların hepsi bir yanılsamadan ibarettir. Örneğin, bir süre önce, GDO (genetiği değiştirilmiş organizmalar) içeren gıda ürünlerine yönelik olarak, toplumda kitlesel bir histeri durumu mevcuttu. İnsanların organik ürünlere geçiş yapması ve katkısız gıdalar tüketmesi teşvik ediliyordu. Ancak yapılan araştırmalarda, GDO’lu ürünlerin tüketilmesinin insanlarda olumsuz bir etkiye sebep olmadığı kanıtlandı. Biz de bugün aynı durumu, cilt bakımıyla ilgili “doğal” ürünler için kanıtlamak istiyoruz.

Araştırmalar, insan tırnağının, atların toynakları kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Buna rağmen sürekli tırnaklarımızı kırmayı başarıyoruz! Tırnak çatlaması oldukça yaygın görülen bir sorun ve kuruluk, çok fazla nem, çok fazla aseton kullanımı vb. nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Neyse ki, güzellik merkezine gitmeden de arzuladığınız tırnakları elde etmenize yardımcı olabilecek bir sürü basit ve doğal çözüm var.

Neredeyse %40’ımız pijamalarla uyuruz ve en sevdiğimiz kışlık pijamamızdan daha rahatı yoktur. Ancak, uyurken giymeyi tercih ettiğimiz şeyler uykumuzun kalitesini, görünüşümüzü ve hatta sağlığımızı bile etkileyebilir. Mesela, pofuduk pijamalarınızın geceleri terlemenize neden olması, kolayca uykuya dalamamanızın ve dolayısıyla sabahları yorgun bir şekilde uyanmanızın sebeplerinden biri olabilir.

Vücudumuz her şeyin bir şekilde bağlı olduğu karmaşık bir sistemdir. İşte, bu yüzden, olması gerektiği gibi gitmeyen bir şey, uyarı işareti olarak vücudun diğer bölümlerine mesajlar gönderir. Bu işaretleri tanımak ve düzeltilmesi gerekenleri düzelttiğimizden emin olmak bizim gücümüz ve bilgimiz dahilindedir.

Yaşlandıkça, cildimiz sarkmaya ve kırışmaya başlar. Bunlara karşı işe yarayan, aralarından seçim yapabileceğimiz birçok cilt bakım ürünü bulunsa da mutfağınızdaki zeytinyağı kadar basit bir şey de işinizi görebilir. İnce çizgilerin ve kırışıklıkların çoğu 35 ve 50 yaşları arasında ortaya çıkmaya başlar. Lakin, bunları önlemeye yardımcı olabilecek bir cilt bakım rutinine girişmek için hiçbir zaman çok erken ya da çok geç değildir.