İlginç Şeyler

“Işıkla çizmek” anlamına gelen “fotoğraf” kelimesi ilk kez 1830 yılında kullanıldı. Şanslıyız ki bundan yüz yıl sonra ilk kameranın icadıyla ailemizin bizden önceki bireylerini ve yaşadığımız güzel anıları bize hatırlatan, geçmişi ölümsüzleştiren fotoğraflara kavuşmuş olduk. İnsan aile albümüne bakarken kendini nostaljiye kaptırır. Eski günlerin ne güzel, ne mutlu günler olduğundan dem vurur. Fotoğraflar sayesinde en sevdiğimiz insanlar hayatımızda yer almaya devam eder.

Fotoğraflar yalnızca hatıraları sonsuza dek saklamanın bir yolu değildir. Onlar aynı zamanda, etrafımızda sürekli gerçekleşen küçük ve güzel şeyleri fark etmenin de bir yoludur. Tokyo’da bir araştırmacı, “Sevimlilik gerçek bir ilaç değildir, ama sizi iyileştirir.” demiştir. Hatta sevimlilik, aynı zamanda performansınızı. bile artırır.Biz Olumlu Bak ekibi olarak, gülümsemenizi ve daha verimli çalışmanızı sağlayacak en sevimli anlardan bazılarını bir araya getirdik. Onları sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.

Rowan Atkinson’ın oynadığı karakter Mr. Bean’in kendini soktuğu komik durumlara hepimiz kahkahalarla gülmüştük. Neredeyse her durumdan (çoğunlukla da tuhaf durumlardan) kurtulmanın bir yolunu bulmayı başarıyordu. Keşke aynı becerilere biz de sahip olsaydık ve böyle şeyler başımıza gelince şaşkına dönmeseydik.

Neredeyse her iş alanında, sadece o sektörde çalışanların bildiği küçük sırlar vardır. O “küçük sır” belli belirsiz, sonuçta bir şeyi değiştirmeyen bir bilgi olabilir. Fakat bazen her şeyi açığa çıkaran, bizim daha farklı bir gözle görmemizi sağlayan bir şeyler de olabilir.

Geriye dönüp baktığımızda anılarımızı yeniden yaşayabilmek için fotoğraflar çekeriz. Lakin zaman zaman bu fotoğraflar ya oldukça sıra dışı ya da paylaşmadan duramayacağımız kadar komik olur ve onlar sayesinde gülüp, fotoğrafları çektiğimiz o anları hatırlarız. Böylece günümüz şenlenir.Biz Olumlu Bak ekibi olarak, görünüşe göre evrenin kasıtlı olarak ortaya çıkardığı, ya çok komik ya da akıl almaz olan fotoğrafları bir araya getirdik.

Bazen kendi zekâmız bize sürpriz yapar ve aniden ortaya çıkmaya karar verir. Biz de bunu, yeni bir şey keşfettiğimizde ya da mantıklı ve işe yarar bir şey söylediğimizde fark ederiz. İşte, o anlarda bir taşla iki kuş vurmuş oluruz. Bu, içimizde bir tür Sherlock Holmes olduğunu ve belki de ondan daha parlak bir zekâya sahip olduğumuzu kanıtlıyor.Olumlu Bak olarak, zekânızla başka insanları alt edebilmeniz veya çeşitli durumlardan kurtulabilmeniz için bazı insanların kullanıp işe yaradığını fark ettikleri deneyimleri ve tavsiyeleri bir araya getirdik.

Bizi şaşkına çevirebilecek birçok şey var. Ancak ister satın aldığınız yeni evde bulduğunuz bir eşya olsun ister parlak, ilginç bir nesne olsun, ne olduklarını tek başınıza çözmeye çalışarak kendinize eziyet etmeyin, çünkü kesinlikle aradığınız cevabı bilen bir internet kullanıcısı vardır.

Kabul etmek istesek de istemesek de sütyenler, iç çamaşırlarının yıkandığı kadar yıkanmıyor. Kirli sepetine gidip gitmeyeceklerine ise genelde bir ’’koku testiyle’’ karar veriliyor. Ama kadınların, sütyenlerini yıkamaları gerektiğinden daha az yıkadıkları ortaya çıktı ve bu durum problem yaşamalarına yol açabilir.

Hepimiz kimi zaman günlük hayatımızın kıymetini bilmeyebiliyoruz. Kendi işimize bakabiliyor ve ara sıra şanssız olduğumuzdan yakınabiliyoruz; ancak belki de uzakta bir yerlerde bir insan bizden daha kötü bir gün geçiriyordur.Hem şanssızlık ne ki? Farklı kültürlerin buna dair kendi görüşleri var. Mesela Güney Kore’de, bacaklarınızı sallamanın servetinizi silkeleyip atmak anlamına geldiğine inanılıyor. Eğer bunu yapıyorsanız belaya davetiye çıkarıyorsunuz demektir.Olumlu Bak ekibi olarak, bir konuda şüpheye yer bırakmayan bazı hikâyeleri bir araya getirdik. Hangi batıl inançlar söz konusu olursa olsun, bu insanlar şansın size sırt çevirmesinin nasıl bir şey olduğunu biliyorlar.

Bir araştırmaya göre, biz kendi talihimizin efendileriyiz; çünkü talihimiz, düşüncelerimize ve davranışlarımıza bağlı. Lakin ne kadar olumlu düşünmeye çalışsak da hayat mükemmel değil. Sıra dışı veya komik çuvallamalar mutlaka yaşanıyor, ama sorun değil! Çünkü bunlar bize dayanıklı olmayı öğretiyor ya da en azından bizi bir güzel güldürüyor.

Hayatta bazı şeylere o kadar çok alışırız ki onların geliştirilebileceğini asla hayal edemeyiz. ancak bir süre sonra, hayal gücü oldukça kuvvetli bazı insanlar, büyük ve küçük gündelik sorunları ustalıkla nasıl çözebileceğimizi bize gösterir.

Ünlüler de aynı bizim gibiler ve onlar da kendileriyle alay etmeye, şaka yapmaya ve iğneleyici olmaya eğilimliler. Bu yüzden, ara sıra modumuzu yükseltmek için onların sosyal medya hesaplarına göz gezdirebiliriz. Bu sayede hem muhteşem fotoğraflar görürüz hem de kolayca kaliteli şakalarına erişebiliriz.

Çoğumuzun, eski şeyleri çöpe atmakta zorlanıp, en sonunda hepsini bodruma yığdığı olmuştur. Bunu yapmamızın nedenlerinden biri, geçmişi yad etmenin güzel anıları çağrıştırması ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlayabilmesidir. Üstelik, yıllardır kullanılmamış yığınla eşyaya göz atarken, ilginç bir şey bulabilir ve o eşyayı çöpe atmadığımıza sevinebiliriz.

Sanat, kişiliğimizi ve aklımızdan geçenleri ifade etmenin en ideal yoludur. Üstelik bazı insanlar, kendi vücutlarının ve yüzlerinin sanatı sergilemek için mükemmel bir araç olduğuna inanırlar. İster dövme gibi kalıcı ister makyaj gibi geçici olsun, “vücudumuzda” sanata yer vermek öz güvenimizi artırır ve kendimizle daha barışık olmamızı sağlar. Hatta bir araştırma, bir sürü dövme yaptırmanın bağışıklık sistemimizi güçlendirerek sağlığımıza fayda sağlayabileceğini keşfetmiştir.

Hiç kimse işinde mükemmel değildir. Ancak herkesin işi, hepimizin kullanması veya bakması için bir şeyler tasarlamaktan geçmez. Tasarımcılar için riskler biraz yüksektir ve bazen bunun baskısı biraz fazla olabilir. Bu yüzden, duş kabinlerinin içinde elektrik prizi gibi şeyler görüyoruz.

Bir araştırmaya göre, salı günü haftanın en uzun ve berbat günü olarak görülüyor. Bunu söylemekle beraber, çoğumuz maalesef bu kötü günleri haftada birden fazla kez yaşıyor. Yaşadığımız küçük bir talihsizlik veya tatsız bir olay, bütün bir günü atlamak istememize yetiyor. İşin iyi yanı, bu olayların gerçekleşmesinin kolay olduğu kadar, kötü günleri tersine döndürmenin de bir o kadar kolay olması. Yalnızca zihnimizi olumlu düşüncelerle doldurmalı ve iyi şeylerin beklediğimizden daha kısa sürede geleceğini kendimize hatırlatmalıyız.

Görünüşe göre evrenimiz de zaman zaman eğlenmekten hoşlanıyor ve bizi neşelendirmek için bize nezaketle göz kırpıyor gibi görünüyor. Bazen durup, bir an için gülümsemek hayatın gelecek güzelliklerinin harika bir ön izlemesiyle karşı karşıya olduğumuzun bir anımsatıcısıdır.

İkinci el eşyalar satan dükkânların meraklısıysanız muhtemelen bu tip yerlerde yapacağınız bir avın başarısının büyük ölçüde şansa bağlı olduğunu kabul ediyorsunuzdur. Eğer olur da bir gün şans kapınızı çalarsa bu dükkânlarda neredeyse bedava denilebilecek bir meblağ karşılığında gerçek bir hazineye rast gelebilirsiniz. İşte, bu makalemizin kahramanları da gümüş, altın, inci ve pırlantadan yapılmış çeşitli takıları ve eşyaları benzer dükkânlarda bulmuşlar ve görünüşe bakılırsa hayatlarının en büyük alışveriş piyangosunu kazanmışlar.

Başımıza gelen pek çok güzel şeyin tesadüfen olduğunu fark etmişsinizdir. Ne de olsa dondurma ve dondurma külahı, mikrodalga fırın, patates cipsi ve hatta Coca-Cola gibi harika şeyler, tarihçilerin iddiasına göre tesadüfen icat edilmiştir. Bugünkü makalemizin kahramanları henüz bir şey icat etmemiş olsalar da bu tesadüfi keşiflerle hayatlarına gerçekten renk katmayı başarmışlar.

Hamilelik, kendinizi aynı anda hem mutlu hem de bitkin hissettiğiniz büyülü bir dönemdir. Vücudunuz ve ruh hâliniz her gün değişir ve bu sizi rahatsız edebilir. Bu günleri daha rahat bir hâle getirmek için bazı iyi ipuçlarına ve araçlara ihtiyacınız var.